Watanabe перевод на испанский
207 параллельный перевод
- Tsuru Watanabe mi?
- ¿ Watanabe Tsuru?
WATANABE
WATANABE
Watanabe, haydi şarkı söyleyelim.
Watanabe, vamos a cantar algo.
Watanabe, gerçekten kızgın mısın hâlâ?
Watanabe, ¿ de verdad estás todavía enfadada?
O zamana kadar, Watanabe- -
Hasta entonces, Watanabe...
Watanabe, Suzumura'nın flütü nerede?
Watanabe, ¿ dónde está la flauta de Suzumura?
Watanabe?
¿ Watanabe?
Watanabe sizi suçlamıyor.
Watanabe no os está culpando.
Peki ne istiyordun Watanabe?
¿ Y tú qué quieres, Watanabe?
Watanebe muhteşem biri, ve Mizushima da...
Watanabe es excelente, y Mizushima...
Watanebe yanlarında olacak.
Watanabe estará aquí.
- Watanebe'yi arayayım.
- Voy a llamar a Watanabe.
Watanabe çok kötü bir şey oldu.
Watanabe, ha sucedido algo horrible.
Kızlar, Watanabe'yi üzmeyin sakın.
Chicas, no hagáis sufrir a Watanabe.
Watanabe asla- -
Watanabe nunca...
Watanabe, bir şey söyle.
Watanabe, di algo.
Watanabe, bir şey söylesene.
Watanabe, di algo.
Watanabe... Lütfen söyle onlara.
Watanabe... por favor díselo.
Ama sadece Watanabe biliyor bunu.
Pero... Watanabe es la única que lo sabe.
Watanabe, bize ne kadar kızsan yeridir.
Watanabe, tienes todo el derecho a estar enfadada con nosotras.
Watanabe nerede?
¿ Dónde está Watanabe?
- Watanabe- -
- Watanabe está...
Watanabe, çok kötü bir şey oldu.
Watanabe, ha sucedido algo horrible.
Ama Watanabe- -
Pero Watanabe...
Watanabe.
Watanabe.
Watanabe, sakın üşütüp hasta olma.
Watanabe, no cojas frío.
Bak Watanabe, Suzumura dönmüş.
Mira, Watanabe. Suzumura ha vuelto.
Watanabe gelmiş miydi? Kuro-chan mı?
- Dime, ¿ Watanave también fue?
Verildiği tarih : 1930
KANJI WATANABE 7 DE NOVIEMBRE DE 1930
Watanabe-san. Watanabe Kanji-san.
Sr. Kanji Watanabe.
Watanabe-san.
Sr. Kanji Watanabe.
Watanabe-san her zamanki gibi işe gitti.
El Sr. Watanabe sale de casa todos los días a la misma hora.
Bu süre zarfında bizim Watanabe-san hakkında çeşitli dedikodular ve söylentiler yayıldı.
Durante ese tiempo, han surgido rumores e innumerables conjeturas acerca del Sr. Watanabe.
Tüm bu dedikodu ve söylentiler bizim Watanabe-san'ın gerçekten çok sersem olduğu üzerinde birleşiyor.
Y todos coincidían, al menos, en una cosa : Sea lo que sea lo que el Sr. Watanabe está haciendo, es sin duda una frivolidad.
Ama Watanabe bütün yaşamı boyunca, kendi davranışlarını ciddiye almadı.
Sin embargo, Watanabe creía que nunca en su vida se había comportado con tanta seriedad y cordura.
Başkan Yardımcısı, efendim. Teknik olarak parkı, sizin desteğinizle Paklar ve Bahçeler Komitesi yapmış olsa da, aslında parkı yapan Watanabe-san değil miydi?
Señor, la versión oficial es que la Sección de Parques y el concejal de zona construyeron este parque con su respaldo,
Ama Watanabe Halkla İlişkiler'in kısım amiriydi.
El Sr. Watanabe era el jefe de la Sección de Ciudadanos.
Bölge sakinleri parkı Watanabe-san'a borçlu olduklarını düşünüyor.
Los residentes de la zona creen que fue el Sr. Watanabe.
Watanabe-san'ın neden yarattığı bu parkta öldüğü konusunda endişeleri var.
Están profundamente preocupados por el hecho de que haya muerto en el parque que él mismo estaba construyendo.
Parkın açılış töreninde yaptığınız konuşmada Watanabe-san'dan hiç söz etmediniz.
Por ejemplo, en su discurso el día de la inauguración del parque no mencionó usted al Sr. Watanabe ni una sola vez.
Ayrıca Watanabe-san'ın törende ihmal edildiğini ve arkalara oturtulduğunu düşünüyorlar.
Y lo que es más... fue completamente ignorado durante toda la ceremonia y tuvo que sentarse en un segundo plano.
Diğer bir deyişle, Watanabe-san'a duyulan ortak sempati parktaki ölümüne dair özel bir yoruma yol açtı.
Existe un sentimiento generalizado de apego hacia su persona, y el hecho de que haya muerto en el parque ha dado pie a interesantes teorías.
Yani Watanabe'nin intihar ettiğini ya da orada donarak ölürken buna hazırlandığını mı söylüyorsunuz?
¿ Quiere decir que el Sr. Watanabe se suicidó en el parque o al menos se dejó morir de frío?
Bununla birlikte otopside Watanabe'nin ölüm nedeni açıkça belirlendi.
Sin embargo... la autopsia ha establecido con claridad la causa de la muerte del Sr. Watanabe.
Watanabe'nin ölümü aniydi. Hiç bir fikri yoktu.
Falleció repentinamente, sin previo aviso.
Öyle görülüyor ki insanlar bu parkın Watanabe'nin eseri olduğunui düşünüyorlar. Ama bu saçmalık.
Algunos parece que creen que lo construyó el Sr. Watanabe, pero eso es ridículo.
Arkasından böyle konuşmak istemezdim. Belki de ailesinin ve akrabalarının önünde bunları söylememeliydim. Ama Watanabe'yi tanırdım.
Quizá no debería decir esto aquí en su velatorio, frente a sus hijos y familiares... pero seguiré adelante, porque creo que Watanabe estaría de acuerdo conmigo.
O parkın inşasında Watanabe'nin çok çalıştığına şüphe yok.
Ciertamente, el Sr. Watanabe hizo un esfuerzo extraordinario para terminar ese parque.
Watanabe bu fikre şahsen karşı çıkardı.
El propio Watanabe tornaría su gesto ante tal idea.
Park Watanabe-san'ın eseridir.
Fue el Sr. Watanabe quien construyó ese parque.
Aslına bakılırsa, şimdi anlıyorum. Çok açık. Watanabe-san'ın muhtemelen mide kanserinden haberi vardı.
Quiero decir... con el beneficio de la retrospectiva, parecía que sabía que tenía cáncer de estómago, y es por ello que –