Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Y ] / Yıkıldı

Yıkıldı перевод на испанский

13,735 параллельный перевод
Düne kadar geriye dönük kazancın içindeydi. - Eski ödeme planların yıkıldı.
Retrasaste la fecha de la venta de ayer... para que entre en tu estructura de pago.
Ve yangında sen içerideyken çatı yıkıldı zaman önemli olan senin canlı olarak dışarı çıkmandı.
Y luego en el incendio, cuando el techo cedió y tú estabas adentro... Lo único que importa es que saliste con vida.
Tapınakları yıkıldı. İnsanları katledildi.
¡ Y los templos destruidos, su gente sacrificada!
Duvar yıkıldıktan sonra hapse girdi sonra oradan kaçıp ABD'ye geldi.
Cuando cayó el Muro, acabó en prisión antes de escapar y huir a Estados Unidos.
O zaman yıkıldım işte.
Fue cuando recaí.
- Yere yıkıldığın an.
Fue cuando estabas inconsciente.
Bir yıl Mary'nin yanında kaldım, ama insanların benim için üzülüp durmasından sıkıldım, Londra'ya gittim.
Me quedé con Mary un año, pero ella... estaba cansada de que la gente sintiera lástima por mi, así que me fui a Londres.
Bence beklemekten sıkıldın ve bunca yıldan sonra intikam almak istedin.
Creo que se aburrió de esperar y quiso cobrárselo.
Ben son 500 yıldır açlık çekiyorum.
{ \ fs12 \ pos ( 190,257 ) } Me estaba muriendo de hambre todos los días durante los últimos 500 años
Chateau St. Laurent kentinden yeni bir yıldız çıkıyor.
Hay una nueva estrella del pop en localidad de Chateau St.
Ve en kısa sürede benim iş yapıldığı gibi, birlikte her gün geçirmek zorundadır.
Y en cuanto mi trabajo acabe, pasaremos todos los días juntos.
- Ben sıkıldım. Başka bir şey yapamaz mıyız?
Estoy aburrido. ¿ No podemos hacer otra cosa?
Evrenimiz yaklaşık 14 milyar yıldır... yaşamını sürdürüyor.
Nuestro universo ha funcionado sin problemas por casi 14 billones de años.
- Tabii ki. Christa'nın sevgilisinden ayrıldığını biliyordu ve ona çıkma teklif etti. Ama kız çok net bir şekilde reddetti.
Él sabía que Christa rompió con su novio y quería salir con ella, y ella lo rechazó firmemente.
Arkasında bıraktığı oğluyum, onunla burada kapana kısılan biri en sonuna kadar yıllarca süren aramanın sonunda babasının bana ödeyeceği borcu var, ruhu serbest bırakıldı ve eve gideceğim.
Yo soy el hijo que dejó atrás, el que quedó atrapado aquí con él... hasta que finalmente... después de años de búsqueda... la deuda de padre será pagada, su alma será liberada... y volveré a casa.
- Evet. Bir keresinde kız arkadaşımın annesiyle yemeğe gittik ve yemeğin sonunda bana ailemin ömrüm boyunca sarıldığından daha çok sarıldı.
Una vez cené con la mamá de mi última novia, y al final de la cena, me había abrazado más veces de lo que mi familia me abrazó en toda mi vida.
Değildi. Havaalanından ayrıldık, sonra baban işe gitti.
No, apenas salí del aeropuerto, y tu padre se fue a trabajar.
- Yaklaşık 3 yıldır.
Como tres años.
Okulu Penn'de bitirdim. Sonra New York'a taşındım ve yaklaşık 6 yıldır oradayım.
Me gradué en Penn, luego me mudé a Nueva York, y hace como seis años que vivo ahí.
Sonunda Lucious, Hakeem'in Latin kız grubunu çalıyor ve ülkedeki tüm radyo istasyonlarını alıyor. Kurabiye'ye onun şarkılarını çaldırmayacağını söylüyor ama Kurabiye de "Kurabiye'yi yıldıramazsınız." diyor.
Y al final Lucious roba Latina de Hakeem grupo de chicas, y compra todas las estaciones de radio en el país, y le dice a la galleta que no va a jugar en cualquiera de su música, pero Cookies
Bir yıldır bir kızla yaşayıp, bize bahsetmemiş olmana inanamıyorum.
Aún no puedo creer que vivieras un año con una chica y no nos contaras nada.
Onunla geçirdiğimiz zamanı daha da değerli kıldığı için ona minnetarız. Gerçek şu ki, artık hiç bir yer ona yeteri kadar yakın değil.
Y si bien estamos agradecidos por el precioso tiempo que tuvimos con ella la verdad es, que no ha sido suficiente.
Birkaç saat boyunca tweetlerini haber makaleleriyle karşılaştırınca "bisküvi" ve "tıkırtı" sözlerinin silahlar için kullanıldığını anladım.
Después de un par de horas viendo sus tweets con nuevos artículos relacionados descubrí que "galleta" y "chasquido" son claras referencias a armas.
Şöyle oldu aslında ; birlikteydik ama sonra ayrıldık, sonra...
Lo que pasó es que estábamos juntos, y luego estábamos separados.
30 yıldır kıpırdamıyordu.
Ha estado quieta durante casi 30 años.
