Şüpheliyim перевод на испанский
3,019 параллельный перевод
Onları yakalayabileceğimizden şüpheliyim.
Dudo que los cojamos.
Bundan şüpheliyim.
Tenga un buen día. Lo dudo.
Blair'in yanında kraliyetten bir gözetmeni çekerek eski aşkıyla karşılaşma riskine gireceğinden oldukça şüpheliyim bu da demektir ki, bombamı patlattığımda en çok incinecek insan orada bile olmayacak.
Dudo mucho que Blair corra el riesgo de ir correindo a su ex. con un escolta real de carabina, lo que significa que cuando yo suelte mi bomba, las personas que debería herir no estaran allí.
Bunu söylediğine şüpheliyim.
Tengo dudas de que lo dijera.
Zayıf yapının doğum sancısına dayanacağından şüpheliyim.
Dudo que tu marco aviar pueda resistir la severidad de dar a luz.
Bundan şüpheliyim.
Lo dudo.
Eğer Bayan Parsons sana teklif sunacaksa,... buraya görüşmek için geldiğinden şüpheliyim.
Si tienes una oferta de la Srta. Parsons imagino que estás aquí para negociar.
Ben yaşadığından bile şüpheliyim!
Me sorprendería que sobrevivierais.
Ben bir şüpheliyim, benimle tartışırken görülmek istiyor musun?
Soy sospechoso, no me fastidien.
- Ben bir şüpheliyim.
Soy sospechoso.
Fargo, kendimden bile biraz şüpheliyim.
Fargo, yo misma soy un poco escéptica.
- Gerçekten bundan şüpheliyim.
- Lo dudo.
Senin kadar güzel bir şeyler bulabileceğimize şüpheliyim, May.
Dudo que encontremos algo tan dulce como tú, May.
Eğer savcı sana başka bir yer bulursa ki bundan şüpheliyim, seninle konuşmasını söylerim.
Si la D.A. decide trasladarte, cosa que dudo, los mantendré en contacto contigo.
Lindy'ye karşı o kadar iyi bir dost olduğundan şüpheliyim.
No estoy seguro de que seas tan buena amiga para Lindy.
- Bundan şüpheliyim.
- Lo dudo.
Şüpheliyim.
Lo dudo.
Bu gece misafir odasında dönüşüm geçirmemden mutlu olacaklarına şüpheliyim.
Y dudo que me apreciaran si me convierto en su sala de invitados
- Bunu yaptığınızdan şüpheliyim.
Dudo que hagan eso.
Böyle bir şeyin varlığından bile şüpheliyim.
Dudo que eso ni exista.
Şüpheliyim ama, belki yayınlandığında görmüşsündür.
Es posible que haya visto cuando se publicó, aunque lo dudo.
Hala onunla ilgilendiklerinden şüpheliyim.
- arriesgaran su cuello por él.
Eğer baban bunu bilse, onaylayacağından şüpheliyim.
Si tu padre lo supiese, dudo que lo aprobase.
- İşime yarayacağından şüpheliyim.
Dudo de que sea útil.
Açıkçası Wesley'in gerçek biri olup olmadığından bile şüpheliyim Max.
Francamente, Max, yo ni siquiera estoy seguro que "Wesley" era una persona real.
Ondan şüpheliyim işte.
Sí, lo dudo.
Ayrıca, döneceğinden şüpheliyim
Además, dudo que volviera.
Ama cevabım olur mu, ondan şüpheliyim.
Pero dudo que yo conteste alguna de ellas.
Cennet bahçeleri nasıldı diye sorardım ama oraları gördüğünden şüpheliyim.
Preguntaría por los campos Elíseos, pero dudo que los hayas visto.
- Açıkçası bir şeyler hissettiğin konusunda şüpheliyim.
- En tu estado, ¡ dudo que sientas algo!
- Şüpheliyim.
- Lo dudo.
Bundan şüpheliyim.
Soy P-II, tal como tú.
Bundan şüpheliyim. Ben orada olağan dışı hiçbir şey görmedim.
Nunca he visto nada inusual ahí.
- Jimmy'nin sorduğundan şüpheliyim.
Dudo que Jimmy ni siquiera se lo pidiese.
- Buna şüpheliyim işte.
Yo juzgaré eso.
- Bundan şüpheliyim.
No lo dudo.
Komşularının buna katıldığından şüpheliyim.
Dudo que tus vecinos estén de acuerdo.
Hatta bu kişiye öğrenci diyebilir miyiz ondan bile şüpheliyim.
De hecho, ni siquiera sé si la podemos llamar a esta persona un "estudiante,"
Bakarız, ama şüpheliyim.
Ya veremos nena, pero lo dudo.
İçtenliğinden şüpheliyim.
Dudo de la sinceridad de la palabra.
Söylediklerinden şüpheliyim.
Lo dudo mucho.
- Çok şüpheliyim.
- Lo dudo mucho.
Tanıdığından şüpheliyim.
Sinceramente, lo dudo.
Buckhead'te büyük bir ev istediğinden şüpheliyim ama o da bizim gibi biri sonuçta.
Dudo que ella quiera una gran casa en Buckhead, pero por lo demás, es como el resto de nosotros.
Zaten onu hatırlayacağımızdan şüpheliyim.
De todas maneras dudo que pueda reconocerlo.
Bize bu kızla bir ilişkisi olduğunu söylemediğine göre, ona karşı da dürüstçe olduğundan şüpheliyim.
Bueno, él no nos ha notificado sobre una relación con ella, así que dudo que haya sido honesto con ella.
Bunun doğruluğundan şüpheliyim.
No estoy seguro de que eso sea cierto.
- Bundan şüpheliyim.
Lo dudo mucho.
- Bakarım, ama şüpheliyim.
Lo miraré, pero lo dudo.
Ama burdan gitmen gerekiyor. Arayacağını bulacağından süpheliyim.
Pero puedes recorrer el lugar aunque dudo que encuentres lo que estas buscando
Bundan şüpheliyim.
Eso me sorprendería.