Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Z ] / Zula

Zula перевод на испанский

292 параллельный перевод
Canın burnundan cin çekmek isterse zula yerini biliyorum buradaki dolapta.
Si más tarde le apetece un poco de ginebra, sé donde puede haber... afuera en el armario...
Kapoların erzaklardan zula yapıp akşamlarını genç gözdeleriyle geçirdikleri özel odaları vardı.
El kapo tiene su propia habitación, donde puede acaparar suministros y recibir por la noche a su joven favorita.
Yapma Alfred, mutlaka köşeye bir yere zula yapmışsındır.
Vamos Alfred. Siempre puedes conseguir.
Daha fazla zula varmış!
¡ Que haga penitencia!
Yakasına biraz eroin zula etmiştim.
Tengo drogas escondidas bajo el cuello.
Parçalanmış arabalar, hurdaya çıkmış otobüsler. Ama iyi bir zula.
Coches y autobuses de desguace, todos buenos escondrijos.
Zula için daha iyi bir yer bulmalısınız kızlar.
Me haría un gran favor si me trajera ese café.
Büyükbabam yürütür diye, annem korkudan çekmeceye zula ediyor.
Para que el abuelo no se la robe la guarda bajo llave.
Bunlarda zula yok.
Todo es sólido.
Zümrütleri birkaç günlüğüne zula etmemiz lazım.
El policía nos ha seguido hasta aquí.
- Burası bir zula.
- Eso es un escondrijo.
Buradaki en büyük zula yerini soyacaklar.
Van a por el alijo más grande de la ciudad.
Zula mahallini istiyorlar, oraya karar vermişler.
Y quieren decidir el lugar de la entrega.
Zürih kurları, zula günü.
Al precio de Zurich el día de la entrega.
Hala aynı zula mahallini kullanıyoruz?
¿ El lugar de siempre?
Özel bir banka hesabı - bir zula!
¡ Una cuenta de banco privada! ¡ Dinero escondido!
Yani zula burası.
El alijo está aquí.
Çok iyi bir zula.
Es un buen escondrijo.
Bırak onu, Anthony getir ve bir yerde zula yapıver.
Apágalo, trae a Anthony y guárdalo en alguna parte.
Sanki savaş için zula yapmış.
Tiene un cofre lleno de ellas.
- Evet. Tüm zula için 50 milyon.
Sí, nos deja el lote completo por cincuenta kilos.
Aynasızlar ona suçüstü yapmak için arama emri çıkartmasınlar diye, her gece bir evden başka bir eve "zula" sını taşıyor.
Así que cada noche, traslada su mercancía de una casa a otra, por lo que los policías no pueden obtener una orden de registro a tiempo para confiscarla.
Bu gece "zula" sı Jimmy'nin evinde.
Esta noche la mercancía se encuentra en la casa de Jimmy.
Bu depo, yalnızca suçluların, başkalarından çaldıklarını saklamakta kullandıkları bir zula
Es uno que da servicio a criminales que quieren esconder lo que han robado a otros
Zula tabanda.
La mercancía está en el piso.
Güzel zula.
Qué bueno.
Hiçbir zaman bir tane zula yoktur.
Nunca hay un sólo escondite.
Zula olarak kullanılabilir mi?
¿ Se pueden esconder cosas dentro?
Red zula hakkında hiç bir şey söylemedi... ki bunun tek bir anlamı olabilir, bağırmaktan çok daha korkunç bir evreye geçmesi.
Rojas no ha dicho nada sobre el alijo... que sólo puede significar que se ha ido a la etapa temida : Más allá de gritar.
Forman, zula benimdi.
Forman, que era mi escondite.
Üç delik, üç zula evi için şifreydi belki de.
Quizá "tres orificios" sea la clave para "tres escondites".
- Zula bu işte.
- Listo, estamos en el escondite.
Ana zula ev olmalı. Mutlaka.
Era el escondite principal, sin duda.
Bu numara zula evinin duvarında yazıyordu, yanında da "D" harfi vardı.
Esto estaba escrito en la pared de la bodega con una letra "D" al lado.
Zula avcısı dallamalar paketi nasıl da buldu.
Los imbéciles busca escondites sacaron el paquete de la nada.
Zula orası.
Ahí está la mercancía.
Kulelerin zula yerini bulduk.
Acabamos de ver un reabastecimiento.
Zula işinde oda ordaydı.
También estaba en el secuestro.
Onunla zula deposunda buluşmamı söyledi bana. - Nerede?
Dijo que me esperaba en el almacén.
Öndeki 7,5 metrelik kargonun arkasında zula bölümü var.
Tenían carga al frente del contenedor con un fondo falso como a 25 pies.
İlk olarak, zula kısmının büyüklüğü ne kadardı?
Primero que nada, ¿ cuánto mide el compartimiento?
Özel yapılmış, gizli bir zula.
Un lugar secreto. Construido especialmente.
Yeni bir zula ayı ve diğer yaratıkları erzağımdan uzak tutacaktır.
Y la nueva alacena mantendrá a los osos y demás bestias alejados de mi comida
Bay Riddick o dükkana gitmiş. Malzemeyi bir yere zula ettiğinden eminim.
Riddick estaba en la tienda y sé que los ocultó en algún sitio.
Çalıntı elmas saklanacak çok zula var.
Un montón de lugares se podría esconder diamantes sueltos.
Bu zula California'dan olmalı.
Esta cosa debe ser de California.
Bu ayki ikinci zula.
El segundo alijo este mes que tomaron.
- Zula mı?
- ¿ Zula?
Zula.
¿ Zula?
Zula yap, çabuk uzayalım!
¡ Deja el dinero, bastardo!
Bir zula.
Es un cargador.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]