Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ V ] / Verbal

Verbal перевод на испанский

581 параллельный перевод
İşte azar geliyor.
Aquí viene el azote verbal.
Çünkü ailemizde gammazlamayı yasaklayan yazılmamış bir kanun vardır.
Porque en nuestra familia hay una ley verbal contra chivarse.
Hayır, ama en azından bir fırça kaymanı beklerdim.
No, pero al menos esperaba una amonestación verbal.
Fiziksel, sözlü, psikolojik olarak standart şeyler.
físico, verbal psicológico, lo de siempre.
Söylenen kelimesini kullanmak, yüz yüze görüştüğünü ima edebilir.
Decir implica comunicación verbal.
Asla yılmıyordu. İnatçı sessizliğimizi herhangi bir sözlü sataşmayla bozmaya asla çalışmıyordu.
No se descorazonaba y jamás intentó sacudir ese implacable silencio... con violencia verbal.
Bizim koca çocuk, ağız ishaline yakalanmış.
La enfermedad del cachorro. Diarrea verbal.
Bana ver. Sözlü bir mesaj.
Es un mensaje verbal.
Gerçekleri, yarı gerçekleri ve çarpıklıkları bir çırpıda etrafa saçan eski John'sun.
El John de siempre, con su torrente verbal de siempre, lleno de verdades medias verdades y distorsiones.
Histerik bulguyu sözlü komut ile gidermemiz gösteriyor ki hastalığı organik kökenli değil.
Hemos eliminado un síntoma de la histeria con una orden verbal, y demostrado que su dolencia no tiene un origen orgánico.
Dilinizi biliyor olmamıza rağmen iletişim yöntemlerimiz sözlü olmaktan daha çok zihinsel bir tabanda.
Aunque sabemos su lenguaje, nuestra forma de comunicación es mental en lugar de verbal.
" çoktan tarih olmalıydı bu sözel sınıf ayrımı
'Esta distinción verbal de clase es ya muy antigua
Sözlü ikna yöntemi etkili değil gibi.
La persuasión verbal no parece funcionar.
- Sözlü olmayan bir düzeyde.
En un nivel no verbal, pero suelo comunicar mi mensaje.
Ama benim ilişki anlayışım kelimelerle oynamaktan ibaret değil.
Una batalla verbal no es mi idea de una relación.
Kendini Dorian Gray sanıyor, ben de görselin sözel hâliyim.
Él se ve como Dorian Gray y yo soy el tipo de imagen verbal.
Sadece sözlü emirleriniz üzerine maymunu derhal idam ettireceğim.
- Una cosa señor. ejecutaré al simio inmediatamente con solo su orden verbal.
Biz hep böyle konuşuyoruz.
No, señor, es taquigrafía verbal.
Makinler gecikirse, ödemeyi öteleyebilirsin demişti.
Dijo que si la máquina llegó tarde, puedo retrasar el pago. Teníamos un acuerdo verbal!
Ama Annabel'in sıradışı bir I.Q.'su var, ve sözel yetenekleri de yeniyetme bir liseliden daha yüksek.
Pero Annabel tiene un I.Q. extraordinario, y su capacidad verbal es más alta que un recién ingresado.
Yolun karşısından birinin size söylediğini duyarsanız bilin ki sevgisini dile getiriyordur.
es una frase positiva. Es una forma verbal de hacer el amor directamente de un lado al otro de la calle. La próxima vez que lo oigáis, sentíos así!
İnsanlı Uzay Yolculuğu Programı yöneticisi, Doktor James Kelloway şu anda Houston'da Uçuş ekibi ile devamlı sesli iletişim halinde.
James Kelloway, director del programa espacial tripulado, está en Houston en este momento. Está en contacto verbal con la tripulación del vuelo.
Görev Kontrol Birimi, uçuş ekibiyle tam işitsel temasta olduklarını bildiriyor.
Control de misión informa que hay contacto verbal con la tripulación.
Sözlü aşağılama, işkence...
Ofrecemos humillación verbal, ataduras...
O yüzden maymunlar arasında... sözsüz iletişim üzerine yapılan çalışmaları hayranlıkla izliyorum.
Así que estoy fascinada con el trabajo que se hace sobre la comunicación no verbal de los monos.
Soruşturmanın ileri safhasında, öğrenilmiş ki parti saldırıya uğramış Sözlü küfürlü saldırıyı yapan kişi... Dr Alex Linden miş, o zamanlar üniversite de olan.
Tras una investigación adicional, quedó comprobado que la víctima... de la agresión verbal... fue el Dr. Alex Linden,... actualmente en la Facultad.
