Uvey перевод на испанский
1,874 параллельный перевод
Üvey annesi Hera bunun garantisidir.
Su madrastra, Hera, se asegurará de eso.
Üvey babam pisliğin tekidir
Mi padrastro es un idiota.
Üvey baban, ben
Tu padrastro, yo...
Üvey kızı, Rachel, daha önceki evliliğinden.
La hijastra, Rachel - es de un matrimonio anterior.
Üvey babanın ölümünden, Sara'yı suçlu göstermek istedin.
Intentó inculpar a su madrastra por el asesinato de su padrastro.
Üvey babası tarafından taciz edildi mi diyorsunuz? Şüphesiz.
¿ Se refiere a si fue abusada sexualmente por su padrastro?
Üvey babam beni bulduğu zaman, diğer çocuklar ben dövüyordu.
Cuando mi padrastro me halló... me sentía intimidada por los demás.
Üvey babam, Cyrus Rose ünlü bir eğlence planlayıcısı, belki gösteri sırasında onunla konuşabilir.
¿ Crees que sufrirías daños cerebrales - por aprender muchas cosas muy rápido? - No.
Üvey kardeşinin erkek arkadaşı.
El novio de tu hermanastro.
Üvey aileler nelerden hoşlanır?
¿ Cómo son las familias adoptivas?
Üvey aile olmak için, 2'ye basınız.
Para ser una familia adoptiva, presione dos.
Üvey babanın haklı olduğunu Düşünmeye başlıyorum.
Estoy empezando a creer que tu padrastro tenía razón, ¿ de acuerdo?
Üvey annenin bir trol olduğunu biliyorsun.
Entonces, tu... Tu madrastra es un troll.
Üvey kardeşine hava atacağın zaman çıkardığın iyi içki nerede?
-... por casi 20 años. - ¿ Que cosa? Recuerdas que nuestro 20 aniversario se acerca, ¿ cierto?
Üvey kardeşinden daha başarılı olduğunu görmek sana zevk veriyor.
Oh, Stan. Siempre me cuidas tanto.
Üvey kız kardeşi.
Ésa es, su hermanastra.
Üvey babanın hayvan gibi bir çükü var!
Tu padrastro tiene una polla enorme.
Üvey babam değil o adam, tamam mı?
Y no es mi padrastro, ¿ de acuerdo?
Üvey baba geri döndü.
Regresa el padrastro.
Üvey babanın birden ortaya çıkmayacağına emin misin?
¿ Seguro que tu padre no aparecerá?
Üvey baban seni taciz etmişti.
Tu padrastro no abusó de ti.
Üvey baba ise kayıplara karışmıştı.
El padrastro desapareció.
- Üvey baba.
- Padrastro.
Üvey baba ve oğla.
Padrastro e hijo.
Üvey kardeş, tamam mı?
Hermanastra, ¿ bien?
Bu da ne? " Üvey kardeşi korumak falan mı?
¿ Qué es eso? ¿ Protección de medio hermano?
Üvey kardeşim, ha?
Mi hermanastro, ¿ ah?
- Sağ ol Üvey Uzay Anne.
- Gracias, madrastra espacial.
Megazeka, bu da Üvey Uzay Anne için!
Y, Megamente, ¡ esto es por la madrastra espacial!
Üvey babamıza olan saygımızdan dolayı, evde Galce konuşmuyorduk.
En casa no se hablaba por respecto a mi padrastro.
Üvey babamla tanışmış ve mutlu bir hayatı vardı.
Conoció a mi padrastro y tuvo una vida feliz.
Üvey anne vaftiz anne gibi olmaz,
Madrina es una cosa, madrastra es otra.
Üvey kardeşim mi oluyor?
¿ Mi hermanastra?
Üvey baban bu hesaptaki bütün parayı çekmiş.
Tu padrastro retiró todo el dinero de esa cuenta.
- Üvey kızkardeş.
- Tu hermanastra.
Üvey kardeşlerim ile aynı şekilde yetiştirilmedim.
No tuve las mismas experiencias que mis hermanos adoptivos.
Üvey babam, biliyorsun.
- Es mi padrastro, ya sabes.
- Üvey baban için bir buzlu rom.
- Un ron en las rocas para tu padrastro.
Üvey annem 1990'da öldü.
Mi madre adoptiva murió en 1990.
Üvey babamsa emekli oldu.
Mi padre adoptivo está retirado.
Üvey babam aslında.
- Básico padrastro.
Üvey babanla mı çalışacaksın?
- ¿ Tiene planes de trabajar con su padrastro?
Üvey, şu çeneni kapatır mısın?
- Mediano, Por favor, dejen.
Üvey babam öldü.
Mi padrastro está muerto.
- Üvey kardeşinin evinde.
- ella esta sobre su tio.
Üvey babam, üvey amcam Seni çok seviyorum
Mi padrino, mi padrino Te quiero tanto
Üvey annem pasif bir karakter ve sömürülen bir insan olmasının dışında güney yemeklerini çok iyi yapardı.
Mi madre adoptiva, aparte de ser una reprimida, y un felpudo codependiente, era algo así como una gran cocinera sureña.
Üvey babam eksi yaşına göre davranma mantığı eksikliği eşittir diz bağları yırtılması ve yaz boyunca benim raf doldurmam.
Padrastro menos sentido común más actuar como la talla de su zapato en vez de su edad es igual a ligamento de rodilla roto y a mí pasando todo el verano rellenando estantes.
Üvey kardeşi Gloucester Fransa'ya kaçtı. Yani Maud'a yardım edemez.
Su medio hermano, Gloucester, está en Francia así que no puede ayudarla.
Üvey annesidir.
- Era su madrastra.
Üvey baban seni çok merak etmiştir.
Tu padrastro debe estar enfermo de preocupación.