Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ U ] / Uçagı

Uçagı перевод на испанский

11,785 параллельный перевод
Havacılık dairesinin kayıtlarına göre Shana iki gün önce 4 : 30 uçağıyla Boston'a gitmiş.
De acuerdo con los registros de la Agencia de Transportes, Shana cogió un vuelo a las 4 : 30 hacia Boston hace dos días.
Burada Boston'dan dönüş uçağının buraya akşam saat 6 : 00'da indiği yazıyor.
Dice aquí que su vuelo de vuelta desde Boston aterrizó ayer a las seis de la tarde.
Biz konuşurken uçağıma yakıt konuyor, bir saat içinde havalanırız.
Mi avión está repostando ahora mismo así que en una hora podremos irnos.
Uçağın bu gece kalkacak.
Tu avión sale esta noche.
- Uçağı falan kaçır.
- Pierde el vuelo.
Ondan sonraki uçağı yakalamak için annemin başımda nöbet tutacağını bilmiyormuşsun gibi.
¿ No crees que mi madre no estaría esperando en el duty-free solo para asegurarse de que subo al siguiente?
Etekleri tutuşmasın diye uçağı erteleriz.
Vamos a empujar el vuelo, para que pueda desenredar sus bragas.
Onun uçağında, onun yanında oturuyordum.
Venía junto a él en su avión privado.
Tesadüfe bakın ki siz çıkmayı beklerken Al Tunis Tugayı'mn birkaç şüpheli üyesi Air France'ın direkt Paris bağlantısıyla Mexico City'ye giden bir uçağına bindiler.
Señor, veo que está muy ocupado. Me preguntaba si vio a mi amigo. Es el de la izquierda.
Amerikalıların yeni bir casus savaş uçağı yapıyor olabileceğini düşünüyoruz.
Creemos que los americanos pueden estar... construyendo un nuevo avión invisible.
Bombardıman uçağı.
Un bombardero.
Camların ardından uçağın kalkışını izledim.
Vi despegar el avión desde detrás del cristal...
Her insansız uçağın bir aktarıcı kodu vardır.
Cada dron tiene un código de señal de vuelo.
Uçağı kaçırmanı istemem.
No quiero que pierdas el vuelo.
Pazartesi İngiltere'ye uçağım var.
Vuelvo a Inglaterra el lunes.
Dikkat, 934 numaralı Green Bay, Wisconsin uçağı yolcu almaya başlamıştır.
Atención, abordando el vuelo 934... a Green Bay, Wisconsin.
Hadi Archer, bu bizim uçağımız.
Vamos, Archer, es el nuestro.
934 nolu Green Bay, Wisconsin uçağı.
Vuelo 934 a Green Bay, Wisconsin.
Şirket, kaza yapan Vermont uçağının sorumlusuydu.
La empresa responsable del vuelo estrellado a Vermont.
Bir uçağın üstünde.
En un avión.
- Evet, hava uçağı.
Sí. Nacido del aire.
Bunu uçağı uçurduğumuz gün giyeceğim.
Usare eso el día que despegue en el aeroplano delante de todos.
Buradan bir uçağın uçacağını duydum.
Escuché que un aeroplano volará aquí. ¿ Lo viste?
Uçağımızı görmek için mi geldiniz?
¿ Está aquí para ver nuestro aeroplano?
Shivy, bu uçağı inşa etmelisin.
Shivy, tú tendrás que construir el aeroplano.
- O uçağı uçurtmak ise en zoru.
Y encima, hacerlo volar.
Git ve uçağını uçur!
Ve, vuela tu aeroplano.
Uçağını uçur!
¡ Vuela tu aeroplano!
Uçağını uçur!
¡ Ve! ¡ Vuela tu aeroplano!
Git! Uçağını uçur!
¡ Vuela tu aeroplano!
- Uçağımız bunun gibi bir şey olacak.
Nuestro aeroplano se verá así.
Shastry ji'nin uçağı kirli parayla yapılmayacak.
El aeroplano de Shastri ji no será construido con cosas robadas.
İçinde insanların uçabileceği dünyanın ilk uçağını üretmek üzereyiz.
Estamos por construir el primer aeroplano del mundo. Y los humanos podrán volar en el.
İçinde insanların uçabileceği dünyanın ilk uçağını üretmek üzereyiz.
Estamos por construir el primer aeroplano del mundo..
Uçağın İngiltere'nin gözüne batmış.
Tu aeroplano pincho los ojos de los Ingleses.
Uçağımız hiçbir zaman uçmayacak.
No volará. Nuestro aeroplano no volará, cariño.
- Uçağımız hiçbir zaman uçmayacak.
¡ Nuestro aeroplano no volará, cariño! Volará.
Sevgili dostum uçağını yaptığından beri eski dostlarını unuttun.
Mi querido amigo, desde que construyes ese aeroplano.. .. ¿ te olvidaste de todos tus viejos amigos?
Uçağın kesinlikle uçacak.
Inshallah, tu aeroplano por seguro volará ( Inshallah - si Alá quiere ). Aquí tienes.
Git uçağını uçur.
Ve a volar tu aeroplano.
- Uçağımız artık uçacak mı?
- ¿ Ahora volará nuestro aeroplano? - Volará totalmente.
Endişelenme. Uçağımız uçacak.
¡ No te preocupes, el aeroplano volará!
Uçağımı uçurduğumda motordan çıkacak tek bir sesi duyacaksınız.
Cuando vuele mi aeroplano.. .. no habrá ningún sonido de ruido "duk-duk" ( motor ).. .. sólo se escuchara un sonido..
- Onları oradan çıkarmak için uçağı yolluyorum.
Voy a buscar un pájaro para enviárselos.
Bu adamdan daha fazla bir şey isteyemeyiz, ve uçağıda kaçıramayız.
No podemos pedirle más a este hombre, - y no podemos perdernos el avión.
Ama şimdi çözmemiz gereken şey o uçağı nasıl durduracağımız, aksi halde Walter'ı ölü kabul edin.
Pero ahora, tenemos que descubrir, cómo parar ese avión, o Walter va a estar muerto.
Federal Havacılık Kurulu... bir uçağı patlattın ve bununla ilgili evraklar akıllara durgunluk veriyor.
Explotas un avión, y el papeleo es eterno.
Oahu'ya uçağı indiği anda istifa edecek ve emekli maaşını da alıp ortadan yok olacaksın.
Y en segundo lugar en cuanto su avión aterrice en Oahu, usted va a renunciar, va a recoger su pensión, y luego va a desaparecer.
Bunu yaparsanız ve yapmayı kesmezseniz uçağı indirirler.
Si no paras de hacer esto aterrizarán el avión.
Hiçbir silah veya tehdit yaratan bir şey olmadan uçağı indirebilirsiniz.
Puedes aterrizar un avión sin un arma o una amenaza.
Bir keresinde bebeğim uçakta ağlıyordu, çok keyifsizdi ve adamın teki uçaktaki bir işadamı, işadamları her uçağı kendi özel uçağı sanırlar çünkü. Biz de sırtlarına binmiş gidiyoruz.
Una vez mi hija no paraba de llorar y había un hombre de negocios, gente que se cree que el avión es suyo y los demás nos hemos colado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]