Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ W ] / Walmart

Walmart перевод на испанский

147 параллельный перевод
Darty, kapıyı aç!
Abran, WalMart!
Şapkanla film çeksene.
Tu la estrella de cine, WalMart?
Darty! Sadece bir araba! Araba!
WalMart, es solo un auto!
Hay! Darty'e söylemeyi unuttum.
Mierda, Olvidé preguntar a WalMart.
Darty kim?
Quién es WalMart?
Wal-pazarında olabilirdik.
Podríamos haber sido los Walmart.
Eritecek başka takı bekleme çünkü bana tek verdiğin, Walmart tan alınmışa benzeyen o şeydi.
No puedes estar husmeando por más joyas para derretir porque todo lo que me diste fue esa baratija.
Walmart'ta kasa önündeyken ben de tıpkı öyle hissediyorum.
Si me ves haciendo fila en una tienda, yo también lo he soñado.
O Theresa'yı, tüm o yarışmalara götürürken adam gibi bir işte çalışmadığı için ben gündüzleri, cam eşya fabrikasında geceleri de Walmart'ta çalışmak zorundaydım.
Él no trabajaba de nada. Yo trabajaba de día en una fábrica de vidrio y de noche en un supermercado para llegar.
" Walmart'ta asgari ücretle çalışmak gibi değil.
Trabajo en Wal-Mart y no gano nada.
Tüm sıkı silah yasalarına rağmen bakın bir yabancı olarak Kanada Walmart mağazasında neler yaptım?
De hecho, a pesar de la estricta legislación sobre armas, esto es lo que yo, un extranjero... puedo comprar en un Wal-Mart local.
WalMart, 11 Eylül'den sonra silah satışlarının % 70 mermi satışlarının % 140 arttığını bildiriyor.
Wal-Mart dice que después del 11 de Septiembre, las ventas de armas subieron 70 %... y las ventas de municiones un 140 %.
Artik çalismayacaksin, Carla Jean.
Trabajo en Walmart. Ya no, Carla Jean.
Walmart tartışmasından yıllarca sonra Kathy Lee el çantaları saatte üç saat ödenen işçiler tarafından hala yapılıyordu.
VARIOS AÑOS DESPUÉS DE LA CONTROVERSIA, LOS BOLSOS KATHY LEE GIFFORD AÚN SE HACÍAN EN CHINA POR TRABAJADORES
K Mart, Wal Mart, McDonald's, K Mart, Wal Mart, Wendy's.
Es como K-Mart, Walmart, McDonald's, K-Mart, Walmart, Wendy's, K-Mart.
Walmart'taki Black Friday gibi.
Es como un Walmart durante el Viernes Negro
Val-Mart değiliz henüz.
Todavía no somos "Walmart".
Wal-Mart.15 dolara.
Walmart. 15 dólares.
Annem çantacı çocukla flört ettiğinde ismini ve personel numarasını öğrenmiştim.
Cuando mamá coqueteó con aquél tipo, conseguí su nombre y su número de empleado de Walmart.
Tamam, eve dönerken yolun üzerinde Wal-Mart'a uğramamız gerekiyor.
Bien, necesitamos detenernos en un Walmart de camino a casa.
Pantolonundan büyuk bir tomar para çıkardı.
Sacó un gran fajo de sus pantalones de WalMart.
Diğer taraftan eğer hayalin Walmart'ta bir kapı görevlisi olmaksa ona var gücünle sarılabilirsin ta ki, öbür tarafa gidene kadar.
Por otra parte, si sueñas con ser recepcionista de Wal-Mart, aférrate a él hasta el día que mueras.
Bu Noel sabahı değil ve siz de kafeinle dolu değilsiniz. Mikserin sarılı olduğu o ucuz WalMart ambalajı gibi yırtıp açmayacaksınız.
Hoy no es Navidad y están todos colocados de cafeína rompiendo ese papel barato de WalMart para conseguir una nueva licuadora.
Jarle bu gözlükleri Walmart'tan bir dolara aldı.
Jarle compró sus gafas en Nille por 10 coronas.
Walmart, General Motors ve Exxon gibi şirketler, Suudi Arabistan, Polonya, Norveç, Güney Afrika, Finlandiya, Endonezya ve benzer ülkelerden ekonomik olarak daha güçlüdürler.
Walmart, General Motors, y Exxon, son económicamente más poderosas que Arabia Saudita, Polonia, Noruega, Sudáfrica, Finlandia, Indonesia y muchos otros.
