Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Y ] / Yasaktır

Yasaktır перевод на испанский

1,028 параллельный перевод
Hapishane içine hayvan sokulması yasaktır.
Prohibida la entrada de animales en la casa penitenciaria.
Bu, saat 7 : 00'den sonra kesinlikle yasaktır.
Sabe que eso está estrictamente prohibido después de las 7 : 00 p.m.
- Bilirsin Julian, Amerikan denizaltılarında içki içmek yasaktır. - Nasıl dayanacaksın bilmiyorum.
Oye, Julián, no permiten beber en los submarinos norteamericanos... así que no me imagino que vas a hacer.
Fabrikada böyle şeyler yasaktır. - Bir fare.
- La fábrica prohíbe esas cosas.
Soğukluğu veya sapıklığı akla getirebilecek her türlü ifade kesinlikle yasaktır.
Cualquier declaración que sugiera frivolidad o perversión está estríctamente prohibida.
Mutfakta konuşmak yasaktır, köle.
No se habla en la cocina, esclavo.
Bu yasaktır.
Está prohibido.
Ağırlamanın bu türlüsü kesinlikle yasaktır.
Tiene que haber algo contra ese tipo de entretenimiento.
Sivillerle konuşmak yasaktır.
Prohibido hablar con los civiles.
Hayır, efendim, sigara içmemiz yasaktır.
No, no nos permiten fumar.
Sığınakta gizlenmek yasaktır!
¡ Está prohibido esconderse en el bunker!
İlk sorgulamadan önce tutuklunun... -.. odasını terketmesi yasaktır. - Zaten odamdayım..
El procedimiento iniciado contra usted, hasta el momento del interrogatorio queda confinado en su habitación...
Mesai saatleri dahilinde akrabalarla uzun sohbetler yapmak yasaktır.
No puedo mantener conversaciones con miembros de la familia durante las horas de oficina.
Geçmek kesinlikle yasaktır. Biliyorsun.
Está terminantemente prohibido cruzarlo.
Bu özel mülke köylülerin izinsiz girmesi yasaktır.
Y nadie puede estar aquí.
- Rahatsız etmek yasaktır.
- No se le puede molestar.
- Odada erkek arkadaş yasaktır.
Nada de hombres en las habitaciones, señora.
Lütfen... Kemerlerinizi bağlayın, sigara içmek yasaktır.
Levanten los respaldos de sus asientos, abróchense los cinturones, y... recuerden que es un vuelo para no fumadores.
Özel olarak ayrılmış bölge haricinde, havaalanımızda sigara içmek yasaktır.
Sólo se permite fumar en las áreas designadas para ello.
Yürümek, konuşmak ya da herhangi bir ses çıkarmak yasaktır.
No deben caminar, hablar ni hacer ningún ruido.
İnsan göndermek yasaktır!
PROHIBIDO EL TRANSPORTE DE PERSONAS
Ayrıca, kumar hanlarda kesinlikle yasaktır.
Además, el juego está terminantemente prohibido en las posadas.
" Geçmek yasaktır.
" Prohibido pasar.
Çalışma saatlerinde konuşmak yasaktır! .
¡ Prohibido hablar durante horas de trabajo!
- Gemi insanlara yasaktır. - Hizmet etmek için programlandın.
- La nave está prohibida a los humanos.
Diğer yasaklardan birisi de, kavga etmeleri kesinlikle yasaktır.
Entre otras restricciones, les prohíben específicamente que peleen.
Gördüğün gibi Kanadalılar seninle ilgilenmeyi isterler fakat onlar emir altındalar, ve kavga etmeleri yasaktır.
Usted vera, los canadienses serían feliz de acomodarlo pero no pueden porque están bajo órdenes, y no les permiten luchar.
Şu andan itibaren, bütün tugayın barakalardan çıkması 8 saat süresince yasaktır.
De este punto en, la brigada entera se restringen a los cuarteles por un periodo de ocho horas.
Bu ülkede otomobilde kümes hayvanı taşımak yasaktır.
¿ Que, no gallinas?
Yunanların dolu silah taşıması yasaktır.
Está prohibido que los griegos tengan armas cargadas.
Ter odasında konserve ya da çömlek içindeki yiyecekler yasaktır konserve meyve ve fırında pişirilmiş etsiz kuru fasülye dışında.
Quiero recordarles que no se permiten comidas enlatadas. Salvo frutas enlatadas y frijoles horneados sin carne.
Ve tabii ki şehre çıkışlar kesinlikle yasaktır.
El pueblo, por supuesto, está fuera de los límites.
Kitaba bakmanız da yasaktır.
Les está prohibido ver el Libro.
'Köpek gezdirmek yasaktır!
"¡ No se permite pasear a los perros!"
Torbalara yaklaşmak kesinlikle yasaktır...
Prohibido utilizar sus llaves.
Sinyal vermeden dönmek yasaktır.
Le advierto que es dirección prohibida.
"Girmek Yasaktır".
"No entrar".
SSCB'de yasaktır. Onlar "Musevi" kelimesini kullanıyor.
En la URSS la palabra "judío" está prohibida.
Ne olursa olsun yolcuların rayların üzerinde yürümeleri yasaktır.
Los pasajeros tienen prohibido andar por las vías sin excepciones
- Yasaklamak yasaktır.
Está prohibido prohibir.
Sigara içilmez, içki içilmez, Meksika yemeği yasaktır.
No se puede fumar, prohibido beber, nada de comida mexicana.
Böyle sorulara cevap vermemiz yasaktır, efendim.
Va contra las reglas de la casa contestar esa pregunta, señor.
- Buraya hanımların girmesi yasaktır.
¡ Aquí no se permiten damas!
İzinsiz girmek yasaktır!
¡ No se permite pasar!
Davetsiz yasaktır.
No se permite a nadie sin una invitación.
İngiliz adamları avlaması yasaktır.
Son demasiado grandes para tragarlos.
Şahsi kavgalar yasaktır.
Las disputas personales están prohibidas.
Burada kaçmak yasak değil, yakalanmak yasaktır bilmiyor muydun! Kaçmaya çalışmak aptallık, yakalanmak daha büyük aptalık.
¡ No está prohibido escapar, pero sí que te atrapen!
İsteklerine razı olmalı ve vakit kaybetmeden viskiyi onlara vermeliyiz. Viskiyi kızılderililere vermek ordu kurallarına göre kesinlikle yasaktır, Bayan Massingale.
debemos acceder a sus exigencias y darles el whisky sin dilación.
Hayır, bilgiler yasaktır.
No, el conocimiento está prohibido.
Sınır hattı Geçmek yasaktır 11 Kasım'da Fransız-Alman sınır hattında sabah saat 7'de Führer'in emirleriyle Alman askeri kuvvetleri işgal edilmemiş Fransa'yı Akdeniz'e doğru geçtiler.
Esto es una respuesta a la agresión Anglo - Americana en el Norte de África francesa previniendo al enemigo de aterrizar en la costa del sur de Francia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]