Zanlı перевод на испанский
2,849 параллельный перевод
Kaç kere zanlının arka bahçesinde... boyalı saçları ile... çadırda yaşarken bulundu bir çocuk?
Cuántas veces han encontrado al niño con el cabello teñido y viviendo en una tienda en el patio del pervertido.
Bay Black, zanlıya göre Jill size tam olarak ne söyledi?
Señor Black, ¿ qué le dijo exactamente Jill en relación al acusado?
Hester! Mağdur ile zanlının durumları nedir, bize söyleyebilir misin?
Hester, ¿ puedes situar la víctima y al sospechoso?
Zanlıyı ele geçirdik.
Objetivo asegurado.
Zanlı ele geçirildi.
El sujeto está seguro.
Organize Suçlar geçen sene üç cinayetin zanlısı olarak onu enseledi ancak yine paçayı sıyırdı.
Crimen Organizado lo tenía por tres asesinatos el año pasado, pero no pudieron probar nada.
Zanlı ele geçirildi.
Sujeto asegurado.
Ben zanlının peşine düşüyorum.
Voy a ir tras el tirador.
- Zanlının cüzdanı. - Sağ olun.
- La billetera del sujeto.
Evet, kurban, silah ve zanlı elimizde.
Bueno, tenemos una víctima, un tirador, un arma.
Burada bir polisimiz vardı. Olaydan sonra zanlının peşinden gitmiş.
Había un invitado aquí, un oficial de policía, él fue tras el tirador.
Pekala, zanlılardan biri hala firarda.
Está bien, aún tenemos a un tirador activo aquí.
Pekala, en az bir zanlı var ve Donna'nın gizli görevdeki arkadaşlarını hedef almış durumdalar.
De acuerdo, entonces tenemos por lo menos un tirador activo, posiblemente apuntando a antiguos miembros del equipo encubierto de Donna.
Zanlı öldü artık.
Entonces el sujeto fue abatido.
Ana zanlınız kim? - Efendim?
Dwayne. ¿ Quién es tu principal sospechoso?
Zanlı Lee Min-ju'ya yabancı bir arabayla çarpar ardından onu bagaja koyup kaçar.
Entonces, la puso en el baúl y salió corriendo.
Biz zanlıyı yakalayana kadar Soo-ah'la kal.
Permanece con Soo Ah hasta que atrapemos al culpable.
Olay başlangıcında zanlının silahıyla Memur Tedesco'nun kafasına vurulmuş.
El Oficial Tedesco fue golpeado en la cabeza con el arma del sospechoso al principio del incidente.
Zanlının ismi, Nestor Prejean.
Se llama Néstor Prejean.
Zanlı yakalandı!
El sujeto está seguro.
Takım! Son kez hatırlatayım zanlımız saldırgan ve dengesiz tavırlar içerisinde. Dikkatli davranın!
De acuerdo, equipo, la segunda vez hoy, el sujeto es violento e impredecible, así que vayan con cuidado.
- Ve zanlıyı bulduğumuzu sanıyorum. - Krav Maga.
Krav Maga.
Belki de zanlı panikledi. İçeri hiç girmedi.
Tal vez el asesino entró en pánico.
Zanlılar kaç kişi, bir fikriniz var mı?
¿ Puedes confirmar con cuantos intrusos estamos lidiando?
Zanlı harekete geçti!
Tirador activo.
Rose, zanlı en son neredeydi?
Rose, ¿ dónde fue visto por última el tirador?
Zanlıdan iz yok. Ateş eden de olmadı.
No hay señales del tirador, no se hicieron más disparos.
Zanlının yerini henüz bulamadık. Elektrikler de kesildi.
No han ubicado al tirador aún y hemos perdido la energía.
Spike! Zanlı burayı biliyor.
Spike, el pistolero conoce el lugar.
Güvenlik görevlisini sana getiriyorum. Zanlıyı teşhis etmeye çalışın.
Traeré al guardia ahora mismo, a ver si él puede identificar al sujeto.
- Zanlı laboratuarda!
- ¡ El sujeto está en el laboratorio!
- Zanlı neyin peşindeymiş peki?
- ¿ Qué es lo que quiere?
Ed! Zanlının arkasında bir pencere var.
Ed, estoy en una ventana detrás del sujeto.
Polis zanlıyı suçüstü yakalamıştır.
La policía lo apresó en ese momento.
- Leshawn hala zanlı mı olduğunu sanıyor?
- ¿ Leshawn no creía ser aún sospechoso?
O anda Detektif Kelly cinayetinin zanlısı olduğunu farkettim.
Fue cuando lo reconocimos... como el sospechoso de la muerte del detective Kelly.
Bir terörist zanlısının kaçış güzergâhı olarak kullandığı bir caminin imamı.
Dirige una mezquita... que un sospechoso de terrorismo utilizó como ruta de escape.
Sizinkilerin verdiği bilgiye dayanarak adamlarım bir terörist zanlısını takip ediyor cami olduğunu bilmedikleri karanlık lanet bir binada.
Mis hombres persiguen a un sospechoso de terrorismo armado, basado en información de ustedes, en medio de la noche en un maldito edificio... que ni siquiera saben que es una mezquita.
Konu Walker'ı ya da herhangi bir terörist zanlısını yakalamaya gelince, yok.
Si hablamos de atrapar a Walker, o a cualquier otro suspechoso de terrorismo, tienes razón.
Romatoloji testi yapıp, zanlı Lupus mu görürüz.
Haremos una comisión de reumatología y veremos si el lupus es el culpable.
Fisk'in LAPD'de köstebeği var ve siz baş zanlısınız.
Fisk tiene un topo y eres la sospechosa
Hâlâ zanlısın.
Bueno, aun eres sospechosa,
Eddy Kaplan,... milletvekili Jean Francois Devink'in katil zanlısı olan diğer tutukluyu da yanında götürdü.
Eddy Caplan, que va acompañado de otro detenido, sospechoso del asesinato de J.F. Devink
Zanlıyı arabada uyurken bulduk.
Encontramos al sospechoso dormido sobre el volante.
- Ortağım zanlının yanında ve nedendir bilinmez NCIS'i aradığımızı duyunca rahatladı.
Mi compañera estaba custodiándole, y por alguna razón pareció sentirse aliviado cuando se enteró que íbamos a llamar al NCIS.
- Arabadaki zanlı o mu?
¿ Ese era el tipo del coche?
McGee, zanlıyı donanma tersanesine götür.
lleva al sospechoso de vuelta al Arsenal Naval.
Kaçmaya çalışan iki araç varmış. Zanlı eski yeşil bir araç kullanıyormuş. Plakanın tamamını alamamışlar.
Dos coches abandonan la escena, el coche del sospechoso es un sedan modelo antiguo verde, matrícula parcial, Alfa, Tango, Yanqui, dirigiéndose al este por Queen.
Zanlıyı yakaladık!
Jefe, sujeto asegurado.
Zanlılara göre adam seçmeyi öğrettiler ya. Ama bugün sıra sendeymiş işte.
Elegimos el que mejor empareja con el sujeto, y hoy ése no soy yo.
Zanlı Komiser Lee Jae-wi'yi iyi tanıyor olmalı.
El culpable debe haber conocido bien al Sargento Lee Jae Wi.