Vakıf перевод на испанский
584 параллельный перевод
- Yargı, vakıf fonunu kaldıracak.
- El juez le retiraría la pensión.
- Vakıf fonu mu?
- ¿ La pensión de manutención?
Çocukların vakıf fonundan Bayan Ritchey mi sorumlu? Hı-hı.
¿ Es la Sra Ritchey responsable de la pensión de las niñas?
Kızı öldürüp annesiyle evleneceksin ki vakıf fonunu kapacaksın.
Para casarse y hacerse con la pensión.
- Vakıf fonu olduğunu kim demiş?
- ¿ Quién ha hablado de la pensión?
5 milyon doların tamamının... onlar için açılacak bir vakıf fonuna gitmesini sağlayacağım.
Me ocuparé personalmente... de que los 5 millones vayan a un fondo de fideicomiso para ellos.
Vakıf avukatı.
El abogado de la Fundación.
Vakıf gemimizi suya indirdiğinde denizlerin eski bir kuralını benimsediler : Gemide kadın olmaz!
Cuando la Fundación lanzó a nuestra nave... muy sabiamente siguió la vieja regla del mar, sin mujeres a bordo.
LOWOOD EĞİTİM KURUMU Bay Henry Brocklehurst, Vakıf yönetim kurulu başkanı.
Institución Lowood, Señor Henry Brocklehurst, Presidente de la Junta de administración
Ama ben bir vakıf değilim Bay O'Neil.
Pero yo no soy una fundación.
Vakıf fonu babasının mülkleriyle ilgili yasal sıkıntılar.
Tiene que ver con fondos fiduciarios... la herencia de su padre, toda clase de complicaciones legales.
- Vakıf fonu da, babanın mülkü de, senin mi?
- ¿ El fondo fiduciario y la herencia son suyos?
- Babanın anısına kurmakta olduğun bir vakıf fonundan bahsetti. - Evet.
Ha hablado de una fundación a la memoria de tu padre.
Vakıf üzerine yediemin anlaşması imzalayacağın gün.
Hoy, firmarás el poder para la Fundación.
Evlenmezse, onun için bir vakıf fonu kurulacak ve her ay düzenli geliri olacak.
- Cuánto sabe. En caso de que no se case, se creó un fondo fiduciario. De ahí tendrá un ingreso mensual.
Bahsettiğiniz vakıf mı?
¿ Habla de la Fundación?
Üstüne su boca edilen kızlar için bir vakıf kuracağım.
Así que debería crear una fundación para las niñas salpicadas.
Vakıf Sekreterliği...
" Secretaria de la fundación.
Vakıf için oynadığımız Pansiyoner'in İkilemi'ni hatırladınız mı? Unutulmaz.
¿ Recuerda El dilema del inquilino, la obra que hicimos para recaudar fondos para el órgano de la iglesia?
Tahmin edemeyeceğiniz konulara vakıfım.
Conozco cosas que usted ni siquiera sospecha.
"Vakıf, atom radyasyonunu gidermenin çaresini arıyor... "... böylece nükleer enerjinin barışta sanayi ve tıpta kullanımı daha emniyetli olacak.
La fundación quiere hallar la forma de neutralizar la radiación atómica, para que los usos pacíficos de la energía nuclear sean más seguros para la industria y la medicina.
" Kâr gayesi güden bir firmayla iş yapan Vakıf, yasaya aykırıdır!
Porque es ilegal que una fundación haga negocios con una organización lucrativa.
Unidyne ile Vakıf arasındaki bağla ilgili her şeyi biliyorum.
Conozco la relación entre Unidyne y la fundación.
Birkaç vakıf yöneticisinin bunu paylaşmasını istiyorum.
Le pediré que lo hagan a varios de nuestros síndicos.
- Henüz olaylara vakıf değiliz efendim.
- Sí. - Aún no tenemos los datos, señor.
- Vakıf işi de öyle.
Y la Fundación es otro fraude.
Vakıf ise malikaneyi 11 yıl kadar önce satın almış.
La compró la fundación hace unos 11 años.
Üstüne vakıf size kira mı ödüyor?
¿ Y la fundación les paga un sueldo?
Bir vakıf için çalıştığını sanıyordum.
Creía que trabajabas en una fundación.
Vakıf falan yok.
No existe tal fundación.
Benim kendi vakıf hesabım var.
Tengo mi propia cuenta fiduciaria.
Vakıf fonumdaki paraları fidyeye verdin. Şimdi de mal varlıklarındaki payımı alabileceğini sanıyorsun.
Usaste mi cuenta fiduciaria para pagar el rescate ¿ y ahora crees que podrás quedarte con mi parte de la herencia?
Vakıf fonundan yılda yirmi beş bin gelecekti. Ayrıca beş bin dolar daha.
Mi cuenta fiduciaria era de 25 mil por año más un adicional de cinco mil...
Mülk? Hepsi vakıf fonlarına öyle bağlı ki ben bile elimi süremiyorum.
Están tan atados a fideicomisos que incluso yo no me puedo acercar.
Vakıf yeni bir çek yazacak... ve onu senin için konservatuara gönderecek.
La fundación rellenará un nuevo cheque... y te lo enviará al conservatorio.
Grastner, kızı için vakıf fonu kurmuş.
Grastner estableció fideicomiso para la hija.
Bir kaç bin oysalar. Bir vakıf oluşturulacağını bilmemi istedi, sadece, ola ki, Charles bir takım parlak fikirler oluşturabilir.
Una especie de legado... quería que supiera que habría un fondo... por si a Charles le ocurría algo.
Ve, sizin için küçük bir vakıf dışında, Bayan Clay, her şeyi bağışlayacaktı.
Y excepto un fondo para su hija... -... todo sería para la beneficencia.
Bana kalırsa sen ve vakıf, dünyanın diğer sorunlarıyla ilgilenmelisiniz.
Pero tú y La Fundación ocúpense de cuidar su parte del mundo.
Evet. O sırada vakfın adına çalışıyordun, Michael, Maddi destek vakıf tarafından sağlandı.
Era una misión de La Fundación, Michael, pagada con fondos de La Fundación.
Teçhizat ve istihbarat, vakıf tarafından düzenlendi.
La Fundación proveyó los equipos e hizo el trabajo de inteligencia.
Şimdi, Bunun senin için, vakıf için ve ileride birlikte yapacağımız işler için ne kadar zor olacağını söylemene gerek yok.
No necesito decirte lo difícil que eso sería para ti... para la Fundación y para el futuro de nuestro trabajo.
Aklıma bir yöntem geliyor, belki bir vakıf fonu üçüncü bir kurumsal kimlik adına kurulacak ve tüm köy halkı bundan yararlanabilecek.
Por un lado, debería haber un fondo común además de un precio de compra.
Yeniden hesapla, Gordon, biraz oynama yap vakıf fonundan çek meselâ.
Resuelve un precio. Coge algo del fondo comunitario.
Fakir zenci çocuklar için bir vakıf kurmayı düşünüyorum...
He estado pensado en crear un fondo para los niños de color pobres...
Vakıf fonu.
La administración del dinero de mamá.
- Vakıf mı?
¿ "Fundación"?
Harvard'ı unutup, vakıf üniversitesine gider misin?
¿ te olvidas de Harvard y te inscribes en la universidad de aquí?
Sonra Vakıf'ta olacağım.
Después iré a la fundación.
O Vakıf işidir.
Ese negocio de la fundación.
- Vakıf için mi?
- ¿ Para el fondo común?