Yarım перевод на испанский
49,296 параллельный перевод
- Ne kadar vaktim var? - Yarım saat kadar.
- ¿ Cuánto tiempo tengo?
Yarım bin olsun.
La mitad por uno.
Yarım bin.
La mitad por mil.
Yani, yarım saat içinde sekiz değişik şey yiyorsunuz... ve hepsi birbiriyle bir şekilde bağlantılı.
Y ahora tienen básicamente ocho platos, hechos en media hora que se entrelazan de alguna forma.
En ilginç yemeklerinden biri... yarım kalmış bir haiku gibi.
Uno de sus platos más intrigantes suena como un haiku mal escrito.
Yarım saat daha kalmak istiyor.
Se quiere quedar media hora más.
Yarım km tepede araç var.
Hay un transporte a medio kilómetro colina arriba.
Evet, son yarım saatte 6. hatırlatışın için teşekkürler.
Sí, te agradezco por recordármelo por sexta vez en la última media hora.
Yarım kalmış bir iş.
Asuntos no terminados.
Of ya, son yarım saate tüm ömrümde duymadığım kadar halk şarkısı muhabbeti duydum.
Madre mía, he escuchado más acerca de la música folk en esta media hora que en toda mi vida.
Odasında yarım düzine kadar var.
Hay como media docena en su habitación.
Kadınlar sadece yarım hak alabiliyor.
Las mujeres reciben solo la mitad.
Yarım gün falan mastürbasyon yapamamıştım.
No pude masturbarme durante medio día.
Çünkü bunu benden o istedi. Tek kollu yarım sarılma istemiyorum.
Sí, lo primero que voy a hacer cuando lo vea es darle un gran abrazo de oso porque eso es lo que quiere que haga.
Pekâlâ, o zaman yarın burada saat dokuzda görüşelim, tamam mı?
Entonces... nos vemos aquí mañana, podríamos decir a las, ¿ nueve en punto?
Yarın tekrar olacak mı peki?
¿ Habrá otra mañana?
- Yarın imzalı bir ifadesini yollarım.
Mañana te daré algo por escrito.
Bu nedenle değişik şekerlerle, değişik oranlarla oynadım... ve ortaya yarı mantıklı ama... bir yapısı olmayan bir şey çıkardım.
Empecé a jugar con diferentes azúcares, con diferentes proporciones y empecé a lograr algo bastante razonable, pero que no tenía estructura.
- Yarın mı tren ederim?
Mañana ¿ entrenamos a la misma hora?
Evet, inatçılığım benim yarışım.
Sí, lo siento, está en mi raza. Soy un poco terco.
Evet, sanırım bugün güneşli bir gün olacak. ama yarın onları giymek zorunda kalacaksın.
Muy bien, supongo que será un día suave hoy pero mañana debes venir con esas puestas.
Ben.... yarın seni ararım.
Te... llamaré mañana.
Tamam. Arabaya kadar yarışalım mı?
Bueno. ¿ Corremos al coche?
Korkarım yarın buradan ayrılıyor.
Me temo que se irá mañana.
Hayatımın yarısını Kuzey Kore'de kadın hakları için savaşarak diğer yarısını da Arabistan'da eşcinsel hakları için harcadım.
Bueno, pasé la mitad de mi vida en Corea del Norte luchando por los derechos de la mujer y la otra mitad en Arabia Saudita luchando por los derechos de los homosexuales.
Yarın senle buluşalım ve yeni birkaç hobi deneyelim ne dersin?
Entonces, ¿ por qué no, nos vemos mañana y probamos algunos nuevos pasatiempos?
Aslında yarın kapı kapı dolaşıp mahalledeki herkesin güvende ve huzurlu olduğundan emin olacağım.
De hecho, mañana realmente iré de puerta en puerta para asegurarme de que cada persona en todo este vecindario, mantenga la calma y siga adelante.
O halde bu bitki kesinlikle ayvayı yedi. Çünkü yarın onunla birlikte gidip herkese onun nasıl da işgüzar, ikiyüzlü, hesapçı bir kenaşe olduğunu kanıtlayacağım.
Pues bien, entonces, esta planta está condenada, porque mañana, me voy con ella y te demostraré y a todos, que ella es secretamente una dos caras, calculadora y perr... falsa.
Kaybettiğim kanat yeme yarışması ve kazandığım kusma yarışması hakkında tam süper bir hikaye anlatacaktım ki bir anda yer yarıldı.
No. Estaba a punto de contar una historia increíble sobre un concurso de comer alitas que perdí y un concurso de vomitar que he ganado, pero entonces se abrió un agujero en el suelo.
