Uçuçu перевод на испанский
149 параллельный перевод
Uçuçu sana doğru atacağım!
¡ Te pasaré el aeropatín!
- Göreceksin, rüzgâr gibi geçecek. Hayat zaten uçucu bir nefes.
Ya lo verás, pasarán en un suspiro, querida.
İyi bir uçucu. Bilirsiniz işte trapezci.
Un ágil extraordinario en el trapecio.
Ölü bir uçucu canlı bir yakalayıcı oldu.
Un ágil muerto que se convierte en portor vivo.
O bir uçucu olmaya alışık.
Era un gran acróbata.
Trapezci mi? Uçucu olmak istiyor.
Quiere ser ágil.
Güzel, güzel, güzel! İşte şimdi bir uçucu gibi görünmeye başladın.
Bien, bien, bien, empiezas a parecer un trapecista.
- Bugün hiç uçucu yok.
Desgraciadamente no abundan.
Beraber sallandığımızdan beri hayır. Eğer istiyorsan senden iyi bir uçucu olur.
Apuesto a que lo haría muy bien si de verdad desearas ser trapecista.
Çünkü bir uçucu bir tutucu vardır ve kimse onların arasına giremez.
Sin que haya intromisiones de nadie. No habrá nadie que se interponga.
Mike bu işe ikna olduğuna göre kendisine çok iyi bir uçucu bulmuş olmalı.
Ha debido encontrar un buen compañero para salir de su agujero.
Uçucu olan sensin.
Tú eres el ágil.
Uçucu olmak istiyorsun, değil mi?
¿ Por qué no? ¿ Quieres ser trapecista?
Önemli olanın uçucu olduğunu unutmayacak kadar akıllısın.
Eres inteligente como para recordar que el ágil es el único importante.
Bir tırnak izi, hepsi bu. Gösteride uçucu dışında kimseye gerek yok.
No, un rasguño... en vuestro número el ágil es el importante.
Bilinenin ötesinde, her zaman başka, uzak bir yerde, asla ele geçirilemeyen uçucu bir hayalet!
Cierto... Ya voy Llegados a este punto, ella ha de dejarse ver Debe aparecer Estoy seguro que no existe
Alkol, şekerlerin mayalanmasından yapılmış renksiz, uçucu bir sıvıdır. Ayrıca, belirli karbon tabanlı yaşam formları için keyif verici etkisinden bahseder.
Dice que el alcohol es un líquido volátil incoloro formado por la fermentación de azúcares, y también apunta su efecto intoxicante en algunas formas de vida basadas en el carbono.
Uçucu oğlanlar.
Pilotos maricas.
Daha önce hiç bu kadar uçucu olmamıştı.
Nunca ha sido tan volátil.
Şey, bilirsiniz Kontrol sürecinde uçucu kimyasallar kullanıyoruz, çok tehlikelidirler.
Parte del proceso de inspección incluye materiales químicos muy peligrosos.
Uçucu bir sıvı eklediğiniz de her yerde kullanılan bir bomba elde ederseniz.
Añades un líquido volátil y tienes una bomba que puedes usar en cualquier lugar.
Bir uçucu gibi yükseğe!
¡ Más alto como un volador!
Bir Uzunboyun, bir Üçboynuz, bir Büyükağız, bir Uçucu, ve bir Dikenkuyruk.
Un cuello largo, un tres cuernos, un bocaza, un volador, y un cola de puas,
Bak, mürekkep uçtu bile. Uçucu mürekkep.
Es tinta que desaparece.
Bay Allen, yüksek derecede uçucu ve tepki verici kimyasal maddelere maruz kaldınız.
Sr. Allen estuvo expuesto a un alto voltaje y a reactivos químicos.
Trilithiumun ne kadar uçucu olduğunu biliyor musun?
¿ Sabe lo volátil que es el trilitio?
Doğanın en uçucu maddelerinden biri.
Una de las sustancias más volátiles de la naturaleza.
Şirketimiz çelik, Petrol ürünleri ve uçucu kimyasallar üretiyor.
