Uçagım перевод на испанский
3,043 параллельный перевод
Güvenlik tedbiri gerekçesiyle uçağımız Maryland'daki, Andrews Hava Kuvvetleri Üssüne yönlendiriyor.
Nuestro vuelo está siendo redirigido a la Base de la Fuerza Aérea Andrews en Maryland sólo como precaución de seguridad.
General McMillan'a saldırı uçağı hava saldırısı için hazır mı diye sorun.
Pregúntele al General McMillan si el dron depredador está listo para un ataque aéreo.
Ben avcı uçağı'nın içinde izleme cihazı buld ve yok etmek için yardım gerekiyor.
Encontré un dispositivo de rastreo en el casco del interceptor... Y necesito ayuda para removerlo.
Uçağı şimdi indirmem lazım.
Tengo que cambiar de ruta.
Bırakın da uçağı ben uçurayım bayım.
¿ Por qué no deja que pilote yo el avión señor?
Uçağın Falkland Adalarına iniş yaptığına dair Teyit istiyorum. Oyuna mı getirildik öğrenmek istiyorum.
Quiero la confirmación de que hay un avión en la pista en las Falklands.
Korsanlar uçağın kontrolünü almışlar mı peki?
¿ Los secuestradores están volando el avión?
Pekala, takımımız az sonra uçağın arka tarafından ve ve kokpitin oradan içeri girecek. O sırada hepinizin eğilmesini istiyorum.
De acuerdo, ahora, mi equipo va a estar entrando por detrás de ustedes y desde la cabina del piloto, así que todos van a tener que permanecer agachado.
Uçağım bir saate kalkıyor.
Mi vuelo sale en menos de una hora.
Uçağımı onunla almıştım.
De hecho compré mi avión con ella.
Hey Jake, çeyrek milyon mil ister misin? Uçağım olduğundan onları kullanamıyorum.
Jake, ¿ quieres un cuarto de millón de millas de vuelos frecuentes?
Uçağını havalandırmadığımız an peşinde olduğumuzu anlamıştı zaten.
No, no. Supo que íbamos tras él apenas estacionamos su avión.
Ben kaptanım, ve itirazınıza rağmen uçağı indiriyorum.
Soy el capitán y voy a aterrizar pese a sus objeciones.
- Benim uçağım.
- Me toca.
Hava trafik kontrolünde bir arkadaştan, Uçağın özelliklerini aldım.
Obtuve las especificaciones del avión por un viejo amigo del control de tráfico aéreo.
Ne? Hayır. 45 dakika sonra Westchester Eyalet Havaalanı'nda uçağım kalkıyor.
Tengo un vuelo que sale del aeropuerto de Westchester Country en 45 minutos.
- Sana özel kendi uçağını ayarladım.
- Te doy tu propio avión.
Her şeyi elemeliyiz. Ben bir uçağım!
¡ Soy un avión!
Ben bir uçağım!
¡ Soy un avión!
Buraya yerleşip Magnus'un uçağı gelene kadar etrafı elimizden geldiğince kontrol edeceğiz. Bu havada mı?
Nos resguardamos aquí y exploramos como podamos hasta que llegue el avión de Magnus.
- O babamın uçağı mı?
- ¿ Ese es el avión de papi?
Şimdi havaalanında bir uçağın karşılaştırın bugün bir yakıt hattı bağladım.
Comparemos un avión hoy día, conectado con una manguera, cargando combustible.
Programa sadık kalacağım. Uçağım bu gece.
Miraré en la agenda y volaré esta noche.
Uçağım iner inmez Müdür Givens'e olanları duydum.
Me enteré de lo del director Givens cuando mi avión aterrizó.
Vatanımdan, çocuklarımdan, aşkımdan ayrılıyorum elimde pasaportum uçağı bekliyorum.
Dejo botá mi Nación, mis crías y mi consorte ; ya tengo mi pasaporte, m'está esperando el avión.
Yetişmem gereken uçağım var.
Tengo que coger un vuelo.
Özel bir uçağım var, yarın orada olurum.
Tengo un avion privado. Estaré allí mañana.
Güvenlik kontrolü yoğunluğu yüzünden Los Angeles uçağını kaçırdım.
Me retuvieron en seguridad y perdí mi avión a LA.
Ama uçağım ertesi sabaha.
Pero mi vuelo sale a la mañana siguiente.
Uçağımı kaçıracağım.
Voy a perder mi avión.
Laflarımızı ve boktan uçağımızı... -... geri alabilir miyiz?
Quiero que me regrese mis palabras vestuario y avión, por favor.
"Stresliyim" çünkü uçağımı Pasifik Okyanusu'nun Tanrı'nın unuttuğu bir yerlerine düşürdün!
Estoy agitado porque estrellaste mi avión en medio del mar y ni siquiera sé si es el océano Pacífico.
Sonra seni o boklu uçağından çıkardım. Sana suni teneffüs yaptım ve kafanı bandajladım! - Teşekkür ederim.
Fue después de sacarte de ese avión pero antes de resucitarte y vendarte la cabeza.
Bir tür hava uçağı mı?
¿ Algún tipo de aeronave?
Özel uçağım var.
Tengo un vuelo privado.
Amiri sen misin? Evet. Benim kendi uçağım var.
¿ Usted es el supervisor? Tengo mi propio avión.
Üzgünüm, ama uçağım kalkmak üzere. Gitmeliyim.
Lo siento, pero mi avión está embarcando, me tengo que ir.
Jet uçağım olsun istiyorum.
Quiero mi jet privado.
Neyse, uçağım 10'da inecek.
De todos modos mi avión aterriza a las 10 : 00.
Demin uçağımı patlattınız.
Acabas de explotar mi avión.
Uçağım iner inmez içkiler kesinlikle benden, çünkü konuşacak çok şeyimiz var. Bir kıza nasıl iyi zaman geçirteceğini iyi biliyorsun.
En cuanto mi avión aterrice, las bebidas corren de mi cuenta, porque tenemos mucho de lo que hablar.
Ulaşım Güvenlik İdaresi'ni arayacak, onlara uçağın sicilini kontrol etmelerini söyleyeceksin.
Llamarás a la oficina de TSA, y pedirás un registro del avión.
Uçağın mı var?
¿ Tiene un avión?
Geç kalmıştım ve uçağımı kaçıracağımdan korkuyordum.
¡ Y estaba preocupado de perder mi vuelo!
Tek silahımız uçağın arkasında bulunuyor.
El única arma que tenemos a bordo es la pistola trasera.
Dur bakalım, bir kalemin yok ama bir uçağın mı var?
Entonces, espera... tu... ¿ tu no tienes una pluma, pero tienes tu propio avión?
Beyler, uçağımız 6 saate kalkıyor.
Chicos, el vuelo sale en seis horas.
Aynen öyle, uçağımız 5 saat içinde kalkacak.
Sí, nuestro vuelo sale en cinco horas.
Buradaki olay yeri hakkında konuşamam ama elemanlarımın raporunu uçağımda okudum.
No puedo decir nada de la escena aquí, pero leí el informe de mis muchachos en mi avión.
- Hayır ama. - Peş peşe son dört yıldır uçağımı kaçırıyorum.
- Sí, he perdido mi vuelo cuatro años seguidos.
Sana söz veriyorum. Uçağı kaçırmayacağım.
Te prometo que no perderé mi vuelo.