Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ U ] / Utandım

Utandım перевод на испанский

2,492 параллельный перевод
- Arkadaşlarım böyle bir şey söylediği için biraz utandım.
Me dio vergüenza de que mis amigas pensaran que tenías unas piernas bonitas.
Şimdi çok utandım.
Por... yo, solo... estoy terriblemente apenada.
Tanrım, çok utandım, burada biri olduğunu bilmiyordum.
¡ Oh Dios! , esto es tan vergonzoso, no sabía que había alguien aquí.
Hayır, utandım.
No, me daba vergüenza.
Biliyorum. Çok utandım sonra!
Ya lo sé. ¡ Estoy tan avergonzada!
Neden bilmiyorum. Ben... Bir nedenden dolayı utandım.
No sé por qué, yo me sentí avergonzado por alguna razón.
Ama sonrasında çok utandım ve bir şey söyleyemedim. O da bir şey söylemedi.
Pero después me dio vergüenza y no dije nada, ni esa persona tampoco.
Artı, bizi çıkarma konusundaki başarılarından dolayı fena utandım.
Además, me siento terriblemente avergonzado por su incapacidad para sacarnos.
Hayır, çok yorgunum ve utandım.
- No, estoy muy cansada y avergonzada. Buenas noches.
Tanrım, çok utandım.
Dios, estoy tan avergonzado.
Çok utandım.
Estoy tan avergonzada.
İşin aslı, Todd, sana araba kullanmayı bilmediğimi söylemeye biraz utandım.
La verdad es que Todd, estaba un poco avergonzado de decirte que no sé conducir.
Çok utandım. Kendini suçlama.
- No te castigues.
Tanrım, çok utandım.
Dios mío, esto es tan vergonzoso.
Çok utandım.
Esto es tan incómodo.
Senin adına utandım doğrusu.
Estoy un poco avergonzado por ti.
Sonra da utandım.
Al principio, estaba muy enfadado. Luego, me daba pena.
- Çok utandım.
¡ Qué embarazoso!
Britta, seni utandırıp korunma malzemelerine baktığımız için üzgünüz.
Britta, lamentamos haberte avergonzado y haber visto tu departamento profiláctico.
Biraz tuhaf olur ama utandırılamayacak kadar heyecanlıyım hadi gidelim.
Es raro, pero estoy emocionado para sentirme humillado. Vamos.
Bak, kızım, beni utandırmaya başladın.
Mira, chica, estás empezando a avergonzarme.
Benim şu anda utandığım gibi. Pete, neden buradayız?
No, va a avergonzarse de ti, igual que yo ahora.
Seni utandıracak bir şey mi yaptım?
¿ He hecho algo para avergonzarte?
- Seni hiç utandırdım mı?
Mira, ¿ Alguna vez he hecho esto?
Beni utandırma, tamam mı, Ames?
No me hagas pasar vergüenza, vale, ¿ Ames?
Bu sefer seni utandırmaya çalışmayacağım.
Trataré de no hacerte avergonzar esta vez.
Ben kendi kendimi çok iyi utandırırım.
Puedo hacerme avergonzar sin problemas por mi cuenta.
Bunu, ikinizi utandırmak için değil. Her ne kadar bu olay benim canımı çok sıkmasa da.
No estoy poniendo esto para avergonzarlos, aunque, no me molesta mucho.
Geçen yıl bana aldığın ve benim giymeyi utandığım elbiseden beri.
Desde que me compraste el vestido del año pasado que me dio mucha vergüenza usar.
Aslında biraz utandım.
Bueno, es un poco embarazoso en realidad.
- İlk önce onu utandırdım- - - Aşağıladın!
- Primero lo avergüenzo- - - ¡ Humillaste!
Geçen yıl, bunun senin nasıl da utandırdığımı biliyorum.
Sé cuanto te avergonzó éso el año pasado.
O kadın ki, babası tarafından kabul görmek istiyordu... Ben onu babasının önünde utandırdım.
Esa mujer cuyo más sincero deseo es recibir el reconocimiento de su padre... la hice sentir vergüenza delante de él.
Ne, utandın mı yoksa?
¿ Qué? ¿ Estás avergonzada? .
Beni utandırmaya mı çalışıyorsun?
¿ Estás intentando avergonzarme?
Jasper'i Yale'li adamın önünde utandırdım ve bunu telâfi etmek için gümüşü bulmaya çalıştım.
Avergoncé a Jasper frente a los de Yale e intenté compensarlo ayudándolo a encontrar la plata.
diğerlerinin önünde utandırmak mı istiyorsun?
¿ Avergonzarme delante de los demás?
Takımın tüm ülkenin gözleri önünde bizi utandırıyor.
Tu equipo nos esta avergonzando ante todo el país.
Seni utandırmayacağım evlât.
No te decepcionaré, hijo.
Çok utandım.
Qué vergüenza.
Seni utandırmaz mıyım?
No te voy a avergonzar?
Ama ben seni hiç utandırmadım mı sanki?
Pero no te he avergonzado yo a ti?
Arjantin'i utandırmayı mı başardılar?
¿ Avergonzando a la Argentina?
Ne? Utandırdım mı yoksa?
¿ Qué, estoy avergonzándote?
Utandırıcı bir şey olduğundan soramayacağımı söylemiştim.
Dije que no quiero preguntarle porque es vergonzoso.
Umarım kendimi utandırmam.
Espero no pasar vergüenza.
Sky1 beni bilir, ne kadar utandığımı göstersek O da iyi bir tanıtım. Peki, tamam.
Voy a subir la montaña hoy, para ver el Cristo Redentor.
- Uygun miktarda utandırırım.
Encontraré un nivel apropiado.
Onu kovarsan, ailemi daha fazla utandıracağım.
Si lo tiras, acarrearé más vergüenza a mi familia.
Yaptığım saçmalık yüzünden beni utandıran ilk kadınsın. Kendimi gözden geçirmemi sağladın.
Eres la primera mujer que está cada vez que llamo por mis mierdas... y que me hace juzgarme a mí mismo.
Ve utandırmak için söylemiyorum ama birkaç kez benim hayatımı kurtardı.
Y no quiero avergonzarlo, pero el ha salvado mi vida un par de veces.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]