Voluntad перевод на испанский
8,754 параллельный перевод
Tanrım, senden istiyoruz ki, Lütfen Talia Lennox'u annesinin kollarına kavuştur, eğer arzun buysa Çünkü o yalnızca bir çocuk.
Señor, te pedimos, por favor, entrega a Talia Lennox en los brazos de su madre, si esta es tu voluntad, pues ella es sólo una niña.
Ama doğru seçimi yapacak irade yoksa şans tıpkı fil kafalı bir tanrı kadar anlamsızdır.
Pero sin la voluntad de tomar la decisión correcta, la suerte tiene tan poco sentido como... ese dios con cabeza de elefante.
İhtiyacımız olan tek şey irade.
Solo necesitamos la voluntad...
Buyruğu altına giriyorum.
Y siento que su voluntad se apodera de mí.
Hasta olduğu için öldü.
¡ Todo lo que ocurrió fue por voluntad de Dios!
Ben de Tanrı'nın yardımıyla neden benim dünyamda da olamayasın diye düşündüm.
Y yo pensé... ¿ Por qué, por voluntad de Dios, no puedes ser parte de mi mundo?
Benim hünerim Tanrı'nın iradesidir.
Mi don, fue por voluntad de Dios.
İstemeyerek bu duruma düştüm.
Me vi empujada a esta situación contra mi voluntad.
Ben kalple istek görüyorum.
Yo veo coraje y voluntad.
Savaş başlatmak isteyenlere karşı duran karakteri sağlam ve iradeli insanlar...
Personas con la voluntad y la fuerza de carácter para hacerle frente a aquellos que harían la guerra...
Yani kurtlar isteğe bağlı olarak dönüşebilecek.
Eso significa que los lobos podrán convertirse a voluntad.
Larue Hanım. Son yaptığımız anlaşmadaki iyi niyeti kirletmek pek de hoş olmazdı.
Miss Larue... sería una gran pena echar por tierra la buena voluntad de nuestro reciente acuerdo.
Aileniz şehre geri döndüğünden beri kıdemli cadılarımız öldürüldü, gelecek vaad eden genç cadılar ise istekleri dışında bedenleri işgal edildi.
Desde que tu familia volvió a esta ciudad, nuestros ancianos han sido asesinados, brujas jóvenes promesas han sido inhabilitadas contra su voluntad.
Ve yaşama isteğin.
Y tu voluntad de vivir.
Al Sah-him'le evlenmeni bekliyorum çünkü ben böyle istiyorum.
Espero que te cases con Al Sah-him porque es mi voluntad.
Dirilişin bu suyun bir hediyesi değildi, kendi iradenin gücüydü.
Su resurrección no fue tanto un regalo de esas aguas, tanto como la fuerza de su propia voluntad.
Arkadaşlarınla birlikte, iyi niyetimin bir göstergesi olarak.
Con sus compatriotas, como gesto de buena voluntad.
Ra's Al Ghul'un isteği bu.
Es la voluntad de Ra's al Ghul.
Size Birlik hakkında bilgi verdim diye onlara karşı duracağım düşüncesine kapılmadınız umarım.
No confundais mi inclinación por ofreceros información con la voluntad de tomar las armas contra la Liga.
Sadece benim için yaşayan bir ordum var.
Tengo legiones que viven solo para hacer mi voluntad.
Benimle kendi isteğinle konuşmanı sağlayabileceğimi sanmıyordum.
Pensé que no querría hablar conmigo por su propia voluntad.
Ra's Al Ghul'un isteği bizim de isteğimizdir!
¡ La voluntad de Ra's al Ghul es la nuestra!
Yaşama isteğin daha fazla, ama sonsuz hayat teklifimi reddettin.
Tu voluntad de vivir arde más intensamente, y sin embargo rechazaste mí oferta de una vida eterna.
Tanrı sana özgür irade vermiş.
Dios te dio voluntad propia.
Belki ikimizde mutlak iradenin yaratıklarıyız.
Quizá seamos seres de absoluta voluntad.
İstediğin herşeyi arzulayabilirsin.
Usa tu voluntad como quieras.
Tüm Bunchy ve yalakları Michael Younger hakkında konuşma istiyor, bu yüzden eğer bunu iyi şekilde çevirirsem, o zaman Cass için iyi şeyler yakalayabilirim.
