Öbür tarafa перевод на испанский
666 параллельный перевод
- Birde öbür tarafa bakalım.
- Echemos un vistazo por aquí.
Yüzünü öbür tarafa çevir.
Vuelve la cara.
- Öbür tarafa geçince sorarsın.
- Pregúntale a los nuestros cuando llegues.
Şimdi ise her ne zaman beni görse, yüzünü öbür tarafa çeviriyor.
Ahora, cada vez que me ve, desvía la mirada.
"Öbür tarafa göçtükten sonra..." "... hiçbiri bize miras kalmaz. "
Pienso yo, nos abandonan Al traspasar el umbral
Az daha öbür tarafa gidecekmiş diye duydum.
Me enteré que iba a sobrevivir.
Öbür tarafa döndü. Diğer sokakta bekleyecektir
Ha ido por aquella calle, estará esperando en la siguiente.
Öbür tarafa geç.
Llévalo hacia ti.
Öbür tarafa.
No, al revés.
Siz bu tarafı arayın, biz de öbür tarafa gidelim.
Nosostros iremos por aquí, vosotros coged este camino.
- Öbür tarafa geç ve it. - Kendini boşa yoruyorsun.
Ponte del otro lado y empuja.
İskeletleri buradan öbür tarafa taşırken neden bunu daha önceden fark edemediğimi anlayamıyorum.
No entiendo cómo no lo vi... cuando saqué los esqueletos y los apilé al otro lado.
Ben öbür tarafa gideceğim.
Yo iré por el otro lado.
Şuraya gidin, köprüyü geçin, öbür tarafa geçin.
Por allí, por el puente, vayan al otro lado.
Öbür tarafa, lütfen.
Hacia allá.
- Öbür tarafa!
- ¡ Hacia allá!
Öbür tarafa geç ve zırlamaktan vazgeç!
¡ Muévete y deja de llorar!
Öbür tarafa gidenler.
Un viaje, por decirlo de alguna manera.
Öbür tarafa! Öbür tarafa!
¡ Para el otro lado!
Susan, öbür tarafa geç!
¡ Susan, échate al otro lado!
Öbür tarafa.
Por el otro lado.
Sınıra ulaştığımız zaman, öbür tarafa geçeceğiz!
¡ Cuando lleguemos a la frontera, estaremos a salvo!
Ya da Fennan'ın gizli belgeleri öbür tarafa geçirmesine yardım eden eşiyle ilişkisini.
O con la esposa que ayudó a Fennan a pasar documentos al otro lado.
Öbür tarafa döndüğümde kendimi geliştirmemi sağlayacak her türlü araç var,
En el otro lugar había servicios para mejorar,
Şimdi ise her ne zaman beni görse, yüzünü öbür tarafa çeviriyor.
Ahora cuando me ve finge mirar en otra dirección.
"Öbür tarafa göçtükten sonra..." "... hiçbiri bize miras kalmaz. "
Las humanas pasiones con ser verdaderas, dejan poca huella pasado su apogeo.
Öbür tarafa hayır.
- Del otro lado, no.
Kalpleriniz sevgi dolu olarak öbür tarafa gitmenizi arzu ediyorum.
Quiero que mueran con amor en sus corazones.
Öbür tarafa geç!
¡ Al otro lado!
İIk defa öbür tarafa geçip tüm doğru cevaplarla çıkageliyorsun.
Tu primera vez al otro lado y das con todas las respuestas correctas.
Bu saçın sahibi adam öbür tarafa kel gitti, çünkü kafa derisi bende.
El hombre del que salió este pelo está calvo en el otro lado porque ahora tengo su cabellera.
Heyecanlıyım tabi. Öbür tarafa da bak. Cüzdanım orada mı?
Sí, estoy nerv ¡ oso. ¿ llevo Ia cartera?
Yüzünü öbür tarafa çevirin.
Voltéale la cara hacia el otro lado.
- Öbür tarafa çevir.
- Atrás. Atrás, te digo...
Öbür tarafa.
Es por aquí. Eso es.
Öbür tarafa doğru gidelim, böyle daha kolay olur. Harekete geçmeden önce aramızda konuşuruz.
Podemos ahorrarnos muchas molestias... si retrocedemos y decidimos cómo vamos a proceder.
Yakında hepinizi öbür tarafa gönderecektir.
¿ Se da cuenta de que seguramente morirán todos?
Seni öbür tarafa gönderecek kadar var.
Suficientes para que te toque alguno.
Herkes öbür tarafa geçsin.
Todo el mundo al otro lado.
Onları öbür tarafa koy.
Ponlas en el otro lado.
Usta Ogami, ölen efendimizi takip edeceğim ve ona öbür tarafa giden yolculuğunda
Mi señor Ogami... me veo obligada a seguir a mi señor, dondequiera que el vaya.
Öbür tarafa geçmem lazım.
Tengo que alcanzar el otro lado.
Öbür tarafa yürü.
Vamos por detrás.
Arınmaları için öbür tarafa üç seçilmiş ruh yollandı.
Tres almas elegidas fueron enviadas a la otra vida para ser purificadas.
Sen geç, öbür tarafa otur.
Tú irás en el asiento del acompañante.
Murphy sen öbür tarafa geç.
Murphy, aposte guardias al otro lado.
Evet, itekle öbür tarafa düşer!
¡ Sí, empujad, que cae por el otro lado!
Hayır, hayır her şeyi beklerdim de, genç yaşımda öbür tarafa gideceğim...
¡ No, no, no, no! Ah, no. No...
Biliyoruz ki, hiç kimse trenin öbür ucundan bu tarafa gelmez.
Bien, ahora ya sabemos que nadie más iba en el vagón.
Öbür tarafa gidin. - O...
¿ Es... él?
Öbür tarafa bak
Mire a otra parte