Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Â ] / Âlem

Âlem перевод на испанский

156 параллельный перевод
Sonra el âlem de Broadway'de neden bir arkadaşım yok diye meraklanıyor.
¡ Asombraos de que no tenga ni un amigo en todo Broadway!
- İbret-i âlem oldu diyemem açıkçası.
- No ha sido un castigo ejemplar.
Sen bana hakaret ettin. Arkamdan âlem yaptın. Şerefimi ayaklar altına aldın!
Tú me ofendiste a mí divirtiéndote a mis espaldas, pisoteando mi orgullo.
Ya bu âlem beni bitirecek ya ben onu.
O me mata el mundo, o lo mato yo a él.
Kurul ne âlem?
¿ Qué hay del Consejo de publicidad?
Çocuklar bir âlem!
Los hijos, lo que son.
Dedenin, bin ruhlu âlem kadar büyük, imparatorun tekinin karbeyazı ve sarı çini mürekkepleriyle boyanmış değil de siyah beyaza boyanmış olan freskler meyânında bir başına yaşadığı İtalyanlaşmış tapınağında, sen de bir zamanlar çocuktun.
En este templo de un abuelo italianizante, grande como un reino de mil almas, pero donde se hospedaba un emperador solitario entre frescos monocromos, color nieve y pasta amarilla. Tú has sido niño.
Saat tam 6 : 00'da, tüm gurup, içinde hikâye anlatıcılarının olduğu ve bunların... sırayla oturup belirlenen bir konu üzerine... seri öyküler anlatacağı, adına âlem odası denilen yerde... toplanmak zorundadır.
Puntualmente a las 6 : 00, todo el grupo debe reunirse en la llamada de habitaciones Orgy donde narradores, a su vez, se sentará y contar una serie de historias sobre un tema determinado.
Birkaç günlüğüne görünmez olmam gerekiyordu. Böylece pisliğe batacaktım. Herkesle âlem yapacaktım.
Solo necesitaba ser invisible durante unos días, hundirme en la mierda y perderme entre los demás, los derrotados, los dementes y los malditos.
Jakovljevic, âlem adamsın!
¡ Jakovljevic, usted está chalado!
Aldık ama gidiş geliş bir âlem.
Pero ir y venir es mucho problema.
İşi bilmeyenlerle âlem yapmam ben.
¡ Mis amigos saben drogarse!
Dilgarların Centauriler adına paralı asker olarak çalıştığını cümle âlem biliyor.
Todos saben que los dilgar eran mercenarios de la República de Centauri.
- Çok âlem bir kadın. Ya taraftarlar Bobby?
¿ Y los aficionados?
Pek harcıâlem. Batkişi ya da Batkadın desek?
"Chica" es un poco denigrante.
Âlem başlasın.
Que comiencen los festejos.
"Eğer o sizi kandırırsa cümle âlem bize güler."
Cuando alce el vuelo, el mundo se reirá de vosotras
Âlem gerçektende bir yerlere Gitmiş olmalı
El mundo está hecho así.
Siber âlem suçlarına karşı dava açmak çok ama çok zordur.
Los delitos cibernéticos son muy difíciles de perseguir.
Tüm âlem deneyimler ve hazlarla dolu ama sen bunları görmezden gelmekte ısrar ediyorsun.
El mundo entero esta lleno de experiencias y sensaciones,... pero insistes en negarlo.
Adını "Seyr-i âlem" koyduk.
Se llama "Digna de ver". M
Yukarıda. Odasında âlem varmış.
Arriba, la fiesta era en su cuarto.
Yerine gidip âlem yapıp, hap alıyorlar.
Van a sus fiestas y usan su éxtasis.
6 çocuk vardı. Adamın biri âlem yapmamız için para verdi.
Éramos seis y un tipo nos pagó para que nos divirtiéramos.
Âlem yapan kızlardan biriydi.
Nos estábamos divirtiendo con ella.
Yoldayken nerede âlem yapacağını öğrendik.
Ya nos dijeron que estaría en una fiesta esta noche.
Phil bir âlem. Ağlıyor muyum yoksa gülüyor muyum?
Phil es un desaforado. ¿ Lloro o me río?
Eskiden burada âlem yapılırdı.
Solía importarte el alcohol.
Âlem adamdır. Nasıl desem?
Cómo lo llaman, ¿ un proxeneta?
- Katillerin edepsizce âlem yapması için mükemmel ve ıssız bir yer.
El punto aislado perfecto para que los asesinos se muestren.
Vaftiz annem âlem yapıyor.
Mi madrina se fue de juerga.
Umarım hepimiz insanlığın araştırması için yepyeni bir âlem bularak geri döneriz.
Espero que volvamos todos un día, habiendo descubierto... todo un nuevo mundo que la humanidad pueda explorar.
Âlem bilmez ki bacıları İstanbul sokaklarına paspas olmuş.
Nadie sabía que su hermana dormía en las calles de Estambul
Kanunlarımıza göre ona ibret-i âlem bir ceza vermeliyiz.
Debemos cumplir nuestra ley... Tenemos que tomar un ejemplo de ella.
Ölüme yaklaşmak için oyuna cenaze elbiselerinizi giyerek devam etmeniz gerekiyor ve daha sonra, "öte âlem" e geçebilirsiniz.
Para acelerar la muerte Debes hacerte el muerto mientras usas un traje funerario... Así podras infiltrarte al mundo del limbo
Senin için, bu "öte âlem" e ölü numarası yaparak geldik.
Nos hicimos muertos para venir a buscarte en el mundo del limbo
Burası "öte âlem" mi?
Esto es el limbo?
Artık uyanmak hafta sonları âlem yapmak istiyor.
Necesita recuperarse y divertirse un poco este fin de semana.
- İki âlem arasındaki sınırı.
- Entre mundos.
Uzun bir süre boyunca evde olmayacağını da biliyordun. Senin de, güya adı Marianne Elzey olan ortağının da yeterli vakti vardı. Cennifer'ın mekânında ufak bir âlem çevirmek için.
Sabía que no regresaría por un tiempo usted y la llamada Marianne Elzey podían mudarse y divertirse a expensas de Gennifer.
Muhtemelen biz işteyken her gün âlem yapıyordur.
Posiblemente haya estado de fiesta mientras estamos trabajando.
Yani ölen karınız için tüm hafta sonu âlem yapmaya mı gittiniz?
¿ Así que estuviste de juerga todo el fin de semana por tu mujer muerta?
Yıldönümü yüzünden gece âlem yapmaya gittim mi dedin?
¿ Dijiste que te emborrachaste por tu aniversario?
Körkütük sarhoş ve berbat bir hâldeydi. Yemek çadırının içinde çamaşırcı kadınlarla âlem yapmakla meşguldü!
Estaba borracho y tirándose a alguna lavandera en la cantina.
Âlem çok güzel.
El universo es bueno.
- Âlem çok güzel.
- El universo es muy bueno.
Londra'dan birlikte ayrıldığınızda Reggie ile seni cümle âlem biliyordu.
Pues curiosamente no lo sé..
Başka silahı olmadığını cümle âlem biliyor.
- Todos saben que es lo único que tenía.
Maurice de bir âlem.
Ellos dos cara a cara... en un bosque sombrío, helado y estéril. Maurice es igual.
Maris canı âlem yapmak ister belki diye bulundururdu.
Maris le gustaba tenerlo cerca en caso de que se sentía como los atracones.
Bu âlem seni taşa döndürdü
Este mundo te ha convertido en una piedra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]