Görünüşe göre, çalışma saatleri azaltıldığı için kız oldukça üzgündü. ve anlaşılan o ki, günümüzün girişimcileri açısından, bu oldukça rekabetçi bir durum.
Parece ser que estaba muy preocupada porque le habían recortado las horas... y parece ser que hay mucha competitividad... con los intérpretes estos días.
Köprüler ve tüneller kapatıldı. Giriş çıkış yok.
Se han cerrado puentes y túneles para que nadie entre ni salga.
Birkaç yıl önce kodese tıkıldığımda oradaydın sen.
Vigilabas la cárcel cuando ¡ estuve ahí hace unos años!
Her yıldızın kalabalık geçmişi uzaya proton sıçramaları gönderir, Her birinde kökenimize dair bir ipucu vardır.
El numerosísimo pasado de cada estrella enviando fotones abalanzándose a través del espacio, cada uno como una pista de nuestros orígenes.
Baş muhafızın karnına kılıcını sapladığında ancak yatışacak kadar çıldırtacak seni.
Y te conducirá hasta una locura que solo se verá calmada una vez atravieses el vientre del Sheriff con una espada.
Ailem atıldığımı duyunca yıkılmıştı.
Cuando mis padres se enteraron que me habían expulsado, estaban devastados.
Sana anlatıldığı gibi yapmadın, artık kendim yapmak zorundayım.
No hiciste lo que se te dijo, y ahora debo hacerlo yo.
Plastikler erimiş. Ya ocak açık bırakıldı ve su taştı.
Mire... el plástico está fundido como si el quemador se hubiera quedado encendido y el agua se hubiera salido.
Kız kardeşimle ben evden ayrıldıktan sonra annem Hogwarts'ı almak için bekledi böylece alçakgönüllülük ve değerleri öğrenecektik.
Mi mamá esperó para comprar Hogwarts hasta que mi hermana y yo nos fuimos para que aprendiéramos la humildad y valores.
Çok gürültü yapıyorsunuz. Açıkçası, onurum kırıldı.
Están haciendo mucho ruido, y francamente, estoy un poco ofendido.
Elinde bir kozun var ve oynamanı beklemekten sıkıldım.
Tienes un as bajo la manga, y estoy cansado de esperar a que lo juegues.
Saatim kırıldı ve güneş olmadan günleri takip etmek zor.
Bueno, mi reloj se descompuso rápidamente, y es difícil hacer un seguimiento de los días sin un sol.
Oturup beklemekten sıkıldım.
¡ Estoy cansada de cruzarme de brazos y esperar!
Birkaç hafta yatalak oldum. Sıkılmayayım diye her gece babam yatağımı dışarı çıkarır yıldızlardan bahsederdi.
Estuve en reposo durante unas semanas... así que para ayudar a combatir el aburrimiento, cada noche... mi padre se sentaba en mi cama y hablaba de las estrellas.
-... konusunda yanıldık.
- con Delavane y Alves.
Toprağın altına bırakıldın ve artık Malvado ölü.
Típico. Expusiste a Oculto. Y Malvado está muerto.
Fidyenin bir kısmı yakın zamanda Los Angeles'ta ortaya çıktı ve Ateşli Bebekler'in banka hesabına yatırıldı.
Algo del dinero de rescate apareció en Los Ángeles, y fue depositado en una cuenta de Muñecas Voluptuosas.
Kalbim kırıldığında kalkıp, üstümü silkeleyip kalan saygınlığımla yürüyüp gidebilirim.
Cuando mi corazón está roto, puedo levantarme y limpiarme el polvo e irme con algo de dignidad.
Yıldırım hızındadırlar ve elektriği iletirler ki bu da onları düşman elektroniği kızartmada yararlı hâle getirir.
Son muy rápidas y pueden conducir electricidad... lo que las hace útiles para freír electrónica enemiga.
Evet, yaklaşık bir yıldır eski Fransızca çalışıyorum.
Sí, tengo, eh, estado estudiando los antiguos français por alrededor de un año.
İlk başta lanet yüzünden olduğunu düşünmüştüm ama artık lanet kırıldı ve ben...
Y al principio pensé que era por la maldición, pero ahora que se ha roto, yo...
Monte ve ben ayrıldık çünkü başka birine karşı hisleri varmış.
Monte y yo terminamos porque... ella siente algo por alguien más.
Ben ve Mat ayrıldık.
Mat y yo terminamos. Es todo.
Kıyılarına gelen herkese yeni bir yer vereceği söylenen bu ülkede herkesin suratına bir duvar örüldü, bu ülke insanları kandırıldı.
¡ Sí! Esta nación se forjó de forma que... cualquiera que llegara a sus costas... pudiera tener la oportunidad de colocar... otro ladrillo en su imperfecta mampostería.
Metal kısım sadece bir kabukmuş, elime alınca parçalara ayrıldı.
Resulta que eso solo era la carcasa exterior, y cuando la cogí, se desintegró.
Şimdi onlar o koza gibi kayanın içinde kaldılar ben kızgın bir Ölümşarkısı tarafından takip ediliyorum ve beni duyamayan vahşi bir Yıldırımdavulu'yla burada kala kaldım.
Ahora están atrapados en esa cosa, a mí me persigue un Canto Mortal furioso... y estoy con un Relámpago salvaje que no oye lo que digo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]