Ömür boyu перевод на испанский
2,902 параллельный перевод
Elie Saab'la ömür boyu arkadaş olmanın getirileri.
Bueno, una larga relación con Elie Saab tiene sus ventajas.
Yapabileceğin herhangi birşey için, ömür boyu minnettar kalırım.
Cualquier cosa que puedas hacer, estaré eternamente agradecida.
Seninle işimiz bittiğinde eyalet seni alabilir-- - .. yaklaşık 14 ömür boyu sonra.
El estado puede tenerte cuando nosotros acabemos en unas 14 vidas.
Bu yüzden hangisinin daha iyi olduğunu söyleyin bana ömür boyu acı çekmek mi?
Entonces dígame qué es mejor...
Ne istediğimi bilmiyordum ve özellikle tek bir kişiye ömür boyu bağlanmak için hazır değildim.
No sabía lo que quería, y definitivamente no estaba listo para un compromiso que dure toda la vida.
Hayatınızı bir kere kurtaran adama ömür boyu borçlu mu kalmanız gerekiyor?
El tipo te salva la vida una vez, y ¿ qué, le debes por el resto de la tuya?
Seks bağımlılığına karşı ömür boyu sürecek bi mücadeleye başlamıyordum.
No estaba empezando una lucha durante toda la vida contra la adicción al sexo.
Biliyorsun ki eğer karşılayabilirsen, elimdeki tüm davaları bırakır ve ömür boyu seni savunabilirim.
Sabes, si pudieras pagarlo, podría dejar al resto de personas de mi bufete y vivir sólo de defenderte a ti.
Bazıları ömür boyu eşleşir.
Otros se emparejan de por vida.
Jüri de onu ömür boyu hapse yollar.
Un jurado lo sentencia a cadena perpetua.
Şu anda şartlı tahliye olmaksızın, ömür boyu hapis yatacak birisin.
Aquí tienes al asesino, perpetua, sin libertad condicional.
Jane Herzfeld huzuru haketti- - Philip Lee de ömür boyu hapisi haketti. Anlaşmasız.
Jane Herzfeld merece justicia, una vida en prisión para Philip Lee.
Verilen hükmü ömür boyu hapse çevirtmeliyiz.
Tenemos que trabajar para cambiar el veredicto a cadena perpetua.
Ömür boyu hapis.
¡ Cadena perpetua!
Ömür boyu hapis ama cezası düşürülmüş.
Es cadena perpetua, pero conmutaron la pena.
Ama yine de ömür boyu hapis.
Pero aún es cadena perpetua.
Eyalet, ömür boyu hapis cezası verilmesini tavsiye ediyor.
El Estado advierte que pedirá cadena perpetua.
18 yaşındaki organ donörü olan çocuk kanser hastası olmadığına göre tahminimce alıcı Wilson'un fazla önemsedikleri kulübünün ömür boyu üyelerinden biri.
Dado que alguien de 18 años con la opción de donar sus órganos en su licencia de conducir no es un paciente de cáncer imagino que el receptor del órgano es un miembro vitalicio del club "Wilson se preocupa demasiado".
Sanırım ömür boyu üyelik bunu veriyor.
Supongo que a eso te lleva un miembro vitalicio.
Biliyor musunuz bilmiyorum ama ördekler ilişkilerini ömür boyu sürdürürler o zamana kadar ördek 48 yaşına gelmiş olmalı kocası da şöyledir herhâlde :
No sé si sabeis eso, pero los patos mantienen sus relaciones para siempre y para cuando llegan a los 48, su marido debe estar como,
Ya hayatının kalan kısmını, ömür boyu çocuklarını göremeyecek ve bunun acısını fazlasıyla senden çıkaracak olan bir grup gangster ve katille birlikte geçirmeyi göze alırsın ya da bize yaptıklarını anlatırsın ve belki de itirafın sana özel bir hücre kazandırabilir, hangisi?
puedes pasar el resto de tu vida en la población general de la cárcel con un puñado de gánster y asesinos que nunca ven a sus hijos, van a desquitarse contigo de mala manera, o puedes contarnos lo que hiciste... y tal vez así conseguirte una celda privada. ¿ Qué elijes?
Bunu ömür boyu yapabilirim.
Podria hacerlo por siempre.
Sanırım ömür boyu garantisi de vardır.
Supongo que viene con garantía de por vida. Sí.
