Insan перевод на испанский
303 параллельный перевод
Hala kızgınsan Sidney seninle dönebilir. - Ben... - Olaylar şöyle gelişti.
Encárgate del equipaje y de las propinas, ¿ sí, Sidney?
- Kızgınsanız "Nora" hatırlasanıza.
- Nora cuando se enfada, ¿ recuerda?
Sen bir kadınsan ve ayrıca da öndersen, bize yiyecek bir şeyler ver.
Si además del jefe eres una mujer, danos algo de comer.
Eğer yalnız bir kadınsan
Si eres una damita solitaria
Çok yakınsan sevgilini götürebileceğin bir yer.
Es donde te llevas a tu chica si te pones cariñoso.
İyi biriysen ve Tanrı'ya yakınsan, yaklaş yanımıza.
Pero si eres buena y te envía Dios, acércate
Al, bunu sarınsan iyi olur biraz dinlenmeye çalış.
Tome. Será mejor que se cubra con esto... y que intente descansar un poco.
O bir ınsan.
Es un hombre.
Çünkü hâlâ kızgınsan eğer, bence bu işi uzatmayalım.
- No. Porque si sigues enfadada, mejor lo dejamos.
Çılgınsan, rolünü yerine getir, eşini ve oğlanı öldür.
Y si realmente lo eres, mátalos a ella y al niño también.
Eğer kızgınsanız, size el pençe duran Hiristiyanlar verir.
Si estás enfadado, te ofrecerá, un cristiano que humillar.
Evlendiğimiz ertesi günü askere alınsan bile umurumda değil.
No me importaría si te llamaran al día siguiente de casarnos. No hay duda de que lloraría.
Ve eğer sen öyle bir kadınsan...
Y si ése es el tipo de perra que eres...
Swede'yi tek başına almaya kalkışacak kadar çılgınsan bu işi dolu bir mide ile yapmaya hakkın var tabii.
Si Ud. Está tan loco como para llevarse al Sueco solo tiene derecho a hacerlo con el estómago lleno.
Belki hastane yakınlarında bir yere taşınsan daha mutlu olursun.
Pero quizá estaría mejor si se muda a algún sitio cercano al hospital.
Hadi, ama Jason, eğer şu Danby olayından dolayı bize kızgınsan, - bilmezsin ki, o olayda hep arkandaydık.
Si está molesto con nosotros por lo de los Danby tiene todo nuestro apoyo, comisario.
Eğer dedikleri gibi bir kadınsan ufacık bir acıdan neden mızmızlandığını anlamıyorum.
Si eres la mujer que dicen que eres no se por qué estás gimoteando por un leve dolor.
Buradan taşınsan çok iyi olacak.
Creo que será mejor que te mudes.
Eğer kadınsan erkeklerle ilgili bu tip şeyleri... her zaman bilirsin.
Siempre sabes de estas cosas de los hombres cuando eres mujer.
Kadınsanız parfüm kullanmayın.
Si sois chicas, no uséis perfume.
Eğer bir kadınsan, pencereden dışarı atılmaya hazır ol.
¡ Pero si sois una mujer, preparaos para ser lanzada por la ventana!
Muz yüzünden hala kızgınsan, üzgünüm.
Lo siento si todavía estáis enfadados por lo del plátano.
İşte kadınsanız, bir erkekle ya da köpekle yaşamanız gerekiyor.
Si eres mujer puedes vivir con un tío o con un perro.
Eğer çok kızgınsan, söyle ona.
Si estás tan enfadada con él, diselo.
Şimdi de kadın, eğer gerçekten bir kadınsan şayet.
¡ Nunca hay que confiar en un eunuco! ¿ Y qué haremos ahora?
Çok kızgınsan ayrı oda tutalım.
Si estas enojado conmigo, podemos pedir cuartos separados. ¡ Consíguete tu propio cuarto!
Biraz ısınsan iyi olur.
Parece como si necesitaras calentarte un poco.
Keşke seks gecelerimizde de bu tavrı takınsan.
Quisiera que tomaras esa actitud En nuestras noches sexuales
Bir kadınsan dünyada adalet yok gibi görünüyor.
Si eres mujer no hay justicia en el mundo.
Bir erkek ve bir kadınsanız her şeyi yapabilirsiniz.
Si eres heterosexual, puedes hacer lo que se te antoje.
Peg, onunla evlenip yanına taşınsan bile umurumda değil.
Peg, por mí, podéis casaros e iros a vivir juntas.
Kızgınsan niye onun için çalışıyorsun?
Entonces, ¿ por qué trabajas para él?
Eğer kadınsan tabii...
Si es que eres una mujer...
- Kızgınsan gidemem.
- No puedo irme si te enfadas.
Veya kadınsanız, işte... ama her neyse, bu gece kendim için konuşuyorum.
O si eres mujer, tener, ustedes saben... Pero da igual, yo hablo por mí esta noche.
Eğer bir elektrik hattına yakınsanız, lütfen, derhal oradan uzaklaşın.
Si están cerca de líneas eléctricas, apártense enseguida.
- Önemli değil. Arabasındaki çıkartma da "Bunu okuyacak kadar yakınsan seni öldüreceğim" yazan bir adamı kızdırmazsın.
No deberías antagonizar con un hombre con un cartel que dice :
Buraya taşınsanız iyi olur.
Deberían mudarse para acá.
Çünkü üzülüyorsan, korkuyorsan kızgınsan, bunu...
Si estás triste o asustada o enojada o lo que sea... - simplemente podrías...
"Tekmeyi yemiş" sözcüğünden kaçınsan iyi olur.
Bueno, no hay que usar la palabra "rechazado".
Bana kızgınsan, sinirini benden çıkar, ufak bir çocuktan değil.
Si estás enfadado conmigo, desahógate conmigo, no con un niño.
O anevrizmayı üstlendiğim için kızgınsanız anlarım. Ama cerrahi eğitimim bundan etkilenmemeli.
Comprendo que siga enfadado por haberme atribuido ese aneurisma pero no veo por qué mi formación quirúrgica debe sufrir.
Eğer bana kızgınsan, kızgınsındır. Ama bu kadar ileri gitmeyecektin. Bunu bil!
Si te has enojado conmigo y me has soportado tanto tiempo deberías saberlo.
- Angel, vampir yüzünü takınsan iyi olur.
- Ángel, pon tu cara de vampiro.
... yani eğer bir nehire yakınsanız buna dikkat etmelisiniz.
... que si viven cerca de un río, deben estar atentos.
Eğer bana hala kızgınsan, cidden kızacağım.
Si sigues enfadada conmigo, me voy a enfadar mucho.
Bay David, tekrar buraya taşınsanız daha iyi olur.
Sería mejor si usted viviera aquí nuevamente, Señor David.
Hala çılgınsanız tamam, yoksa ben giderim.
Espero que sigáis locos o me largo.
Yani... Sen bir kızsan, daha doğrusu kadınsan...
Bueno, quiere decir que si eres una chica, o una mujer...
Yani nsan mı?
¿ Quiere decir ser humano?
- Bana kızgınsan seni suçlayamam.
No te culpo si estas furiosa conmigo.
insan 293
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18