Uykusuz перевод на испанский
652 параллельный перевод
Uykusuz geceler...
Gente que no puede dormir...
Deneylerle Dolu Bir Akşam! Sandor Weltmann Kitle Telkini Üzerine Deneyler, Uykusuz Hipnoz,
Sandor Weltmann Experimentos sobre sugestión de masas, hipnosis, trance, magnetismo natural, secretos de los faquires indios.
Deneylerle Dolu Bir Akşam! Sandor Weltmann Kitle Telkini Üzerine Deneyler, Uykusuz Hipnoz,
Sandor Weltmann Experimentos sobre sugestión de masas, hipnosis, trance, magnetismo natural, secretos de los faquires indios.
Bu eşsiz törenin bir parçası olmak için siz de gideceksiniz. Siz, fakirlerin en fakirleri uzun zaman önce Turngridge'in lağımlarında yok olacaklar eğer ben uykusuz geceler boyu sizin fakirliğinizden bir Peni çıkaracak yolu akıl etmeseydim.
Y vosotros también querréis que os vean en el esplendor de esta fiesta, vosotros, pobres de entre los pobres, que estaríais pudriéndoos en las cloacas de Turnbridge si en mis noches de insomnio no se me hubiera ocurrido
- Öyle mi? Yatıp uyu. Kimse uykusuz kalmanı istemedi senden.
Nadie te ha pedido que pierdas el sueño.
Bir süre uyuyabildiğin kadar uyumalısın. Benim yüzümden çok uykusuz kaldın.
Necesitas recuperar el sueño que perdiste por mi culpa.
Bunun için her zaman uykusuz kalabilirim.
Siempre puedo mantenerme despierta para eso.
Bir öküz grubundan daha kuvvetli ve sizi kollarına alma arzusundan dolayı uykusuz.
Más fuerte que un rebaño de bueyes, y no puede dormir por el deseo de recibiros en sus brazos.
Uykusuz Traherneslerden Bayan Judith Traherne.
Señorita Judith Traherne de los Traherne dormilones.
- Uykusuz kaldı! - Emirleri yerine getirmeli!
- ¡ No ha dormido!
Umarım çanlar sizi uykusuz bırakmaz.
Espero que esas campanillas no le impidan dormir.
Londra'da uykusuz geçen 72 saati kaçırdın, üstüne bir hayır duası bile alamadın.
Has pasado 72 horas sin dormir en Londres, y no tienes bendición.
Kötü ve uykusuz bir gece geçirdiğini söyledi.
Dijo que había pasado una muy mala noche.
Sulanır ve beslenir ve uykusuz dört gün yolculuk edebilir.
Ya le di agua y comida, y puede viajar cuatro días sin dormir.
- Eminim hayatında bir tek uykusuz gece geçirmemiştir.
- Él no ha pasado una noche en vela.
Cumhurbaşkanınıza uykusuz geceler geçirten şey bu olmalı.
¿ No es lo que perturba las noches de su presidente?
Bütün geceyi yatakta düşünmeye çalışarak uykusuz geçirdim onları durduracak bir yol bulmaya çalıştım..
No podía dormir intentando pensar intentando dar forma a alguna manera de detenerlo.
Ve de uykusuz geceler.
Y noches sin dormir.
Uykusuz 650 km araba sürsen sen de yorgun görünürdün.
Usted también lo parecería si hubiera conducido 400 millas sin dormir.
Ve yetmiş iki saat uykusuz kalmaktan.
Y pasarse 72 horas sin dormir.
Peşpeşe üç uykusuz gece!
Hace tres días que no dormimos.
Tabi çocuğu saatlerce uykusuz bırakmam gibi değil.
No es como si tuviera a la chica despierta a deshoras.
Nereye gittiğimi bilmeden yol alıyordum. Tek amacım dayanılmaz bir huzursuzluk içinde geçen uykusuz gecelerle onları izleyen boş şafaklardan kurtulmaktı.
Conducía hacia algún lugar, a cualquier lugar solo para alejarme del desasosiego de noches y noches sin dormir y de los amaneceres vacíos que le siguen
Bayan Ridgefield uykusuz bir gece geçirecek.
La Sra. Ridgefield tiene por delante una noche de insomnio.
Üzgün ve mahzunlar için uykusuz ve kayıp ruhlar için korkanlar ve yalnızlar için güldü.