Yarın kullanım tarihi sona erecek.
Solo que caducan mañana.
Normal bir hayatı hak ediyorlar. Zamanımızın yarısı kadar bile olsa.
Se merecen tener una vida normal, aunque solo sea la mitad del tiempo.
Yarıştığım şey bu olsun yeter ki.
Mientras solo tenga que competir con eso.
Bahislerimden bir kaçı tutmadı hatırladığım bir kaç at yarışı sonucu değişmiş.
Algunas apuestas estaban mal. - Algunos resultados cambiaron.
İmzalamanız için bazı evraklarım var ve Jack'i yarın öğlen alabilir miyim?
Solo deben firmar unos formularios... y haré un hueco para Jack mañana... ¿ al mediodía?
Sın geldiğinde yarı çıplak gelmişti etrafta kıIıcı sallıyor ve adımı bağırıyordu.
¿ sabes? Quiero decir, la última vez, apareció medio desnudo, por así decirlo, llevando una espada alrededor, gritando mi nombre.
Yarın için bunları saklarım, tamam mı?
Voy a dejar esto para mas tarde, ¿ Si?
Önceden sana bir mesaj bırakmaya çalıştım ama sesli mesaj şeyini bilemediğim bir nedenden dolayı gönderemedim... yarıda kesti.
Sabes, intenté dejar un mensaje antes, pero por alguna razon el, uh, eh
Hayatımın yarısını onlarla bir odada oturarak geçiriyorum.
Paso la mitad de mi vida en habitaciones con ellas.
Seni yarın ararım.
Te llamaré mañana.
Bu yüzden de yarışı bırakmayacağım.
Así que no abandono esta candidatura.
Bir polis olarak kızımı bulma olasılığımızı biliyorum Bu ihtimal kayıp ihbarının yapılmasından 36 saat sonra yarıya düşüyor
Como policía, sabía que las posibilidades de encontrar a mi hija se redujeron a la mitad después de 36 horas de haber informado de la desaparición.
Hayatım boyunca senin gibi biri olmayı umut ettim. Ama dün ölmeyi denedim. Ve radyodaki adam göre yarın kesinlikle öleceğim.
He estado toda mi vida esperando a alguien como tú, pero ayer intenté suicidarme y definitivamente moriré mañana, según el tipo de la radio.
Ben sadece hikayenin yarısıyım. Sabah zaferi.
Soy solo la mitad de la historia, gloria de la mañana.
Umarım yakın zamanda iyi hissedersin ve seni yarın aramızda görürüz.
Espero que se reponga pronto, y le veamos mañana.
The Bachelor, The Bachelorette ya da Bachelor in Paradise türevi yarışma programlarına daha önce hiç katıldınız mı? Ya da bu programlardaki ilişkilerden herhangi birini duygusal olarak... -... desteklediğinizi belirten sosyal medya paylaşımlarında bulundunuz mu?
¿ Has salido alguna vez en el programa de televisión estadounidense "The Bachelor" o en "The Bachelorette" o "Bachelor in Paradise", o escrito a cualquier sitio de redes sociales de que estabas emocionalmente identificada con cualquiera de las relaciones que los concursantes estaban buscando?
Paramın yarısını Amerikan Futbol Ligi bahislerinde kaybetmeyi bırakacağım. Çok şişkoyum!
Dejaré de perder el 50 por ciento de introducción a la Liga Nacional de Fútbol. ¡ Estoy demasiado gordo!
Yarının programını beklemeyeceğim. Websitenizde Ella'nın biyografisinin hemen yanına bir link koyacağım.
Lo pondré en la página al lado de un enlace a la biografía de Ella en la página de tu firma.
LAPD sakat adamları ard arda alana kadar bunu salmıyor muhtelemen yarın sabah, ama sana borçlandım.
La policía no revelará esto hasta que esté segura, probablemente mañana por la mañana, pero te lo debo.
Yarı yarıya mı?
¿ Al cincuenta por ciento?
Çalışanlarınızı da sorgulayacağım. Kardeşiniz de dahil, yarın saat 3 : 00da.
También interrogaré a su equipo, incluyendo a su hermana, a las 15 : 00.
O zaman sen de onlara şöyle de A, cenaze törenini yarın yapacağız zaten B, tabii ki küllerini savuracağım, tuvalete ama ve C, iğrenç derecede obezsin dişlerini fırçalaman gerek ve orospunun tekisin.
Bien, diles : A : Mañana vamos a tener ya el funeral ;