Yazıyorsun перевод на испанский
1,907 параллельный перевод
İnternet üzerinden girebileceğin bir yer var, ismini yazıyorsun o da sana okunuşunu söylüyor.
Hay una página de Internet en la que escribes tu nombre y te lo dice.
- Ne yazıyorsun?
- ¿ Qué escribes?
Gazeteye mi yazıyorsun?
¿ Escribes para el periódico?
Ne yazıyorsun?
¿ Qué estás escribiendo?
Ne yazıyorsun?
¿ Qué escribes?
Çünkü mesaj yazıyorsun ve tırnaklarınla yapıyorsun bunu.
Estabas escribiendo mensajes y arreglándote las uñas.
Sen ne yapıyorsun? Burda kanepede oturmuş.. fantazi dünyana annemi de dahil ederek, maymun vuruşu mu yazıyorsun?
¿ Qué has estado haciendo, sólo has estado sentado en el sillón tu "sofá de la tierra de fantasía", siendo el monito ladero de mamá...
- Ne yazıyorsun?
¿ Qué escribes?
Senaryo mu yazıyorsun?
¿ Estás escribiendo un guión?
Ama bir dram yazıyorsun haliyle biraz dramatik olmalı.
Sí, pero escribes un drama y eso sería bastante dramático.
Nelerden hoşlanırım, nelerden hoşlanmam onları yazıyorsun.
Esto me gusta, esto no me gusta...
O diziyi gerçekten seni yazıyorsun?
¿ Realmente escribes ese show? - Sí.
Her bölüm için kaç sayfa yazıyorsun?
¿ Cuántas páginas debe tener un guión?
Şu an Michelle için bir bölüm yazıyorsun, değil mi?
Escribe un papel para Michelle. ¿ Sí?
Rapor mu yazıyorsun?
¿ Qué, estás escribiendo un reporte?
Ne yazıyorsun?
¿ De qué escribes?
Ama sen çok güzel şeyler yazıyorsun.
Pero escribes las cosas más hermosas.
Ne tür şeyler yazıyorsun?
¿ Qué tipo de cosas escribe?
George'un vasiyetini mi yazıyorsun?
¿ Estás preparando el testamento?
Yine mi yazıyorsun, evlat?
¿ Un castigo? - Sí, algo así.
Neden sürekli şu küçük bloknotuna bir şeyler yazıyorsun?
¿ Por qué sigues escribiendo cosas?
Bahçe ve bahçe ekipmanları fuarı hakkında yazıyorsun değil mi?
¿ Vas a escribir sobre la exposición de patio y herramientas?
Aşk hakkında yazıyorsun, değil mi?
Usted... usted escribió con pasión, ¿ eh?
Yazıyorsun demek.
No te preocupes.
Ne zamandır yazıyorsun?
¿ Desde cuándo?
Bence parmağında o koca yüzük yokken çok daha hızlı yazıyorsun.
Bueno, creo que escribes mucho más rápido sin esa enorme roca en tu dedo.
Sen hep BM askerleriyle ilgili yazıyorsun.
Siempre reportan el número de soldados norteamericanos muertos.
Ne yazıyorsun?
¿ Qué quiere decir "nada"?
Tatlım, yine uzaylılara mektup mu yazıyorsun?
¿ Estás escribiendo una carta a los extranjeros de nuevo, querida?
Bir tez yazıyorsun!
Estás escribiendo una tesis!
Kendince senaryo yazıyorsun.
Estás inventando todo.
Yalanlar üzerine kitap yazıyorsun.
Escribes un libro basado en una mentira! Y para que?
Kime yazıyorsun?
¿ A quién le escribe?
O zaman sen kime yazıyorsun?
A quien le escribes, entonces?
Bunu kitaplarında yazıyorsun.
La has estado usando para escribir tus libros.
Yoksa sekizleri mi altı gibi yazıyorsun?
¿ O escribe el ocho como si fuera un seis?
Kitap mı yazıyorsun, Ruslan?
¿ Escribe novelas? MEDIO ACRE DEL HADES
Profesyonel gibi yazıyorsun ve buna sevindim.
Escribes como un profesional y eso me alegra.
Kendi kahrolası el yazını okuyamıyorsun. Yaşadığı. Yaşadığı.
No puedes leer ni tu propia maldita letra. ¡ Vivió!
Yani, beni yanlış anlama. İyi bir yazı, ama sen şu anda haber yapıyorsun, John.
No me malentiendas, es un buen artículo, pero ahora eres un reportero.
Yazık olmuş. Çok güzel çalıyorsun.
Es una lástima, tocabas muy bien.
Kaç kızla yazışıyorsun? " " Yalnız seninle.
Te juro que eres la única.
Sanırım ondan hoşlanıyorsun. O yüzden yazık oluyor.
- Creo que te gusta, asi que es una lástima.
Bildiğime göre liseye gidebilecek yaştaysan GED kursuna yazılamıyorsun.
No creo que puedas ir a una escuela para adultos si aún tienes edad de ir a la escuela.
Senin için yazılmış olanı yapıyorsun.
- Será lo que tú quieras siempre.
Ne yazık ki, hayır, korkarım anlamıyorsun.
Desafortunadamente, me temo que no entiendes.
- Ne yazık ki sadece bir puan alıyorsun.
Tristemente, significa que sólo recibes un punto.
O lanet olası komünist derginde, şimdi de benim hakkımda yazı mı hazırlıyorsun?
¿ Ahora vas a escribir de mi en tu maldito pasquín Comunista?
Yine mesaj yazıyorsun. - Hayır, mesaj yazmıyorum.
Pero pensé que le enseñé bastante sentido común paraa saber que él tiene que tener una educación.
Tahta kalemiyle duvara yazı yazarak ne yaptığını sanıyorsun?
Que estas haciendo escribiendo en esa pared con un marcador?
- Hayat boyu yönetici unvanı alıyorsun kaptan pilot, Maynard Finch'le tanışıyorsun. Ve adını bir uçağın bir tarafına yazıyorlar.
Te dan nivel ejecutivo de por vida... conoces al jefe de los pilotos Maynard Finch... y ponen tu nombre en un avión.