Utü перевод на испанский
138 параллельный перевод
Ütü!
¡ Mi plancha!
Ütü çizgili pantolon bayağı kabul ediliyordu.
Los pantalones con una raya se consideraban plebeyos.
Ütü izi giysinin, bir rafta durduğunun ve hazır giyim olduğunun kanıtıydı.
La raya probaba que la prenda había estado en un anaquel y, por lo tanto, estaba ya preparada.
"Ütü yapan kadın" tablonun önünde durdu.
- ¿ Qué?
Ütü yaparak fazladan para yapıyorum.
Aquí me gano algún dinero planchando.
Ütü yapıyorum.
Planchar.
Ütü işlerini bitirdin mi?
¿ Te has tomado hoy tu suplemento de hierro?
Ütü yaparmış gibi değildi, biraz daha yumuşaktı.
Pero, ¿ sabes algo? nunca llegué a los doces tan rápido.
Ütü sıcaktı.
La plancha estaba encendida.
Ütü yapıyordum.
Estaba planchando.
Ütü yapmayı sevmem.
No me gusta planchar.
Ütü yapılmasını mı istiyorsun?
¿ Quieres ropa planchada?
Onun yaşında, Çamaşır yıkar, Ütü yapar Anneme yardım ederdim.
A su edad yo ya planchaba, fregaba y ayudaba a mi madre.
Ütü.
Plancha.
Ü T Ü. Ütü.
P-L-A-N-C-H-A.
Ütü masası.
La tabla de planchar.
"Ee, normal. Hassas. Ütü gerektirmeyen."
'Normal'.'Delicado'.'Permanente'.
Ütü için bozukluğa ihtiyacım olur mu?
¿ Necesito cambio para para la máquina de planchar? No.
Ütü de yapar.
Plancha.
Ütü masanızı kullanmamın sakıncası var mı?
¿ Les importa si uso su tabla de planchar?
- Ütü yapmak istemiyorum.
- No tengo ganas de planchar.
Ütü günüm.
Estoy planchando.
Ütü...
La plancha...
Ütü, sahibem.
Fue la plancha, Madame.
Ütü yapamıyor mu?
¿ No sabe planchar, Nathalie?
Ütü yapmayı seviyorum.
Lo haré. Me gusta planchar.
- Ütü masası gibisin hem de!
- Pareces lámina de acero.
Ütü yapıyordum, anladın mı?
Estaba planchando, ¿ cierto?
Ütü istiyor bu.
Eso necesita que lo planche.
Ütü masası, leke çıkarıcı ilaçlar?
¿ Una tabla de planchar, un quitamanchas?
- Ütü masası yamuldu
- El tablero de planchar se rompió.
Seni duyamıyorum, Eric, Ütü yapıyorum.
No te escucho, Eric, estoy planchando.
Ütü nerede?
¿ Dónde está la plancha?
Ütü yaparken.
planchando.
Lamba yere düştü. Ütü masası devrildi.
Ésta se cae y tumba la tabla de planchar.
Bellini ona doğru ilerledi. Ütü masasına takıldı. İskemleye çarptı.
Bellini va por él, se tropieza con la tabla de planchar, rebota en el sofá, vuela por los aires y se le enreda el cordón en el ventilador.
Ütü yapmak gibi.
Hacia adelante y hacia atrás. Es como planchar.
Ütü, çamaşır, düşkünleri beslemek...
Lavar, planchar, dar de comer, de beber...
Tüm marketlerde. Ütü mü?
De venta en las mejores tiendas.
Ütü dedin mi Inferno olmalıdır.
¿ Busca una plancha? Inferno.
Ütü yapmaya devam etmemin sakıncası var mı?
- ¿ Te importa si sigo planchando?
Ütü masası...
Una tabla de planchar...
- Ütü yapıyor
- Está planchando.
Ütü yapıyorum.
¿ Qué parece? Estoy planchando.
Ütü odasında bir lavabo var.
Hay un fregadero en el planchero.
- Tanığın kafasını ütülemeyi kes. - Ütü mü?
- No le dé la lata al testigo.
- Çalar saat, Ütü tahtası, Boğa kementi, pasta kreması, Celine Dion, Dionne Warwick!
Despertador, plancha, crema batida, Celine Dion, Dionne Warwick!
- Ütü yapıyordum... Telefon çaldı...
Estaba planchando una camisa y de pronto sonó el teléfono.
Ütü yapabilir.
Puede planchar.
Ütü ısındığı zaman adımımı atacağım.
hare mi movimiento cuando el hierro este al rojo.
Ütü sıcak.
el hierro esta al rojo.