Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Ü ] / Üçkâğıtçı

Üçkâğıtçı перевод на испанский

179 параллельный перевод
Sizi üçkâğıtçılar!
Hey. ¡ Ustedes tres!
" Baksana, gün geçtikçe üçkâğıtçılıkta ustalaşıyoruz!
" Escucha hijo, ¡ estafamos cada vez mejor!
Ben bir üçkâğıtçıyım.
Soy un estafador.
Her zaman da üçkâğıtçıydım.
Siempre lo he sido.
O üçkâğıtçı yok mu?
Ese estafador!
Çiftçiler cimri, üçkâğıtçı, sulugöz, kaba, aptal ve haindirler!
¡ Los campesinos son avaros, astutos, malvados , estúpidos y asesinos!
Sen bir üçkâğıtçısın!
- Hace trampas. El tramposo lo serás tú.
Sen gerçek bir üçkâğıtçısın Sidney.
Eres un pillo, Sidney.
Serseri veya üçkâğıtçı.
- o como quieras llamarlo.
Ben serseri değilim. Ama üçkâğıtçıyım.
No soy un gamberro, sino un trabajador.
- Biraz üçkâğıtçıya benziyor, bana sorarsan.
- No me inspira mucha confianza.
Seni üçkâğıtçı!
¡ Qué tramposo!
Senenin üçkâğıtçısı.
El novato del año.
Bayan Jelkes, tatlım sen bir üçkâğıtçısın.
Srta. Jelkes, cariño, usted es una tramposa.
Harika, soğukkanlı bir üçkâğıtçı.
Una tramposa fantástica.
Biz kötü olan % 2'yiz ; üçkâğıtçılar, dolandırıcılar, korkaklar, hırsızlar.
Somos ese 2 % desagradable, los sospechosos, los sinvergüenzas... los cobardes, los ladrones.
- Pis üçkâğıtçı.
Nada más hace que se me antoje.
Bana biraz üçkâğıtçı gibi geldi.
Me da mala espina.
Şu üçkâğıtçı kafanı biraz çalıştır bakalım!
Venga, dale un poco a la cabeza.
Kumarbaz, üçkâğıtçı, pezevenk, her ne dersen.
Estafador, traficante, alcahuete, de todo.
Bir polis katilinin, çok ileri gittik diye, üçkâğıtçı bir avukat... tarafından aklanmasını istemiyorum.
Lo que no quiero es a ningún abogado que libere a un asesino de policías gracias a que alguien se pasó de la raya.
Politik üçkâğıtçılık istemiyoruz, meslektaşlarımızın katledilmesini de!
No queremos cuestiones políticas... y masacres de colegas tampoco.
Az üçkâğıtçı değilsin.
¡ Qué pillo eres!
Eski günlerde bile, saygıdeğer bir üçkâğıtçıydı.
Incluso en los días pasados, era conocido como un maleante honesto.
Söylemekten nefret ediyorum ama "böyle olacağını söylemiştim," Alacağımız budur... Bir üçkâğıtçıyla iş yaparsak!
No quisiera decir "te lo dije" pero eso es lo que conseguimos... por andar negociando con un maleante!
Ben mi üçkâğıtçıyım?
Yo soy un maleante?
O üçkâğıtçının nesi ilginç?
¿ Qué haces mezclándote con esos?
Çok üçkâğıtçısın.
Eres astuto
Bu kadar üçkâğıtçı olabileceğinizi tahmin edemezdim, Yarbay.
No le sabía tan malvado, comandante.
Adam, dublör kullanan üçkâğıtçının tekiymiş.
No hace sus escenas peligrosas. - Es todo un fraude.
- O adam üçkâğıtçı mı?
¿ Es un hijo de puta?
Petersburg'da Anastasya'ı bulmak için seçmeler düzenleyen şu üçkâğıtçısın.
Es el hombre de San Petersburgo que hacía audiciones para buscar impostoras.
Ve siz üçkâğıtçılar, balayınızda kendinizi bize yamadınız.
Y ustedes, par de bromistas, estaban de luna de miel.
Adam üçkâğıtçıdan başka bir şey değil.
No es más que un estafador. - ¿ Cómo lo sabes?
-... üçkâğıtçılıkla kandırıyorsunuz!
- con su palabrería y sus trucos!
Seni adi üçkâğıtçı piç.
Maldito sucio estafador.
Büyükbabam onları, zehirli yemeğe dokunduklarında renk değiştirdiklerini iddia eden bir üçkâğıtçıdan almış.
Mi abuelo se los compró a un timador que decía que cambiaban de color si tocaban comida envenenada.
Biraz üçkâğıtçı olabilir ama masamda yiyecek olmasını sağlıyor.
Puede que no sea muy honesta, pero me ayuda a poner comida sobre la mesa.
Her biri en az diğeri kadar üçkâğıtçıdır.
Todos son igual de deshonestos.
Hepsi üçkâğıtçı.
Todos son ladrones.
Olması gerekenden çok daha fazla üçkâğıtçılık yapıyorsun.
Estas haciendo que engañar sea mucho mas dificil de lo que tiene que ser.
Teknolojik üçkâğıtçılık.
- Es un juego de alta tecnología.
Bana üçkâğıtçı mı diyorsun, eses?
¿ Me estás llamando tramposo o qué?
Bu işe yaramaz üçkâğıtçı seni aptal durumuna düşürecek demiştim.
Te dije que este inútil... te iba a dejar como un idiota.
- Şimdi, üçkâğıtçı... "Üçkâğıtçı" dersen eğer, bu anladığım bir kelime olur. Bilirsin.
Ahora, si me hubieras llamado "faramallero" esa palabra la entiendo.
Ama bize üçkâğıtçı deyip demediğini sordum.
¿ Pero nos llamaste faramalleros?
Bu üçkâğıtçılık.
Es una estafa.
Çok üçkâğıtçısın!
Eres muy retorcida...
Birinci sınıf bir üçkâğıtçıdır.
Un timador de primera.
Ben bir üçkâğıtçıyım.
Soy un trabajador.
Bir üçkâğıtçı.
Una estafadora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]