Para los melancólicos, los abatidos... los desvelados y los extraviados... para los solitarios y medrosos.
Yiyeceksiz, uykusuz ve sadece biraz su ile... yaşayabilirsiniz, yapamaz mısınız?
Habéis comprobado que se puede vivir sin comida, sin dormir... y con sólo unos sorbos de agua, ¿ verdad?
Onu düşünerek uykusuz kalmadım desene!
Dí que no has podido dormir pensando en el.
Ama bu konuda benim gibi düşünmüyorsan... kendini bir çok uykusuz geçecek geceden kurtarabilirsin bana bir silah verirsen şimdi burada bu sorunu çözebiliriz.
Pero si tú no lo ves así, pues... Podrías ahorrarte muchas noches sin dormir si me dieras una pistola y lo resolviéramos aquí mismo.
Tüm bunları uykusuz yatarken mi düşündün?
¿ Planeaste todo esto cuando no podías dormir?
Durmadan deniyorum ama daha da uykusuz yapıyor beni.
Lo intento e intento, pero me hace sentir más despierta.
" Yarım bir gün ve gecenin ardından uykusuz başka bir gün.
Ha pasado medio día y una noche y ahora otro día y no has dormido.
Bezlerini yıkıyorsun, geceleri birlikte uykusuz kalıyorsun.
Le lavas los pañales, pasas noches en vela con él.
Uykusuz, fakat hala ayakta.
Sin dormir y aun así sigue en pie.
Geceyi uykusuz geçirmiş olmak kendini belli ediyor.
Una noche sin dormir deja huella.
Burada olmadığında yalnız senden bahsettiği uykusuz geceler geçiriyor.
Cuando no estás se pasa las noches en vela preguntándose.
Tatlım seninle beraberken bildiğinden daha fazla uykusuz gece geçirdim.
Cariño, pasé más noches en vela contigo de lo que tú sabes.
Birisi güzel bir sofraya yalnız oturmamalı yanında yol arkadaşı olmadan uykusuz bir gece geçirmemelidir. Ya da kimse kendi başına kalmamalıdır.
No hay que disfrutar solo, ni envejecer solo, ni viajar solo, ni ser el propio consejero.
Sen biraz uyudun, ben biraz uykusuz kaldım.
Usted ha dormido y yo no.
Peki ya sırtımdaki ve yan tarafımdaki ağrılar? Peki ya üst üste uykusuz geçen dört gece?
¿ Qué hay del dolor en mi espalda y costado?
Kaç saattir uykusuz olduğumu bilmek ister misiniz?
¿ Quiere saber cuántas horas llevo despierto? 87 horas.
Diğer yandan, daha fazla uykusuz kalırsam bu stres kalbime fazla gelir. Bu da benim sonum olur.
Por otra lado, si sigo despierto mas tiempo,... la tensión será demasiada para mi corazón y será mi fin.
İstediğim kadar uzun veya kısa süre uyuyabilir veya uykusuz durabilirim.
Puedo dormir o no dormir todo lo que yo quiera.
"uykusuz bir gece geçirdiğini anlatıyor."
"que esta noche no ha dormido."
Acele et, Evie. Peder'in uykusuz kalmasını istemeyiz.
Apúrate, Ewie, no quieres mantener al Reverendo en... vela toda la noche.
- Eğer bütün gece kızı uykusuz bırakmazsanız
- Si no la mantienes despierta toda la noche.
Üç yılda bir uykusuz gece tahammül edilebilir olmalı.
Un poco de insomnio cada tres años podrías soportar.
Dahası sayısız geceyi uykusuz geçirmek zorunda kaldım.
Tuve que quedarme noche tras noche sentada, esperando.
Parolayı söylersin bahçe kapısından geçmek için ve girersin uykusuz gecelerinin sarayına.
Y todos escribieron los mismos poemas... con las mismas imágenes estereotipadas... que se repiten como fetiches o contraseñas que deben ser dichas antes de atravesar las puertas del parque... y para entrar a los palacios de sus noches insómnes.
Kaçmaya, sorgulamalara, uykusuz gecelere tahammül edemem artık.
Y ahora ya estoy cansada de interrogatorios, juicios y noches sin dormir.
1800 kez uykusuz kalmak ve fısıldamak "Yarın"
Meses de espera.
Uykusuz
ESTRENO EL TUNANTE REAL