Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ U ] / Uyuma

Uyuma перевод на испанский

749 параллельный перевод
Sen de uyuma ihtiyacı duyuyorsundur.
Supongo que estará deseando irse a dormir.
Bu gece Monmouth Dükü'nü tahta çıkarmak için kendimi harap etmek yerine uyuma eğiliminde olduğum için mi?
¿ Porque tengo la sensatez de dormir esta noche en lugar de morir... en el intento de poner al Duque de Monmouth en el trono?
- Koridorda uyuma özgürlüğün var.
- Puede dormir en el pasillo.
Bebeğin uyuma vakti geçti.
¡ Adiós, me voy a la piltra!
Sence artık eve gidip, biraz uyuma vakti gelmedi mi?
Hablando en serio, ¿ no crees que es hora de ir a casa y dormir un poco?
Sakın ateş yakma ve uyuma. Eğer biri gelecek olursa,... onu kovala.
Si alguien merodea, córrelo.
- Lütfen tekrar uyuma.
¡ Ahí va! ¡ Oh, por favor no se vaya a dormir denuevo!
Barney. Barney, uyuma.
Barney, no te duermas.
Sizi eve getiren, uyuma isteği değil mi?
- ¿ No está cansada?
Güzel basit bir yemek ve erkenden uyuma.
Comida casera e ir temprano a la cama.
Bu kadar derin uyuma hastalığına bende tutulabilsem keşke.
Si pudiera dormir tan profundamente, lo haría.
Hareketlerindeki uyuma dikkat edin.
Las encontraron en una villa de Herculano. Fíjese en la armonía de los movimientos.
Şu uyuma bak.
Fíjate en el contraste.
Fazla uyuma.
Así no te dormirás.
Babam için iyi uyuma fırsatı olur.
Papá podrá dormir un poco.
Hepimizin uyuma zamanı.
Debe irse a Ia cama.
"Bir şey duydum sanki "'Daha fazla uyuma
" Me ha parecido que una voz gritaba, no durmáis más,...
Şimdi uyuma sırası onda.
Ahora le toca dormir a ella.
Neyse. Sanırım biraz ara verip uyuma vakti geldi.
Bueno, creo que ya es hora de que duerma un rato.
Aptallaşma. Uyuma ve dümeni tut.
No seas tonto mantente despierto y navega.
Bir tek hazım sorunları veya kürsüde uyuma eğilimleri konularında... farklılık gösterebilirler.
La única diferencia tal vez resida en sus digestiones... o en su inclinación a dormir en el estrado.
Hey arkadaş, orada uyuma fikri kime aitti?
¡ Sí, chaval! ¿ Quién ha tenido la idea de venir a dormir aquí?
Sakın uyuma.
No te duermas.
Uyuma.
No te duermas.
İnsan tutkulardan, duygulardan uzak yaşayıp kendini bir sanat eserindeki uyuma vermeli.
Debemos vivir fuera de las pasiones, los sentimientos. En la armonía de la obra de arte lograda.
Pekala, bence senin için yatağa gitme ve uyuma zamanı geldi genç bayan.
Bien... Es hora de que te prepares para ir a la cama.
- Peki. Uyumak istemiyorsan uyuma.
- Vale, si no duermes, no duermes.
Uyuma numarası mı yapıyordu yoksa.
Me preguntaba si solo fingía dormir.
Masaru, uyuma.
Masaru, no te duermas.
Uyuma ve...
No cabeceen Ni...
- Tabii ki gideceksin ama şimdi uyuma zamanı. -...
- Está bien. Ahora ve a dormir.
- Uyuma.
No te duermas.
Uyuma, daha değil.
No se duerma. Aún no.
Hayır uyuma.
No, no se duerma. Es muy temprano.
Evet... evet... Birinci sınıf olmuş. Uyuma yönelik çabanı görmek memnuniyet verici.
- Me encanta que le guste.
Beni sorgula, uyuma.
Interrógame, hagamos algo, no duermas.
Burada uyuma, Sledge.
No creo que puedas dormir aquí, Sledge.
Burasını ve çevresini kiraladık, uyuma yerleri, su ve tuvalet ihtiyacı, elektrik ve yiyecek.
Alquilamos los terrenos vecinos y hemos organizado campamentos con agua, excusados, electricidad y comida.
Çabuk ol! Uyuma!
¡ Vamos, no te duermas!
- Yat, yat. Uyuma emri geldi.
- Acuéstate, todas debemos dormir.
İnsanlık uyuma yeteneğini kaybetti.
Que uno ha perdido la capacidad para dormir.
Gündüz saatlerinde uyuma gibi korkunç gibi alışkanlığım var.
Tengo el mal hábito de dormir de día.
... düzen ya da eylemsizlik sürüklenme ya da uyuma gece devriyeleri tarafsız anlar gölge ve ışığın kaçışı.
el orden o la inacción, la deriva o el sueño, las rondas nocturnas, los instantes neutros, la fuga de la sombras y las luces.
Yaşamlari uyuma ve uyaniklik olarak ayrilmişken, uyku insanlar için gerekliydi.
El hombre necesitaba dormir cuando su vida consciente estaba separada de la inconsciente.
Onun üzerine çıkıp dizlerimi kırınca mükemmel bir uyuma ulaşmıştık. Her ikimizde birbirimize büyük zevk veriyorduk.
Tengo una lengua larga y puntiaguda, lo que suplió mi falta de experiencia.
Bunlar bizim deneysel uyuma yerlerimiz.
Estos son nuestros experimentos con sujetos que duermen.
- Tamam çocuğum, uyuma
- Tranquilo pero no se duerma.
- Yolda uyuma.
- No te duermas conduciendo.
Uyuma vakti.
Lo mejor será dormir.
Lütfen uyuma.
No se duerma.
Uyuma vaktin geldi.
Es hora de que duermas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]