Fabricamos acero, productos petroleros y químicos volátiles.
Çok uçucu bir bileşiktir. Zekandan ötürü senden nefret ettiğimi inkar etmiyorum.
No niego que te detesto por tu talento.
Şimdi, potasyum Dünya'daki en uçucu alkali metal olabilir.
El potasio puede ser uno de los metales alcalinos más volátiles.
Kokusuz, renksiz, uçucu bir gaz. Sinir sistemini etkileyip, ishale ve yüzde tiklerin oluşmasına neden oluyor!
Es un gas sin olor, sin color y sin líquido que ataca al sistema nervioso y causa diarrea ¡ y tics faciales.!
Sadece sıvı formunda uçucu.
Es volátil solamente en su forma líquida.
Bu bidonlarda herhangi bir uçucu madde var mı?
¿ Algún material volátil en esos contenedores?
Bu şeyin 30 ° C üzerinde uçucu olduğunun farkında mısın?
¿ Se da cuenta de que esta cosa es volátil por encima de los 30 grados Celsius?
Diğeri de uçucu.
El otro, volátil.
Çok uçucu bir kimyasaldır.
No tengo que decirles. Bueno tal vez tenga que decirles...
Güvercin Valiant, Korkusuz Uçucu.
Palomo Valiant, aviador sin miedo.
Yeah, malzememiz uçucu sıvı.parlama özelliği var.
Si, esa cosa es volátil. Flamable.
Masumiyet kadar uçucu olan yeni ve cesur bir girişime içiyorum.
Tan fugaz como la inocencia déjenme brindar por la nueva empresa.
Kahretsin! Uçucu tuz vereceğiz ona! Beni duyuyor musun Al?
Las malditas sales es lo que le administraremos.
İşte burnuna bir doz... uçucu toz!
Aquí tienes una dosis de sales para tu nariz.
Bir kutu dolusu uçucu öteberi ve yasadışı malzemelere el koydum.
Recién confisque una caja entera de encendedores fuegos artificiales y otras substancias ilegales.
Tüm uçucu böcekler arasında belki de en başarılıları olan süprüntü sinekleri için kusursuz bir hava kontrolü, erkeği dişisi için çekici yapan önemli bir unsurdur.
Para las moscas abejorro casi indiscutiblemente el mas consumado de todos los insectos voladores control aéreo inmaculado es los que hace a un macho atractivo para una hembra
Adı Jean-Baptiste Grenouille idi. Adının bugünlerde unutulmuş olmasının nedeni hayatındaki tek hırsının, tarihin asla iz bırakmayan bir alanında kısıtlı olmasıydı kokuların uçucu krallığında!
Se llamaba Jean Baptiste Grenouille y si ese nombre se ha olvidado hoy en día... es solo porque toda su ambición se limitaba a un campo que no deja... huellas en la historia.
Kalıcı ama yine de uçucu bir esans gibi.
Una esencia persistente pero volátil.
bozuşma, böcek aktivitesi... çürümeden kaynaklanan, topraktaki uçucu yağ asidi sevieleri yaklaşık altı aydır gömülü olduğunu ön görüyor.
Descomposición, insectos ácidos grasos volátiles en el suelo por putrefacción todo sugiere que estuvo enterrada seis meses.
- O bir uçucu...
- Es un volante- -
Uçucu organik bileşikleri yakalayıp imzalarını analiz ediyor.
Esto captura y analiza todas las sustancias volátiles de cualquier compuesto orgánico.
Bay Palmer, uçucu yağ asidinin kromatografik incelemesi bitti mi?
Señor Palmer, ¿ terminó el análisis cromatográfico de este ácido grasoso y volátil?
Organik uçucu madde analizinde, bu yaramaz çocukla kısa süre önce ateş edildiği anlaşıldı.
Que este "chico malo" ha sido disparado recientemente. ¿ Huellas?
Bir sinir ajanıdır, hem de çok uçucu olanından.
Es un agente neurológico uno extremadamente volátil, para dispersar.