Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Ç ] / Çöker

Çöker перевод на испанский

599 параллельный перевод
- Dinle CO2 aşağı çöker, yerde birikir
Escúchame. El CO2 está descendiendo. Está empezando desde el suelo, y te necesito ahora...
Gece bir perde gibi çöker.
La noche cae como una cortina.
O kuşu yakalarsak bütün tezgah çöker.
Si podemos atrapar a ése, todo el trabajo se resolverá desde adentro.
Sincaplar önümde diz çöker
Las ardillas se arrodillarían Ante mí
Richard birden suya battı, dalış değil de fokların yaptığı gibi, suyun içine çöker gibi.
Entonces Richard se hundió, sin bucear sino como lo hacen las focas. Como asentándose en el agua.
Fazla uzatma, yoksa yönetmen ensene çöker.
Espabila, o tendrás que oír al director.
Ya Dagon'un önünde diz çöker ya onun önünde ölür.
O se arrodilla ante Dagan o muere ante él.
Bu haliyle bir taş oynasa tavan dahil her şey çöker.
Tal como están, si se quita una caen las demás, techo incluido.
Yaban mersinli kek yapmak için iyi aşçı olmak lazım, Yoksa yaban mersini kekin dibine çöker.
Hay que ser un buen cocinero para saber hacer un buen pastel de arándanos.
Yoksa yarın, zafer kanatlarıyla uçacağım yerde uyku kurşun gibi çöker üstüme, kımıldayamaz olurum.
No sea que mañana me pese un sueño de plomo... cuando suba en alas de la victoria.
Çok geçmeden, taban sallanır ve sonra da tavan çöker.
Al poco tiempo, el pedestal tiembla y se cae.
Herkes önlerinde diz çöker.
Todos se acaban arrodillando.
Aş ve iş bulmak isteyen, büyük itlerin önünde diz çöker.
Hay que arrastrarse delante de los lobos para poder comer, conseguir un trabajo.
Diz çöker misiniz lütfen?
Arrodillaos, por favor.
Tüm tavan başımıza çöker.
Si no, el techo se nos caerá encima.
Biri Inuk'un kafasını duvara çarptığında duvar çöker.
Cuando alguien golpea a Inuk contra la pared, la pared se cae.
Sam bazıları erken çöker.
Sam algunos envejecemos sin volvernos cobardes.
Belki de ağır bir yük gibi çöker üzerimize.
Quizás sólo se hunda como una carga pesada.
Bu doğruysa, nevroza dair cinsel teorim çöker.
De ser cierto, echaría por tierra mi teoría sexual de la neurosis.
Bomba patlar ve mahzen üzerine çöker.
Todo explota, el subterráneo le cae encima. Lo sostiene con los hombros.
Bırakırsan herkes gider. Duvarlar çöker.
Ellos se iran a casa, las paredes se vendran abajo.
- Karanlık çöker çökmez, efendim.
- En cuanto anochezca.
Birkaç gün, kaybolan beraberliğin acısı zehir gibi üzerime çöker. Biten bir işi ben ölüme benzetirim.
El dolor después de una relación perdida cae sobre mí como veneno y así es como me siento al acabar un trabajo.
Beni sokakta görseniz, önümde diz çöker miydiniz?
Si me viera por la calle, ¿ se pondría a mis pies?
Yoksa hepsi çöker.
Sino se derrumbará todo.
Onların büyük emekleri olmazsa ulusumuz çöker!
La nación se derrumbaría sin su duro trabajo.
Böyle mi? " Kızın üzerine çöker.
No sé qué tengo que hacer.
Yakında karanlık çöker.
Va a anochecer.
Karanlık çöker çökmez buraya geleceklerdir.
Cuando empiece a oscurecer... regresarán.
Fakat onları daha iyi değerlendirir görünüyorlar ve akşam karanlığı çöker çökmez tamir etmek için, var güçleriyle çalışıyorlardı.
Ellos hicieron todo lo posible tanques para recuperar cayó enfermo la noche.
Sis çöker ve hayat felç olurdu... ve bu zamanda koca bir memleketi telefonla fethedebilirsin... tabii eğer telefona cevap verecek birisini bulabilirsen.
Todo se para, se cierra, y esta es la época en que un invasor podría tomar el país por teléfono si consigue a alguien que le conteste.
Sonradan su, Kalahari kumlarına çöker ve yağmur gelene dek, 9 ay veya daha fazla süren korkunç bir bekleyiş başlar.
Pronto el agua se secará en el Kalahari y habrá una larga espera de 9 meses o más hasta que llueva otra vez.
Eğer nakit ödeme yaparsa, herşey çöker.
Si se cobrara lo invertido, todo se colapsaría :
Muhteşem mekanizmamıza rağmen motor iletilerin bu devamlı akışı olmasaydı çöker giderdik tıpkı bir tutam brokoli gibi.
A pesar de nuestra grandeza mecánica, si no fuera por este flujo continuo de impulsos motores, nos derrumbaríamos como un castillo de naipes.
Gecenin karanlığı yakında çöker.
La noche llegará pronto.
Muhtemelen öğle yemeğinde çöker.
Seguro que se derrumba todo para la hora de comer.
Öyle mi? Gerçek bir uzmana soralım. Öğlen çöker mi sizce, Bay Stubbs?
Preguntémosle al experto ¿ cree que se derrumbará?
- Çatı asfalt kaplı, çöker.
- Eso es asfalto, Se rompería.
Çoğu insan çöker.
La mayoría se deja caer.
Tanrı'ya şükür, Bay Coker!
¡ Gracias a Dios, Sr Coker!
- Ama siz Bay Cooker değilsiniz.
- Pero usted no es el Sr Coker.
- Bay Coker, bu Bay Mason ve Susan. - Merhaba.
- Mr Coker, éste es el sr Mason y Susan.
- Bayan Coker, bu Bay Mason ve Susan.
- Srta. Coker, el sr Mason y Susan.
Haydi, Coker!
¡ Vamos, Coker!
Coker?
¿ Coker?
Bettina, Coker ve diğerleri öldüler.
Bettina, Coker y el resto, muertos.
Küçük bir kaymayla çöker
Todavía usted no tiene nada En su alcance
Küçük bir kaymayla çöker
Lt no tiene ningún corazón, Hace frío como hielo
Tüm sistem çöker
Todo el sistema se va a abajo.
Günün kahramanı Teğmen George Coker, tekrar New Jersey'nin Linden kasabasında.
El Teniente George Coker, el héroe del día, estaba de regreso en Linden, Nueva Jersey,
- Teğmen Coker.
- Teniente Coker.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]