Wolfowitz перевод на испанский
58 параллельный перевод
Seni sekizde alırım. - Tamam. Şeytani bir şey giy.
- Y ponte diabólica - cuernos, cola, y mi Wolfowitz t-shirt?
Boynuz, kuyruk ve Wolfowitz tişörtü olur mu?
- Perfecto. - Adiós.
Paul Wolfowitz ve Francis Fukuyama gibi bazıları Chicago Üniversitesi'nde Strauss'un fikirlerini öğretti.
Algunos, como Paul Wolfowitz, habían enseñado las ideas de Strauss en la Universidad de Chicago, junto a Francis Fukuyama.
Ben yaptım, Paul Wolfowitz yaptı ve muhtemelen akademide çok iyi beklentileri olmadığına karar verildi.
Yo lo hice ; Paul Wolfowitz lo hizo ; y decidieron que probablemente no tenían buenas perspectivas en el mundo académico.
Araştırmaları bir grup yeni muhafazakârlar tarafından yürütülüyordu onlardan biri de Paul Wolfowitz'di.
Y la investigación sería llevada a cabo por un grupo de neoconservadores, uno de los cuales era Paul Wolfowitz.
Savaşın tarafı olan Rumsfeld ve diğerleri tıpkı Paul Wolfowitz gibileri CIA'e girmek istiyordu.
Ahora, como parte de esa batalla, Rumsfeld y otros, personas como Paul Wolfowitz, querían ingresar en la CIA.
Araştırma B Takımından ve Paul Wolfowitz'in lideri olduğu diğer gruptan istendi.
La investigación fue bautizada'Equipo B', y el otro miembro sobresaliente era Paul Wolfowitz.
Paul Wolfowitz, Richard Perle ve diğer yeni muhafazakârlar kaderi, dünya üzerindeki kötülükle mücadele etmek olan yegâne ülke Amerika'dır mitini yeniden ileri sürmek için adım attılar.
Paul Wolfowitz, Richard Perle, y otros neoconservadores se habían propuesto reafirmar el mito de América como un país único, cuyo destino era combatir el mal en todo el mundo.
Ama Savunma Müsteşarı Paul Wolfowitz gibi yeni muhafazakârlar Bağdat'a ilerlemek ve Orta Doğu'da dönüşüme yol açmak istediler.
Pero los neoconservadores, como Paul Wolfowitz, que era Sub-secretario de Defensa, quería seguir hasta Bagdad, y provocar una transformación del Medio Oriente.
91'de Wolfowitz ve diğerlerinin umdukları şey Saddam Hüseyin veya öteki aşağılık diktatörlere karşı olan savaşın Sovyetler Birliği'ne karşı olan savaşın yerini alabileceği ve bu savaşın iyi ile kötü arasındaki savaş olarak yorumlanabileceğiydi.
Ya en 1991 se podía ver que lo que Wolfowitz y otros querían, era que la batalla en contra de Saddam Hussein, u otros tiranos insignificantes, tomara el lugar de la batalla contra la Unión Soviética, y pudiera satisfacer esta interpretación de una batalla entre el bien y el mal.
Gizliden gizliye Paul Wolfowitz gibi yeni muhafazakârlar çok öfkelenmişti.
En privado, los neoconservadores como Paul Wolfowitz estaban furiosos.
Wolfowitz'in öfkesi temel olarak Amerikan liberalizminin zayıflığınaydı :
La rabia de Wolfowitz es fundamentalmente una rabia en contra de la debilidad del liberalismo americano :
George Bush, Başkan olduğu ilk günlerde Paul Wolfowitz gibi yeni muhafazakârlar ve onların Donald Rumsfeld gibi müttefiklerine randevu vermişti.
Cuando George Bush se convirtió en presidente por primera vez, había incluido a neoconservadores como Paul Wolfowitz, y sus aliados, como Donald Rumsfeld, en su administración.
Bunun merkezinde Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz vardı, yanlarında da Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Pentagon'un baş danışmanlarından biri, Richard Perle.
En su centro estaban Donald Rumsfeld y Paul Wolfowitz, junto con el Vicepresidente, Dick Cheney, y Richard Perle, que era un consejero superior del Pentágono.
El Kaide'yi sormadı. Ya Savunma Bakanı Rumsfeld ve yardımcısı Wolfowitz?
¿ Y la reacción que obtuvo ese día del Secretario de Defensa, Rumsfeld a través de su asistente, Paul Wolfowitz?
Bugün haberlerde Rumsfeld ve Wolfowitz şöyle söyledi...
Hoy en las noticias, Rumsfeld decía - - Y Wolfowitz decía :
O zamanlar genç Paul Wufowitz, yine o zamanlar Pentagon'da Savunma Bakanı olan Dick Chaney'nin altında çalışıyordu.
En ese entonces, un joven Paul Wolfowitz trabajaba como subalterno de Dick Cheney quien era secretario de Defensa en el Pentágono.
Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasıyla Chaney, Wufowitz'den bir plan yazmasını, büyük bir strateji hazırlamasını istedi.
Con el colapso de la Unión Soviética en 1991 Cheney le ordena a Wolfowitz que elabore un plan, una gran estrategia.
Ve bu bilgiler biz gizli ajanlara, Wolfowitz ve Rumsfield gibi kişiler... tarafından, hazırlayacağımız belgelerde kullanmamız için veriliyordu.
Nosotros, el grupo de acción, debíamos usar esto en documentos que preparábamos para nuestros superiores incluyendo gente como Wolfowitz y Rumsfeld.
