Zayd перевод на испанский
46 параллельный перевод
Ve hep kendi başınızaydınız.
Y todo sin recibir ayuda.
Suratıma kapatmış gibi değildi. Sanki daha çok mekanik bir arızaydı
Creo que hubo una falla mucho mayor que él sólo puso sobre mi.
Hazirandı. Bir başımızaydık.
Era junio y estábamos solos.
O öldüğü sırada siz tek başınızaydınız.
En el momento de su muerte estaba solo.
Şimdiye kadar hep kendi başımızaydık
Andar solos es algo que todos alguna vez hemos hecho.
Silah kuşanmış, sakallı kızımızaydı o işlemci. Hatırladın mı?
Lo tiene tu amiga barbada y armada.
1906 yılında, tek başınızaydınız.
En 1906, uno dependía de sí mismo.
Çünkü bir başımızaydık ve o çalışıyordu.
Porque sólo éramos ella y yo. Y ella salía a trabajar.
Wiletta'yı renkli bir arabaya bindirdiler... bu yüzden bütün yol boyunca yalnız başımızaydık. "
Metieron a Willetta en otro coche. Fuimos solas casi todo el camino ".
Tek başımızaydık.
Estamos por nuestra cuenta.
Elimizde kalem ve kağıtlarla odamıza gittik tek başımızaydık.
Fuiste a tu habitación con tu lapicera y tu bloc de papel, siempre sólo.
Rüzgâr yön değiştirmedi. Basit bir arızaydı.
Dale gordo, vos viste lo que le puso, no era un windshear, era una falla simple.
- Kendi başımızaydık.
- Estamos solos.
Kendi başımızaydık.
Estábamos solos.
Hazirandı. Bir başımızaydık.
Era junio y teníamos el lugar sólo para nosotros.
Zarar vermeden deneyinizi sonlandırmak muhtemelen yararınızaydı.
Quizá a usted le convenía cancelar el experimento a que salga mal.
Ama, şimdi... Phil ve ben bu dağda kendi başımızaydık.
Pero, ahora Phil y yo teníamos la montaña para nosotros.
Tek başımızaydık.
Tú y yo somos uno.
Ağabeyi Rafi Seyid.
Que tiene un hermano, Rafi Zayd.
Rafi Seyid. Kızın ağabeyi.
Rafi Zayd, su hermano.
Hayır, benim bütün umudum sizin adınızaydı.
No, todas mis esperanzas eran por usted.
Bir arızaydı.
Fue un fallo.
Ancak büyürken yalnız başımızaydık.
Pero estuvimos mucho tiempo solos de pequeños.
Hayır- - kız kızaydık.
No, fuimos solo las chicas.
Kendi başımızaydık.
Estábamos por nuestra cuenta.
Bu kaçınılmaz bir makanik arızaydı
Se trata de un fallo mecánico inevitable.
Ben çocukken, ben ve Sven tek başımızaydık. Onlar bizi aralarına alana dek.
Cuando era niño, solo eramos Sven y yo hasta que, tu sabes, ellos nos recogieron.
ölmüş bir adamın kanlı ağzı ile ağız ağızaydın!
Y Tú estás con un hombre cuya boca, es ensangrentada, la respiración boca a boca.
Görünüşte çok içine kapanık bir gruptuk ve istisnasız bir başımızaydık.
Éramos un grupo muy reservado, al parecer y, sin excepción solitario.
İkimiz de kendi dünyalarımızda bir başımızaydık ve sırılsıklam âşıktık.
Ambos estábamos completamente solos en el mundo y estábamos profundamente enamorados.
Hayır, ben sadece teyit ediyorum küpelerim çalındığında, burada tek başınızaydınız.
No, simplemente estoy confirmando que estuviste sola aquí cuando se robaron mis aretes.
Biz hep tek başımızaydık.
Siempre estuvimos solos.
Gel, hadi, Zayd.
Eh, vamos, Zayd. # Uno más de mala suerte # # Podría traer una caída... #
Bekle, bekle, Zayd.
No, no, no, espera, espera, espera, Zayd.
Hajik Zayd.
Hajik Zayd.
Bay Zayd, artık özgürsünüz Suriye'ye dönme niyetiniz var mı?
Sr. Zayd, ahora que está fuera, ¿ pretende volver a Siria?
Bay Zayd.
Sr. Zayd.
Bu adam Hajik Zayd, 5 farklı zamanda senden telefon almış.
Este hombre... Hajik Zayd, compró teléfonos en cinco ocasiones.
Bir adamla, Hajik Zayd.
Un hombre, Hajik Zayd.
Tarihi değiştirmede yine başarısız olma sebebiniz makinedeki arızaydı.
Fue nuestra máquina dañada la que ustedes, nuevamente, fallaron en destruir.
Yine de, kararlılık seviyemizi küçümseyen bir düşman bizim yararımızaydı.
A nuestro favor, no obstante, hay un enemigo que infravalora la fortaleza de nuestra determinación.
Henry ile birlikte senelerce yalnız başımızaydık.
Pero fuimos solo Henry y yo durante muchos años.
Tek başımızaydık.
Estábamos bastante lejos y solos.
Bir tür mekanik arızaydı.
Fue algún fallo mecánico.
Iris'le ikiniz tek başınızaydınız.
Solo eran Iris y tú.