Üzen перевод на испанский
473 параллельный перевод
Onu üzen bir nokta.
Es su punto débil.
Seni bu kadar üzen şey ne?
¿ Qué te preocupa tanto?
Beni üzen, onun ölmesi ve mektupların yerini kimsenin bilmemesi.
Me disgusta que esté muerto y no se sepa de los salvoconductos.
Bizi üzen de bu.
Por eso estamos molestas.
Seni üzen bir şey mi var?
- ¿ Le preocupa algo? - No lo entiendo.
Beni üzen bu.
Me afecta.
Beni üzen başka bir şey vardı.
Estaba preocupada por otro motivo.
Belki bana düşmez, ama Nick'i üzen şey nedir?
Puede que no me incumba, pero ¿ qué le pasa a Nick?
Bu olayın buradaki ilk ayımda olması beni en çok üzen kısmı.
Esto tenía que ocurrir en mi primer mes aquí. Es muy angustioso.
En çok üzen kısmı.
Muy angustioso.
Beni en çok üzen şey, şu an bulunduğunuz pozisyona... sizi önerirken içgüdülerimin beni yanıltmış olduğunu düşünmekti.
Lo que más me dolía era pensar que mi instinto me había traicionado... al recomendarlo para el puesto que ahora tiene.
Seni üzen bir şey mi var?
¿ Te preocupa alguna cosa?
Beni üzen de bu.
Eso es lo que más me duele.
Beni asıl üzen savas mahkumları hakkında hic film olmaması.
Nunca se ha hecho una película sobre P.O.W.s... sobre prisioneros de guerra
- Sizi üzen başka birşey var mıydı beyler?
- ¿ Hay algo que os preocupe?
Senin ayrıldığını gördüğümde beni en çok üzen neydi, biliyor musun?
Sabes porque me preocupa verte partir.
Susan, söyle haydi. Seni üzen şey nedir?
Susan, dime qué te molesta.
Beni en çok üzen tarafı,... yanımda olmadığın anlar.
Eso es lo más triste. En esos momentos yo siento que te has ido completamente de mi vida.
Peki, seni üzen nedir?
¿ Qué te pasa?
Seni üzen ne?
Veo que hoy no estás de muy buen humor.
Onu üzen şey okul değil, üvey kızım.
No es la escuela lo que le molesta. Es mi nuera.
Onda insanı üzen bir şey var.
Me da pena porque siempre está triste.
Onu böyle üzen Maggie.
Es Maggie la que la altera.
Beni asıl üzen seni bu şekilde görmek.
Sólo me preocupa verte así.
Dünyada onu üzen tek şey bu olur.
Es Io único que podría hacérselo.
Beni üzen, çocuklara ulaşmakta başarısız oldum.
Lo que me fastidia es haber fracasado.
Seni bu kadar üzen nedir?
Por qué estás tan triste?
Seni üzen bir Kazağın düşünebilmesi mi dersin?
¿ Le aflige conocer a un cosaco capaz de pensar?
Beni üzen şey, kızın benden hoşlanması değil bir şekilde benim kendinden hoşlanacağımı ummasıydı.
No me sorprendía que yo le gustase sino que pensara que ella pudiera gustarme a mi.
Seni üzen şeyin ne olduğunu bana anlatmak istersen, durma.
Si quieres explicarme lo que te preocupa, te escucharé.
Beni en çok üzen şey gelinlik giymiş bir genç kızın bana bakıp iğrenç bir şeymişim gibi davranmasıdır.
Si hay algo que me deja el alma helada es que una bella joven vestida de novia me mire y me encuentre repulsivo.
Ve cenazelerde beni en çok üzen insanlar, kadınlardır.
Y por quien más me duele, como sabes, es por las mujeres.
- Seni üzen bir şey mi var?
- ¿ Le preocupa algo?
Sanmıştım ki, onu üzen her ne ise, artık temelli ortadan kaybolmuştu.
Empecé a pensar que lo que fuera que lo preocupaba, se había ido para siempre.
Emir emirdir. Beni üzen, babamın benim yüzümden bu hallere düşmesi.
Sería muy injusto que papá tenga aborrecimientos por mi causa.
Beni üzen bitkinliğim değil, onun yokluğu.
Me entristece el silencio, el cansancio, no
Seni üzen ne?
¿ De qué estás molesto?
Seni üzen onun seni sınıyor olması mıydı?
¿ Es eso lo que te puso mal, que te estuviera probando?
Zamanla şüpheler ortadan kalkabilir, bugün sizi üzen şeyler belki yarın güldürebilir.
Las sospechas pueden disolverse con el tiempo. Y se rían a carcajadas de lo que hoy les angustia.
Sizi üzen şeyin ne olduğunu anladım ve yardımcı olabilirim.
Creo que he comprendido lo que la atormenta Quizá pueda ayudarla.
- Beni üzen başka bir şey daha var.
- Pero hay algo más.
Sizi üzen bir şey mi var?
¿ Está nervioso?
- Seni üzen bir şey var.
- Te preocupa algo.
Beni üzen bu...
Eso me preocupa.
Beni üzen sana olan davranışları.
Lo que me duele es cómo te tratan a ti.
"Aklında ne var, Zach, Seni üzen nedir?"
"Qué hay en tu mente, Zach, qué te molesta?".
Sizi üzen şey nedir?
Qué le está molestando?
Babamı üzen de bu olur.
Creo que le rompería el corazón.
Bizi üzen şey bu işte anlamaya karşı olan bu direniş.
Esto es lo que más siento su obstinación en no querer comprender.
Beni üzen şey hayatta kalmaktı.
A mí me preocupa sobrevivir.
Beni üzen bu.
Eso es lo que me entristece.