Zerre перевод на испанский
1,365 параллельный перевод
Milyonda 2,000 zerre.
2000 partes por millón.
Edgar, adli tıp, zerre örneklerinden ayırt edici işaret bulmaya çalışsın.
Edgar, haz que los forenses saquen una firma de las muestras.
Sizin ne düşündüğünüzün, benim irademe zerre kadar etkisi olamaz.
Lo que usted crea me da igual, mi joven librepensador.
Bak işte buna zerre tahammül edemiyorum.
Ahora eso no puedo mirar para eso.
Kimsenin zerre kadar sikinde değil!
¡ A nadie le importa una mierda!
Kabul ediyorum, geçici bir basiretsizlikti, ama hayatımda hiçbir zaman size olan bağlılığımda zerre kadar tereddüde düşmedim, efendim.
No, no, no. Fue una perdida de juicio temporal, lo admito pero nunca, en toda mi vida jamás perdí un gramo de mi devoción por ti. Señor.
O geyşaya ne yaptığın ya da yapmadığın zerre kadar umurumda değil.
Me importa una mierda lo que hicistes o no a esa geisha.
Zerre kadar..... seni düşünmediğim içi özür dilerim!
No siento... ¡ la más mínima compasión por ti!
Afrika bir zerre bile petrol kullanmamıştır.
África no usaba petróleo,
Ne münasebet, hayır. Sana bir zerre kadar güvenemiyorum.
- Claro que no, no puedo confiar en ti ni por una mierda.
Biliyor musun, Red? Ne düşündüğünü zerre takmıyorum.
Sabes que Red... en realidad me importa un bledo lo que pienses.
Aslında, onu bu gece striptizcilerin üzerine salarsam, zerre şansın kalmaz.
De hecho, si lo suelto frente a las desnudistas te quedarás sin ninguna.
Tek bir zerre doğru bulunca, çuval çuval pirinç içinde inceleme yaparsınız.
Van en contra del folklore buscando un pequeño grano de verdad científica.
Erik ve Phillip bunu zerre kadar umursamayacaktı.
Pero a Erik y a Phillip no les podría importar menos.
Kahrolası Hearst bu kampta olup bitenler üzerinde zerre kadar bir etkisi bile olduğunu görmeyecek.
Que el maldito Hearst no vea la más mínima señal en ningún frente que ha tenido el más mínimo efecto en las actividades de este campamento.
Müvekkiliniz zerre kadar üzgün görünmüyor ama!
Su cliente no parece disgustada.
Ölümden zerre korkmuyorum.
No le temo a la mortalidad.
Ve bana zerre kadar inanmıyorsun.
Y tú no tienes... ninguna fe en mí.
Zerre umursamadığımı fark etmişsindir.
Realmente no me importa una basura de gato cubierta de arena.
Pekâlâ, şakacıktan, zerre kadar aklın olduğunu düşünelim.
Vale. Solamente por pasar el rato vamos a imaginarnos que tenéis una mínima cantidad de materia gris con la que de algún modo se ha formado una torpe y rudimentaria imitación de cerebro.
Ve Irak'ta ne yaptığın ya da sana ne yaptıkları zerre kadar umurumda değil çünkü bizim ailemizde kadınını döven kimse yoktur, olamaz.
Y no me importa lo que hiciste en Irak ni lo que te pasó porque no hay golpeadores en esta familia.
O adam olarak, o anda neler hissettiği iki silahlı adam onu oğlunun gözleri önünde linç etmek istedi ama o zerre kadar korkmadı.
Ese hombre, sin importar lo que sentía no les demostró miedo a dos hombres armados que querían lincharlo delante de su hijo.
Babama söylediğimde, zerre kadar fikrinin olmadığını söyledi.
Se lo dije a mi padre y me contó cosas que no sabía.
eski güç kaynağından zerre yok, öyleyse ionik alanı yeniden ayarlamak gerekiyor.
La vieja fuente de energía era apenas un artilugio, Así que tal vez es una cuestión de recalibrar el campo iónico.
Bir seksen küsürsün, doksan kilo falansın, ve zerre satış tecrüben olmamasına rağmen, Camden'ın, önlisans mezunu satış elemanlarının en iyileriyle, iki gün boyunca takıldın.
No estás a la altura de las circunstancias, ni un poco apenas tienes capacidad para las ventas y compites con uno de los mejores vendedores de preparatoria que Camden puede ofrecer, durante dos días.
Yaşayan insanların midelerini yırtarak açmak kanlı bağırsaklarına başımı sokmak geride zerre kadar et bırakmadan her organını tatmak istiyorum...
Quiero abrir el estómago de un humano vivo hundir mi cabeza en sus intestinos cubiertos de sangre no dejar ningún rastro alguno de sangre y saborear cada órgano...
Sen berbat bir evlatsın ve tarih hakkında zerre bilgin yok.