Üyeleri arasında Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeb Bush ve Paul Wolfowitz'in de bulunduğu yeni bir muhafazakâr düşünce topluluğu olan, "Yeni Bir Amerikan Yüzyılı Projesi" adlı düşünce topluluğu, üzerinde "Amerikan Savunmasının Yeniden Yapılandırılması" başlığını taşıyan raporunu yayımlar.
El proyecto para un "Nuevo Siglo Americano", un plan neoconservador que incluía los nombres de Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeff Bush y Paul Wolfowitz entregan un documento llamado : "Reconstruyendo las Defensas de América".
Wolfowitz dedi ki Zoe Kasım 13'de gece yarısı ayrılmış.
Wolfowitz dijo que Zoe se marchó a mitad de la noche del día 13.
"Jacob Wolfowitz".
"Jacob Wolfowitz."
Bay Wolfowitz?
¿ Señor Wolfowitz?
Bay Wolfowitz, hemen dışarı çıkınız. Biz Kriminal Bürodan geliyoruz. Sizinle konuşmamız gerek.
Señor Wolfowitz, salga ahora mismo somos del laboratorio criminalístico tenemos que hablar con usted.
Sana Wolfowitz hakkında bir şey söylendi mi?
¿ Tienes alguna relación con el Sr. Wolfowitz?
Bay Wolfowitz.
El señor Wolfowitz.
Kapıdakinin Wolfowitz olduğuna dair ne kadarına bahse girersin?
¿ Cuánto quieres apostar a que Wolfowitz estaba en la puerta?
Wolfowitz klinikte çalışıyor.
Wolfowitz trabaja en la clínica.
Bay Wolfowitz'in DNA örneğine ihtiyacınız olabileceğini düşündüm.
Asumí que necesitarías una muestra de ADN del Sr. Wolfowitz.
Jacob Wolfowitz.
Jacob Wolfowitz.
Yani, arabadaki parmak izlerinin hiç biri Jacob Wolfowitz'e ait değil.
Entonces ninguna de las huellas digitales del del auto pertenecen a Jacob Wolfowitz.
Wolfowitz'e benziyor, ama daha genç.
Se parece a Wolfowitz, pero más joven.
Öyleyse Wolfowitz'e ait dediğimiz tüm DNA'lar, Sneller'in olabilir.
Así que todo el ADN que atribuimos a Wolfowitz, podría ser de Sneller.
Günaydın bay Wolfowitz.
Buenos días, Sr. Wolfowitz.
Bu yer Wolfowitz'e ailesinden kalmış.
Wolfowitz heredó este lugar de sus padres.
Ama Wolfowitz adlı musevi bir aile onları evlat edinmişler.
Pero fueron adoptados por una familia judía llamada Wolfowitz.
Cheney, Rumsfeld ve Wolfowitz... onlar Irak savaşını yönetenlerdi
Cheney, Rumsfeld y Wolfowitz... encaminaron la administración hacia la guerra de Iraq.
Paul Wolfowitz, sonra savunmanın sekreteri ve Colin Powell, Sonra daha büyük birleştirilmiş Dış işleri başkanı.
Paul Wolfowitz, el entonces subsecretario de defensa... y Colin Powell, el entonces presidente del Estado Mayor conjunto.
Rumsfeld ve Onun müsteşarı, Paul Wolfowitz... 100000 askerden daha az olduğundan... yeterli olacaktır... özgürlük için ve Irak için.
Rumsfeld y su subsecretario, Paul Wolfowitz... creían que una fuerza de menos de 100.000 tropas... sería suficiente... para la invasión y ocupación de Iraq.
1 ay önce... birliklerdeki tartışma ışığa geldi... Ordunun kumandanının, Eric Shinseki olduğu zaman... Senatonun silahlı kuvvet komitesinden önce...
Un mes antes de la invasión... la disputa sobre las tropas salió a la luz... cuando el Jefe de Estado Mayor del ejército, Eric Shinseki... testificó ante el Comité de Servicios Armados del Senado... ignorando la presión de Rumsfeld y de Wolfowitz.
Paul Wolfowitz onu düşünmedi.
Pero Paul Wolfowitz no se lo imaginaba.
Paul Wolfowitz, bu belgeselin görüşülmesi için gereklidir.
Paul Wolfowitz se negó a ser entrevistado para este documental.
Wolfowitz ve Rice asla ordunun içinde hizmet etmemişti.
Wolfowitz y Rice nunca habían servido en el ejército.
Bremer pentagonda çalışmaya başladı... ve Entrevist, çoğunlukla Rumsfeld, Wolfowitz ve Müsteşar Doug Feith'leydi
Bremer trabajó en el Pentágono... y se entrevistó a menudo con Rumsfeld, Wolfowitz... y el subsecretario Doug Feith.
Romalılar ve Louis Coutours bunu biliyordu.
Louis Couture lo sabían. Wolfowitz lo sabe.
Wolfowitz de bilir. Bay Donaghy, dediğiniz gibi Bay Banks'i gözetledim.
Sr. Donaghy, como se me instruyó, espié al Sr. Banks.
Wolfowitz, bak şimdi, Aman Tanrım, harika gözüküyorsun.
Y, Wolfowitz, mira mein Gott im Himmel, te ves terrible.
Haklı da, Wolfowitz.
Y tiene razón, Wolfowitz.
1962 yılında, bir ay içerisinde gelecek olan Purim arifesi gününde, Abe Wolfowitz ölü bir adam olacak.
En un mes, en la víspera de Purín en 1962 Abe Wolfowitz va a ser hombre muerto.
Wolfowitz.
Wolfowitz.
Paul Wolfowitz, Dışişleri bakanlığının başına geçti.
Paul Wolfowitz se convirtió jefe del equipo político del Departamento de Estado, mientras su buen amigo Richard Perle se convertía en Secretario Asistente de Defensa.