Güç algılanan bir diğer husus ise, "Walmart" bir kasabaya şube açıp, rekabet edemeyen küçük işletmeleri kapanmaya zorladığında, işsizliğe neden olur.
De forma más sutil, cuando Walmart se muda a un pueblo pequeño y fuerza a los negocios pequeños a cerrar puesto que no pueden competir, un área gris emerge.
Walmart'ın yaptığı kötülük nedir?
Pues ¿ Qué es lo que Walmart hace mal?
Tamam, o zaman Walmart'a bak.
¿ Por qué no pruebas en Wal-Mart?
Kedi kaşıma aletini Walmart'tan 2 dolara alabilirsin. Lee kot pantolon 9 dolar.
En Walmart puedes comprar una manita rascadora por $ 2 y un par de pantalones Lee por $ 9.
Hatta tüm o arazi şu an büyük alış-veriş merkezi bile olabilir.
Toda esa área ahora podría ser un Walmart.
Walmart'da satılıyor.
35 dólares, 99 centavos. En rebaja, en Walmart.
- Walmart'da satılıyor.
- En rebaja en Walmart.
Annem Walmart raflarında gördüğü herşeyi, ve televizyonda gördüğü herşeyi, diyet olarak deniyordu.
Mi mamá ha probado tantas cosas diferentes, cada píldora de dieta que está en los estantes de Walmart, o lo que encontrara en TV lo que fuera.
- Walmart Marketin'de çalışmıyoruz.
- No trabajamos en Walmart exactamente.
Hiç fikrim yok Çünkü o Target değil, K-Mart değil... ve tabiki Wal-Mart da değil
No. Porque no es Target ni es Kmart y con toda seguridad no es Walmart.
Walmart'ta satılsa Sana ihtiyacım olmazdı, di mi?
Bueno, si lo pudiera conseguir en Walmart, no te necesitaría, ¿ verdad?
Sanırım çikolatalı tavşan bulana kadar üç Walmart mağazasına gittim.
Creo de haber pasado al menos tres Wal-Mart antes de lograr encontrar los otros conejitos de chocolate.
Walmarta git ve kendin bir göz at.
Ve Walmart y compruébalo tú mismo.
Duvara asılı Walmart sanatları var.
Tienen cuadros del Walmart en la pared.
Kuzenim de kedi evlerini Internet üzerinden böyle satmıştı.
Ella consiguió vender sus casas para gatos a través de Walmart
Ne, Walmart mı açıyoruz?
¿ Qué, estamos abriendo un Walmart?
Ve bir daha asla, katiyyen Walmart'a ayak basmam.
Y nunca, nunca jamás volveré a poner un pie en Walmart. ( centro comercial )
Size kendi Walmart hikayemi anlatmış mıydım?
- ¿ Os he contado mi historia del Walmart?
Hiç Walmart'a gittin mi?
¿ Alguan vez has estado en Walmart?
Hepsini Lux'a sattım ve şimdi burada Palmyra'da bir Walmart inşa ediyorlar.
Vendí todo a Lux, y ahora vamos a construir un Wal-Mart... Aquí en Palmyra.
Walmart'ta satamazsın.
No podrás vendérselo a los de Wal-Mart.
O gün Walmart's gitmiştim, bir Subway sandöviçi aldım ve dedim ki, bu köfteyi yiyeceğim.
Fui a Wal-Mart ese día. Quería un emparedado y dije : "Me voy a regalar ese trozo de carne".
Sonra Walmart'tayken Bayan Esselstyn'den bir telefon aldım. O an zayıflık gösterdiğimi biliyorlarmış gibi.
Y entonces recibí una llamada, mientras estaba en Wal-Mart, de la Sra. Esselstyn, como si supieran que yo era débil en ese momento.
Bana Walmart'tan bir şey yemeyeceğine söz ver dedi.
Ella dijo : "Prométeme que no comerás nada de Wal-Mart".
Aynı çeşmeden su içebilmemiz ya da Walmart'larda öğlen hindi yiyebilmemiz aslında bir gelişim olduğu ya da 400 yıllık yanlışların gerekçeleri olduğu anlamına gelmiyor.
Solo porque yo pueda beber de la misma fuente o cenar pavo en Wall Marts, no supone ningún progreso y no justifica los últimos 400 años. EE.UU. rompe relaciones diplomáticas con Suecia después que Olof Palme, el Primer Ministro, comparara los con bombas de Hanói... con la masacre nazi. 1972.
Albüme Walmart, Target, Cosco'dan ulaşabilirsiniz.
- Sí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]