Uyuşturucudan перевод на испанский
803 параллельный перевод
Uyuşturucudan bahsediyorsak kokainden bahsediyoruzdur!
Pues vamos, ve deprisa, vamos, no te quedes ahí. Lo que está bien es la coca.
Uyuşturucudan hoşlanmam.
Eso de las drogas no es lo mío.
Uyuşturucudan zehirlenmiştiniz.
Usted fue narcotizado.
Kardeşini uyuşturucudan yakalamıştınız.
Usted arrestó a su hermano por tráfico de drogas.
Uyuşturucudan hiç söz etmedi.
Nunca habló de drogas.
Alkol veya uyuşturucudan daha az ölümcül bir bağımlılık diye avunuyorum.
Me alivia que sea menos mortífero que la bebida o las drogas.
1950.. Uyuşturucudan 12 ay.
1950. 12 meses por tráfico de estupefacientes.
Uyuşturucudan.
Drogas.
İyi de oldu, fazla doz uyuşturucudan hastanede şimdi.
Cómo sea, eso esta bien, ya que él está en el hospital medicado.
Ben uyuşturucudan içerideydim.
No sé. A mí me pillaron por drogas.
Lou Boca, çeteden ve uyuşturucudan suçlu bulundu.
Lou Boca, culpable de conspiración y posesión de narcóticos.
Uyuşturucudan beyni sulanmış 25 yaşındaki bir yeniyetmenin beni andropoz konusunda aydınlatması eksik kalmıştı!
¡ Una juguetona adicta al ácido de 25 años... me hablará ahora sobre la menopausia!
- Uyuşturucudan ölüyorum.
- ¡ Me estoy muriendo por la droga!
Ben de uyuşturucudan yana değilim.
Yo tampoco creo en las drogas.
- Uyuşturucudan.
- Narcóticos.
Kızımın uyuşturucudan kurtulmasına yardım etmişti.
Ayudó a mi hija a salir de las drogas.
Uyuşturucudan tutukladık.
Lo arrestamos por drogas.
Uyuşturucudan uzak dur, ve çok başarılı ol.
Sí, Aléjate de la basura y llegarás lejos,
Bu uyuşturucudan kurtulmam lazım.
¡ Compórtate! ¡ Estoy devorando las pepas, no actúes como un tonto!
"Uyuşturucudan, ardına kadar açılmış müzik sesinden, televizyondan, suçlardan,..... çöplerden dolayı duyarsızlaşmış bu kentte varlığını sürdürmek ne kadar zor."
"Qué duro existir en una sociedad insensible por las drogas, la música alta, la televisión, el crimen, la basura..."
Uyuşturucu kaçakçıları, uyuşturucudan beyni bulanmış kaçakçılar.
Traficantes de drogas, traficantes de drogas del espacio.
Biliyormusun bir keresinde uyuşturucudan ölen Endonezyalı birisi için beni buraya çağırmışlardı.
Aquí una indonesa me contagió la sífilis.
Uyuşturucudan kurtardı.
Me desintoxificó.
Bayan Pigot uyuşturucudan arındı ve Baudrillard Enstitüsü'ne geri döndü.
Pigot ha sido desintoxicada, volverá a Baudrillard.
Uyuşturucudan uzak durabilseydi... bir şansı olabilirdi
Si pudiera alejarse de las drogas... podría tener una posibilidad.
Kim uyuşturucudan zevk almaz.
Nadie pudo disfrutarla.
Hayatımda ilk kez hem içkiden, hem uyuşturucudan uzak duruyorum.
Creo que ésta es la primera vez en mi vida que me siento así, sobrio y limpio de toda clase de drogas.
Uyuşturucudan beyninin yok olduğunu bilmiyordum.
No sabía que estaba tan jodido por las drogas.
- Uyuşturucudan nasıl eminsin?
- ¿ Cómo sabes que serán drogas?
Muhteşem bir çocuk o. Ünlü olmak İçin her şeyi var ama uyuşturucudan vazgeçemiyor.
Tiene lo necesario para triunfar, pero es drogadicto.
Daha önce uyuşturucudan ve kavgadan dolayı tutuklanmış.
- Fue arrestado por drogas, peleas.
Uyuşturucudan öylesine zom olmuşşsun ki, onu bile tanıyamamışsın.
Tan drogado que ni siquiera lo reconociste.
Uyuşturucudan sabıkalı tenis oyuncusunun Mustang'inde.
De un antiguo drogadicto jugador de tenis.
Evet, bahçede herkes uyuşturucudan bahsediyor.
Aquí dicen que traficas drogas.
- Uyuşturucudan.
- Drogas.
Uyuşturucudan uzak duruyorum.
No he tomado drogas en un año.
- Uyuşturucudan ölmüş birini görmek istiyorsunuz sanırım,
sólo quiere ver los relacionados a la droga, ¿ no es cierto? Correcto.
Gangısterler savaşı başladı. Pezevenklikten, çocuk pornosundan, uyuşturucudan cinayetten sayısız kere tutuklanmıştır.
Numerosos arrestos por trata de blancas... pornografía infantil, tráfico de drogas, asesinato.
Buna inanmıyorum. Polis ve uyuşturucudan haberim yok.
No sé nada de drogas o de policía.
Neden sürekli uyuşturucudan zencilerden, eşcinsellerden Yahudilerden söz ediyorsun duruyorsun?
- ¿ Hola? ¿ Por qué estás hablando siempre de drogas y negros... y de homos y judíos? - ¿ No hay nada mejor de qué hablar?
Uyuşturucudan dolara, sonra Kruger altınına.
Hoy son drogas, dólares y Krugerrands.
Bu çocukları uyuşturucudan uzak tutmak için çok uğraşıyoruz.
Hacemos grandes esfuerzos para que estos niños no usen drogas.
Uyuşturucudan uzak dur.
Aléjate de esa droga.
Beni uyuşturucudan o kurtardı.
Me encontró y me sacó de la droga.
Binbaşı Lemond hakkında İran soruşturması başlatıldı. Sonra af çıktı ve Amerika'yı uyuşturucudan korumada Manule Noriega'ya yardım etmek için Panama'ya tayin edildi.
El Mayor Lemond fue acusado durante la investigación Irán-Contras, fue indultado, ascendido y llevado a Panamá a ayudar a Manuel Noriega a mantener sin drogas a EUA.
Ve uyuşturucudan dolayı kontrolünü kaybetmişti.
Estaba descontrolado y narcotizado.
Ramon Cota, Seni uyuşturucudan tutukluyorum...
Ramón Cota, queda detenido por narco...
Onları avluya soktuk ve yüksek bir doz o uyuşturucudan verdik.
Los dejamos en aquel patio y les dimos dosis a lo bestia.
Demek ki aşırı alkol ve uyuşturucudan sızdı. Minibüse mi taşıdınız?
Se está cayendo de borracho y drogado ¿ y lo metes al Van?
İslam, suç ve uyuşturucudan tek çıkıştır. ... işsizlik, fahişelik, alkol kumar, zina, ahlaksızlık.
El Islam es el único camino lejos de las drogas, y del crimen, y...... del desempleo, de la prostitución, del alcohol,...... del juego y.... del adulterio, la fornicación.
Ne zaman Amerika'daki Zenciler, "Zenci" denilenler, Tanrı'nın tarafına geçer Hz. Elijah Muhammed'in öğretilerini dinlerlerse uyuşturucudan uzaklaşmak isteyecek.
Cuando el negro, el llamado negro en América está del lado de Dios,...... y escucha las enseñanzas del Honorable Elijah Muhammad,...... querrá salirse de drogas.