Carla, benimle gece vardiyalarını değiştirebilir misin diye sordum sen de bunu, sözlü linçe dönüştürdün.
Carla, todo lo que le pidió que lo fue interruptor noches fuera de mí y convertirlo en un linchamiento verbal.
Gerçekleri göz önüne alırsak senin sözlü saldırıların yüzünden bilerek anormal davranmaya karar verdiğim şeklinde bir tanım yapılabilir.
Una descripción razonable, considerando que concientemente decidí amoldarme a un comportamiento más normal simplemente por motivo de tu constante maltrato verbal.
Eğer sözlü olarak,... duygusal olarak ve entelektüel olarak yeterince inandırıcıysam... Nihayet bana inanacaksın ve öz saygın filizlenecek.
Si resulto convincente verbal, emocional e intelectualmente, al final me creerás y confiarás en mí.
Grup ya da müstakil devreler.
CURSO DE EXPRESIÓN VERBAL Y CORPORAL
Bütün tasarruflarımızı bir tokalaşmayla ona verdik ve sonra her şeyimizi alışına seyirci kaldık.
Confié en un idiota como Sam Stone... nuestros ahorros enteros en un trato verbal, y me senté a observar cómo nos los robaba.
Hafta sonu da bizimle olun. Pazartesiden sonra Gece Sohbeti ulusal yayına geçiyor. Dallaslıların da ABD'nin geri kalanıyla sohbet imkanı olacak artık.
Estén atentos, porque el lunes "Charla Nocturna" comienza la cobertura nacional permitiendo a la buena gente de Dallas tener intercambio verbal... con el resto de los Estados Unidos.
Görüyorsun ya Balders, bir miktar süslü laf ishali ile bezenmiş mesaj aynen şöyle : "Kahrolsun örümcek kafalar,... "... yaşasın büyük Alman ırza tecavüzü. "
Ves, Balders, disfrázalo con una pomposa diarrea verbal, y el mensaje es "cabezas cuadradas a por el gran postre".
El kaplamamdan içeri girip, sinir devrelerime ulaşıp... sözlü program arayüzümü kullanabilirler.
Pueden penetrar el tejido de mi mano, seguir por los circuitos nerviosos e interactuar con mi programa verbal.
Duyduğu her sözel iletişimi anında çevirme... ve değerlendirme gibi muhteşem bir yeteneği var.
Tiene una increíble capacidad de entender y extrapolar cualquier comunicación verbal que oye.
Sözlü bileşim, en teferruatlı seviyedeydi.
Fue una composición verbal a un nivel algo sofisticado.
Bir antlaşmamız vardı hatırlasana?
¡ Un contrato verbal!
Duygularımı söze dökerdim ve... bana yakın olan kişileri... korkuturdum.
expresaba mis sentimientos de una forma no verbal, y muchas veces asustaba a la gente que me quería.
Sözlü istismar, bağırsak sulama.
Abuso verbal e irrigación de colon.
Sizin ilkel sözel iletişiminizden çok daha etkindir.
Mucho más eficiente que su primitiva comunicación verbal.
Sözel bir kısaltma yaptın.
Has utilizado un tiempo verbal.
- Bauman'a sözlü onay verdiğimi söyle.
- Dile a Bauman que tienes mi autorización verbal.
Görsel veya sözlü etkileşimliyi seçin.
Seleccione sistema interactivo visual o verbal.
- Sözlü.
- Verbal.
Bir tür ses kimliği.
Algún tipo de cédula verbal.
Öyleyse onu muayene ettiğini söylediğinde... onun sözlü bir konsültasyon için geldiğini demek istedin herhalde?
Cuando dices que la examinabas... ella fué por una consulta verbal, algo así?
Bu bana sözlü iletişimi sürdürebilme olanağını sağlayacak.
Eso me permitirá mantener un contacto verbal.
Sözel ahlak kanununu Fısıltıyla çiğnediğiniz için... 1 / 2 kredi ceza ödeyeceksiniz Lenina Huxley.
Lenina Huxley, multa de medio crédito... por violación en voz baja del estatuto de moralidad verbal.
Sözel ahlak kanununu çiğnediğiniz için bir kredi ceza ödeyeceksiniz.
Multa de un crédito por violación del estatuto de moralidad verbal.
Hazır. Çok kaba.
Resumiendo, la comunicación verbal no es posible,
Sözlü komut.
Orden verbal Código de Acceso 2-9

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]