Zarfında перевод на испанский
979 параллельный перевод
Bu süre zarfında onun işini bitirmen gerek.
Termínalo para entonces.
Ya o süre zarfında izini kaybedersen?
¿ Y si le pierde el rastro durante ese lapso?
Şimdi matmazel... Mösyö La Valle'in sekreteri olduğunuz kısa süre zarfında... onda bir değişiklik fark ettiniz mi?
Ahora, mademoiselle... en el poco tiempo que ha sido secretaria de Monsieur La Valle,
Bu zaman zarfında polisle herhangi bir sorununuz oldu mu?
¿ algún problema con Ia policía en ese tiempo?
Çok kısa bir zaman zarfında uçmayı öğrendi, bir uçak çaldı, yakalandı... hapse atıldı, hapisten kaçtı.
Aprendió a volar, robó un avión, le atraparon, le encarcelaron, escapó... en un período muy corto de tiempo.
Bu zaman zarfında okul biraz heyecanlanacak.
Ya es hora de tener algo de diversión en esta escuela. Y en su idioma :
Tüm bu süreç zarfında, de Winter'in elini tutacaksın çünkü buraların kodamanı o ve sana kendisiyle yemek yeme iznini veren de o.
Piensa apoyar a de Winter en este proceso. Sólo porque es un pez gordo en la zona y le permitió cenar con él.
Tüm bu süre zarfında, bize karşı gösterdiğin nezaket için ne kadar teşekkür etsek azdır.
No alcanzan las palabras para agradecer su bondad.
Bu zaman zarfında, haberleşmeye devam ederiz umarım.
Mientras tanto, espero que podamos mantener algún tipo de correspondencia.
Bu zaman zarfında da Ben ve Oscar tahvilleri geri getirecek ve sana da minnettar olacaklar.
Mientras tanto, Ben y Oscar ya habrán devuelto los bonos, estoy seguro y te estarán muy agradecidos.
Ancak Eyre on yıldır bizimle... ve bu zaman zarfında onu kurtuluş yolunda yürütmek bana nasip oldu.
Pero Eyre ha estado con nosotros por 10 años. Y en esos 10 años, se me ha permitido plantar su pie en el camino de la salvación. Supongo que debemos verla ahora.
Marriott'un zarfında ne kadar para vardı?
¿ Cuánto dinero había en el sobre de Marriott?
Bu süre zarfında tanıdık bir kimseyi görmediniz mi?
¿ Y en todo ese tiempo no vio a ningún conocido?
Bu süre zarfında sen burada kalabilirsin fakat biz işleri hızlıca bitirmeliyiz.
Mientras, puedes quedarte aquí, pero tenemos que movernos rápido.
Peki, bu zaman zarfında mahrem bir durum söz konusu oldu mu?
- ¿ Y hubo relaciones durante ese periodo?
Orada olmadığım zaman zarfında hep sizin şehriniz olarak düşünmüştüm.
Mientras estuve lejos siempre pensaba en ella como en tu ciudad.
Tüm bu zaman zarfında bilecekleri tek şey, er ya da geç yakalanacak olmaları.
Y saben una cosa : los atraparán.
Bu süre zarfında kendine çeki düzen verecek misin?
Así que, mientras estoy fuera, portate bien, ¿ quieres?
Şu an günde 500 kişi infaz edilebiliyor fakat ıslah çalışmaları yapılmakta yani iki aylık süre zarfında bu sayı günde 2,000 kişiye çıkarılabilecektir.
El rendimiento hoy en día es de 500 personas. Pero los métodos se perfeccionan, y dentro de 2 meses... se podrán liquidar 2.000 personas por día.
Umarım öyle olur. Ama bu süre zarfında onunla ne yapacağımı bilmiyorum.
Ojalá.
Bu emri uzun zamandır bekliyordum, tabi ki bu süre zarfında da duymadım.
Esperé esa orden mucho tiempo, señor, por supuesto, sin oírla.
Bu süre zarfında sürekli benimle konuştu ama sinirliydi.
Él me hablaba sin parar, pero cosas intranscendentes.
Bu süre zarfında bizim Watanabe-san hakkında çeşitli dedikodular ve söylentiler yayıldı.
Durante ese tiempo, han surgido rumores e innumerables conjeturas acerca del Sr. Watanabe.
bu zaman zarfında kimse bir yere kaybolmasın.