Çifte ömür boyu hapis cezanızı çekerken... bundan zevk almaya devam edebilirsin.
Y por favor, no dude en seguir regodeándose durante su doble cadena perpetua.
Babamız da... Bizi ömür boyu yetecek kadar kırbaçlamıştı.
Y nuestro padre nos dio la golpiza de nuestra vida.
Eğer babam beni ömür boyu cezalandırmazsa.
Si mi papá no me castiga de por vida.
Ömür boyu cezalı!
¡ Está castigada de por vida!
Bir kez deniyorlar, sonra ömür boyu müşterin oluyorlar.
Lo prueban una vez, tienes un cliente de por vida.
Vakfı yöneten şu anda hapiste 25 yıldan az olmamak üzere ömür boyu yatıyor.
El sujeto que dirige la organización benéfica, está cumpliendo 25 años.
Şimdi sanki ömür boyu senin muhbirinmişim gibi oldu.
Ahora es como si fuera tu soplón de por vida.
İşte size beyzboldan ömür boyu nefret edecek bir çocuk.
Ese niño va a odiar el béisbol.
Ömür boyu olandan asla.
No una de por vida.
Benimle bir ömür boyu
# Entonces di que compartirás conmigo el amor
Benimle bir ömür boyu
# Dime que compartirás conmigo un amor
Benimle bir ömür boyu
# Di que compartirás conmigo un amor
Benimle bir ömür boyu Bu aşkı paylaşacağını söyle
# Dí que compartirás conmigo # un amor, toda una vida
Benimle bir ömür boyu Bu aşkı paylaşacağını söyle
# di que compartirás conmigo # un amor, toda una vida
Hayatım, senin şu anda rahatsız olman, Amy için ömür boyu utanca neden olacak.
Tu disconformidad ahora, cariño, te llevará a una vida de vergüenza por Amy.
Dinozor embriyoları öyle iyi korunmuşlardı ki bir ömür boyu yemek için gereken dişlerinin bile çıkmış olduğunu görebiliyorduk.
Estos embriones de dinosaurio están tan bien conservados que podemos ver que tienen sus dientes, en preparación para toda una vida de comer.
Bu mahkeme bu şekilde biter, ama utanç ömür boyu sürer.
Este juicio terminará como eso. Ya que la humillación durará por siempre.
Seni ömür boyu hapse mahkum edecek bir şey soygun haberlerini, söylentileri yanan evin içinde gördüğü şeyle birleştirdi.
Algo que te enviaría a la cárcel de por vida cuando él viera que las noticias informaran del robo y uniera las piezas con lo que vio dentro de la casa que se incendiaba.
... sanıklar Rocco Damara, Victor Shetland ve Darren Riggs işbu vesile ile ömür boyu hapse makhum edilmişlerdir.
Victor Shetland, y Darren Riggs quedan sentenciados de por vida en la cárcel.
Şimdi sana burada gördüğün her şeyin kesinlikle bu ofisten çıkamayacağını ve herhangi bir şekilde açıklanmasının ömür boyu hapisle cezalandırılacağını söylemek zorundayım.
He de informarle de que todo lo que ha visto hoy queda estrictamente bajo la Ley de Secretos Oficiales y quebrantarla supondría cadena perpetua.
Bu ömür boyu süren öğrenim gerektirmiyor, sadece...
Esto no requiere una vida de aprendizaje, sólo
Burada, silahlı soygundan ömür boyu hapis yattığın yazıyor.
Dice aquí que estás cumpliendo una sentencia de por vida por robo a mano armada.
Ömür boyu polislikten men edildiniz.
e informarle de su expulsión de por vida de la policía
Ömür boyu meslekten atıldı!
Expulsado de por vida.
Ama kendine sorman gereken şu ömür boyu hapis cezanı nasıl geçireceksin?
Pero sabes, la pregunta que te tienes que hacerte es, ¿ Cómo vas a pasar esta sentencia de por vida?
Richard Lack Arizona'da bir aileyi öldürmekten iki kez ömür boyu hapise çarptırılmış.
Richard Lack, cumpliendo sentencia doble por vida por matar a una familia en Arizona.
Ömür boyu Bay Moresco.
Oh.
İtiraf almada iyi şanslar. - İki kez ömür boyu hapis aldı.
Buena suerte haciéndolo confesar.