Bunchy y toda su gente quieren hablar sobre el joven Michael, así que si puedo girar la esquina, entonces tal vez puedo coger a alguien con buena voluntad sobre Cass.
Kendi arzularıyla yani özgür iradeleriyle geldiklerini iddia ediyor.
Vinieron por su propia voluntad. Por su propia voluntad, eso es lo que Beloff expone.
İlahi iradeni yansıtmak için bana kuvvet ver.
Concédeme el poder para mostrar tu voluntad divina.
Yarı vahşi bir domuzu kendi rızası dışında taşımak, bir adamı kaçırmaktan daha zordur.
Es más problemático mover a un cerdo semisalvaje contra su voluntad que secuestrar a un hombre.
Kendi rızasıyla vesayetini bize vermek istedi.
Ella ha ofrecido darnos la custodia por su voluntad.
" Sahte peygamberlere kulak asma. Tanrı'nın iradesinden, lütfundan seni döndürmeye çalışırlar.
"No escuchen a los falsos profetas quienes tratarán de alejarlos de la voluntad de Dios, de la gracia de Dios."
İnanılmaz.Bu daha önce hiç olmamıştı özgür bir adam özgür iradesiyle tekrar oyunlara katılacak
Increíble, Esto nunca ha ocurrido antes, un hombre libre decidiendo por propia voluntad para volver a jugar,
Sizin acizliğiniz ve isteksizliğiniz yüzünden denizciler toplu katliama maruz kalacaklar.
Su incapacidad o falta de voluntad para aprender a luchar en el campo llevó a la muerte masiva de la gente en el mar.
Önemli olan, Fransız halkını birleştirme arzusudur. Fransız halkı, ideolojik fikirleri ve farklı ırklara karşı önyargıları değiştirmek istiyor.
La única cosa que cuenta es la voluntad de Francia, los franceses quieren el cambio, sin ideologías e ideas preconcebidas.
Hannibal'ın dünyada aracıları var.
Hannibal ejerce su voluntad en el mundo.
Hannibal Lecter'ın dünyada bir temsilcisi var.
Hannibal Lecter ejerce su voluntad en el mundo.
Eski öteki dünya. Eski, cennette olduğu gibi, dünyada da olup bitecek.
Venga nuestro reino, hágase tu voluntad en la tierra como en el cielo.
De Cassel kendi bildiğini yapacak.
De Cassel hace su voluntad.
Tanrı, Kurtarcımızın gelişi için ruhlarımızın canlanmasını ister.
La voluntad de Dios despertar nuestras almas el anhelo de la promesa de nuestro Salvador.
Davalı birkaç yıldır bilerek ve isteyerek... Wesenrein kanunlarına karşı gelmektedir.
Durante un período de varios años, el acusado ha ignorado a sabiendas y por propia voluntad, la ley Wesenrein.
Tanrı'nın isteği bu.
Es la voluntad de Dios.
Bir parçam bunu yapmasaydım ne olurdu diye merak ediyor Brian için.
Una parte de mí se pregunta si no hice lo que era su voluntad... Por Brian.
İnsanları bağlayıp zorla esir tutamayız.
No atamos a la gente y los mantenemos en contra de su voluntad.
Hayır kendi irademle geldim.
No. Vine por voluntad propia.
İsteğim dışında alıkonuluyorum.
Estoy retenido contra mi voluntad.
Tüm günahlardan, gazabından ani ve gafil ölümden, şeytanın tuzağından öfkeden, nefretten ve tüm garezden kurtarın.
De todo pecado, de tu ira, de repentina y desprovista muerte, de los trucos del demonio, de la furia, el odio y de toda mala voluntad.
Beni zorla tutmak yeterli değil mi?
¿ No es suficiente que me estés reteniendo en contra de mi voluntad?
Dediğim gibi, buraya zorla getirildim.
- No lo sé. Como les decía, me trajeron hasta aquí en contra de mi voluntad.
Zamanı geldiğinde hatırlanmasını umduğum bir iyi niyet göstergesi.
Un símbolo de buena voluntad, que quiero que se recuerde cuando llegue el momento.
Ancak artık sizin sürünüz tedavi edildi. İstediğiniz vakit dönüşebiliyorsunuz.
Tú puedes cambiar a voluntad.