Esta vez no se perderá nadie.
Fakat bu zaman zarfında biraz daha kibar davran.
Mientras tanto, ¿ por qué no te comportas de forma civilizada?
Güney Amerika'nın derinliklerine olan bu gezide o uzun süre zarfında gözden uzaktı.
En este viaje a la Sudamérica más profunda, él sencillamente desaparecía durante largos periodos.
Bu süre zarfında, alıştırma pedini kullanacağım.
Entretanto utilizaré cualquier cosa.
O süre zarfında sadece o buralardaysa öyle anlaşılıyor.
Pero lo creerán, si él no estaba aquí en ese momento.
Lyle Endicott, Manhattan Sanat Müzesi'nde 12 Mayıs'tan bu yana asistanım olarak görev yapmıştır bu zaman zarfında güvenilir bir çalışan olduğunu göstermiştir.
Lyle Endicott trabajó aquí, en el Museo de Arte de Manhattan... como mi ayudante hasta el 1 2 de mayo... tiempo durante el cual llegó a ser un trabajador digno de confianza.
Burada bir gece zarfında yeterince heyecan yaşadık.
Ya hemos tenido suficientes emociones por una noche.
Her şey yolunda giderse, yani ikimiz için, bu 6 ay zarfında...
Si todo va bien para ambos, en seis meses...
Bütün bu süre zarfında hep bir deli ile oturuyormuşum meğer.
Todo el rato sentado con un loco.
Mulatşak... Mulatşak, bir iki saat süren bir olaydır. Bütün Macarlar bu zaman zarfında kendilerini Cennette sanır bütün Çingeneleri de Melek!
Mulatschak es cuando por algunas horas... los húngaros creen estar en el cielo... y que cada gitano es un ángel.
Bu süre zarfında toprakta yatacaklar. Hazır dinlenmişken her şeye alışmaları gerekecek.
Con el tiempo, habrán de alimentarse de lo que dé la tierra.
Bu süre zarfında çalışıyorsun.
Durante ese tiempo, trabajas.
Bu süre zarfında, uykumu iyi almalıyım.
Mientras tanto, necesito dormir suficiente.
Hadi. Bana bir at eğerle bu zaman zarfında ben de hazırlanayım.
Ensíllame un caballo mientras busco algunas cosas.
Bu zaman zarfında sen de yazın dondurma satmaktan daha iyi bir iş bulmalısın.
Tú, a estas horas, podías tener un buen empleo,... en vez de tener que dedicarte a vender helados en verano.
Bu zaman zarfında bana sık sık mektup yazdın ve mektupların senin gibiydi, onlar yazılmıştı :
Durante ese tiempo me escribiste a menudo y tus cartas se parecían a ti, que era quien las escribía :
Bu zaman zarfında o sesi duydun mu?
- ¿ Usted ha oído la voz desde entonces?
Bu süre zarfında onlarla birlikteyim.
Así que mientras tanto, debo hacer algo con ellos.
Tüm bu zaman zarfında senden çaldığım, paralarla onları büyüttüm ve okuttum.
Han crecido y han estudiado con tu dinero.
Ve bu süre zarfında ona ne olduğu konusunda hiç bahsetmedin.
Y nunca has mencionado mi incidente con él.
Bu süre zarfında, tüm silahlı eylemler askıya alınacaktır.
Durante este período, toda acción armada queda suspendida.
Birkaç zarf parçası dışında bir şey bulamadık.
No mucho, capitán Breen. Un par de cartuchos de bala.
- Eh, bir çaresine bakacağız artık. - Bu süre zarfında ona çok dikkat edin derim.
- Mientras, vigílele de cerca.
Ve bu süre zarfında yüzünü bir daha görmemeyi yeğlerim.
También es la fecha de mi partida.
Bu süre zarfında ona yardımcı olacak bir şey verdim.
Le he dado algo que le ayudará.
Hey, dün gece merdivenlerin altında adıma yazılmış bir zarf buldum.
Escucha, anoche... bajo las escaleras, encontré una bolsa con mi nombre en ella.
Compton'ın sandığında bu zarfı buldum ve buharla açılmıştı.
Encontré este sobre en el cofre de Compton. Ha sido abierto con vapor.
Ölümünden sonra Compton'ın kamarasında bu zarfı buldum.
Encontré este sobre en el camarote de Compton tras su muerte.