Eres un hijo terrible y no tienes idea de historia.
En iyi tarafı ise yerlere tükürebilirsiniz. Zerre umurumda değil.
Y lo mejor de todo es... que podéis escupir en el suelo, y no me importa una mierda
Ve satış konusunda da zerre bilgin yok.
Y no sabes nada sobre ventas.
Birinci geleneksel "Kim Sallıyor" ödüllerine hoş geldiniz. Ödül, insanların, hayatlarını zerre kadar bile bir taraflarına takmadığı kişileri onurlandırmak amacıyla veriliyor.
Bienvenidos a la primer entrega de premios "¿ A quién le importa?" pensada para honrar a aquella gente que cree que los demás les importa un bledo lo que suceda en sus vidas.
Aslında Keith'i, ya da çiftçi görüntüsünü zerre umursamıyordum, ama zamanı değildi.
Pero, de hecho, nunca me preocupé por Keith o por su aspecto de granjero pero no era el momento para eso.
İki baş parmağı, komik bir sesi olup zerre sallamayan nedir?
¿ Qué tiene dos pulgares, una voz graciosa y aún no le interesa un bledo?
Şimdi, hizmetli ve kız arkadaşı konusuyla zerre ilgilenmiyorum, tamam mı?
Ahora, no me importan un comino el conserje o su amiguita, ¿ está bien?
Bill, ne sandığın zerre sikimde değil, ama paylaştığın için sağol.
Bill, en verdad no estoy interesado en lo que crees pero gracias por compartirlo.
Artık zerre umursamıyorsun.
Ya no te importa una mierda.
Zerre kadar bile değiliz.
- Para nada.
Burada küçük bir örneğini gördüğünüz gibi, ayın regolith etkisi, büyük kayaları toza dönüştürerek. zerre boyutuna indirgemiş.
Como el producto de este molino de grava el regolito lunar se ha formado en una variedad de tamaños desde rocas grandes hasta polvo fino.
Ve bu patlama gerçekleştiğinde, diğer pek çok kraterde olduğu gibi, devasa bir zerre püskürmesi, ortaya çıktı. Çok çarpıcı.
Y cuando ocurrió esa explosión como con muchos otros cráteres lanzó chorros de polvo brillante así que esos rayos que salen de él son muy impactantes.
Bana o sadist küçük beyninle, zerre kadar bir açıklama yap.
Encuentra una en tu sádica cabeza una mínima explicación.
Zerre kadar pişman değilim
No me arrepiento de nada.
Zerre kadar. Biraz para ödünç aldı çünkü evi dekore etmek için bütçeyi aştık.
Tomó prestado un poco de dinero porque nos pasamos del presupuesto de remodelación.
Bu zerre kadar umurumda değil. Umurumda olan Brett'inin evindeki ölü kız.
Déjeme decirle algo, no me importa eso ni un ápice, lo que me preocupa es la chica muerta en la casa de su cliente.
Şimdi bir dedektif olabilirim ama düşüncelerim zerre kadar değişmedi.
Puedo ser un detective ahora, pero mis pensamientos no han cambiado en absoluto.
Beni zerre kadar ilgilendirmiyor çünkü barı satmıyorum.
Da totalmente igual, porque no voy a vender el bar.
Top-turta lakırtısıyla konuşmamızı kestin. Üstelik ben top-turta'nın ne olduğunu bile bilmezken. Bu demek ki top-turta zerre umurumda değil.
Has interrumpido nuestra conversación con tu parloteo sobre tartaletas... cuando yo ni siquiera sé qué es una tartaleta, lo que quiere decir que me importa un bledo lo que es una tartaleta.
Harika. Yani diyorsun ki, ailesine bir zerre bile önem vermemiş, ölmüş babam sırf kendini Noel baba sanıyor diye bana musallat oluyor, öyle mi?
Que justo. ¿ Entonces usted me esta diciendo que mi padre murió, que nunca dió nada para su família y está ahora acosándome porque piensa que es Papá Noel?
Bu haberin doğruluğundan zerre emin değilim.
No creo que debemos dar algún crédito a esto. Pues debería.
Zerre metafiziği konusunda en saygın uzmanlardan biridir.
Pero es uno de los mejores expertos en metafísica de partículas.
Zerre öyle bir şey, değil mi?
¿ Es una partícula, cierto?
Kafamdaki gerçeklerle, kalpsiz ve farklılıktan zerre kadar anlamayan insanların gözündeki sahte samimiyet arasında sıkışıp kaldım.
Lúcho entre lo que mi mente dice que está bien. y la verdad tergiversada que veo en los ojos de otras personas. Que no tienen corazón y no pueden ver la diferencia de todos modos.
- Benim hakkımda ne düşündüğün zerre kadar umurumda değil,... fakat devletin üç büyük makamından biri benim elimde ve o makama saygı duyacaksın! - Bu kadar yeter!
- ¡ Ya basta!