Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Abdül

Abdül перевод на французский

59 параллельный перевод
Abdül İdris'astılar,... ama Dimitrios Makropoulos'u suçlayan bir itirafta bulundu.
Abdul Dhris a été pendu, mais il a fait une confession impliquant un nommé Dimitrios Makropoulos.
Tanca'lı Abdül Ahmet'in gemisi.
Celui d'Abdul Ahmed de Tanger.
Şeyh Abdül Rahim.
Le Cheik Abdul Rahim.
Hayır. Anlamak için Lyautey ve Abdül Kerim'i tanımak, Güney Fas'ı bilmek lazım.
Non, pour comprendre, il faut avoir connu liotèc Abdel-Krim, et le Sud marocain.
Kemal Atatürk'ün Abdül adlı koca bir hayvan koleksiyonu vardı.
Tous les fauves de la ménagerie de de Kemal Atatürk s'appelaient Abdul.
Sen Kerim Abdül Cabbar'sın.
Vous êtes Kareen Adbul Jabbar!
Abdül Bin Hasan'a sorun.
Essaie Abdul ben Hassan.
Abdül Hasan.
Abdul Hassan?
Bunlar da dostlarım, Bay Chong Raşit Abdül ve Haham Meyer.
Voici mes adjoints, M. Chong... Rashid Abdul et le rabbin Meyer.
Abdül'ün adamları Rus Konsorsiyum'unun tüm resmi iletişimlerini izledi.
Les gens d'Abdul ont capté toutes les transmissions du Consortium russe...
Ben Kerim Abdül Cabbar değilim!
Je suis pas Abdul-Jabbar.
Bugün Abdül Hassama adında bir dükkan sahibi kendi dükkanında öldüresiye dövüldü.
Un marchand, AbduIHassam, s'est faitattaquer...
Kıçını yakmayayım, Abdül.
Fais gaffe, Abdul.
- Abdül.
- Abdul.
- Nasılsın Abdül Salam?
- Ça va, Kak Abdolsalam?
Saygılarımla, Abdül Hamit. "
Cordialement, Abdul Hamit. "
- Bir sorun mu var? Abdül bana...
- Y a-t-il un problème?
Daha ortalardaydık. Sonra iki kişi ki onların Brigitte Nielsen ve Kerim Abdül Cabbar olduğundan emin olduğum iki kişi önüme oturdu.
Au départ, on était vers le milieu, mais deux personnes, je parierais que c'étaient Brigitte Nielsen et Kareem Abdul-Jabbar,
Abdül Cevat Filistinli bir çiftçi, ailesi asırlarca burada yaşamış ve tarımla uğraşmış.
Abdul Jawad est un fermier Palestinien dont la famille a vécu ici et a entretenu ces terres pendant des siècles.
Çok yakın bir zamanda, Abdül Cevat torunlarını yerleşimcilerin saldırılarından korumaya çalışırken ayağını kırdı.
Récemment, Abdul Jawad s'est cassé une jambe en essayant de protéger son petit-fils d'attaques de colons.
Öldüğünü gördüğün adam Suriye Ordusu'ndan eski Albay Abdül Vazir.
L'homme qui a été tué est Abdul Wazir, un ancien colonel de l'armée syrienne.
Hedefin adı Abdül Vazir.
La cible était Abdul Wazir.
- Abdül Al-Fulani.
- Abdel Foulani. - Et pourquoi me surveillez-vous?
Peki şu Abdül Al-Fulani hakkında ne anlatabilirsin bana?
Que pouvez-vous me dire sur Abdel Foulani?
- Abdül sence niye Malik'e bulaşmaya çalışmadığını söyledi ki?
Pourquoi pensez-vous qu'Abdel m'a dit qu'il n'a pas tenté d'approcher Malik?
Abdül sana Malik'in "o" çocuklardan biri olmadığını söylemeye çalışıyordu.
Abdel te disait que Malik n'était pas l'un de ces gamins.
Yani şu terörist herif. Abdül Al-Fulani. Yardımı oldu mu bari?
Ce terroriste, Abdel Foulani, il t'a donc aidée.
Sadece işlerini yapıyorlar Abdül.
Ils font seulement leur travail, Abdul.
Şeyh Ali Beşir, üst düzey Şii din adamı. Cassidy koruyacak. Ve konferanstaki en üst düzey din adamı İmam Abdül El Maliki.
Sheik Ali Bashir, le représentant des prêtres shiites est pour Cassidy, et le doyen des prêtres de la conférence est l'imam Abdul Al-Maliki.
"Abdül Bakır Müslüman" Navy NCIS 05x11 Tribes
NCIS Saison 5 Épisode 11 Tribes ( LOL, V1.1 )
Abdül'ün eşyalarını incelemek için izninizi istiyoruz.
On voudrait votre permission pour regarder les affaires d'Abdul.
Mağdur. Abdül Muhammed Bakır. 23 yaşında.
Abdul Mohammed Bakr, 23 ans, caporal.
- Kameralar. Şehir trafik kameralarına ve birkaç otoparkın şebekesine girdim. Görüntüleri birleştirerek Abdül'ün camiden çıktıktan sonra ara sokağa gidene kadar izlediği yolu çıkardım.
- Ouais, je me suis connecté aux réseaux de surveillance des parkings et du trafic routier, retraçant le parcours d'Abdul de la ruelle jusqu'à la mosquée.
Abdül Bakır.
Abdul Bakr.
Abdül Bakır kahraman olarak ölmüş bir denizci.
Abdul Bakr était un Marine qui est mort en héros.
- Abdül'ün seccadesinde ve botlarında fosfor, güherçile, Semteks ve C4 çıktı. Devam et.
D'accord.
Abdül'ün öldürüldüğü saatte nerede olduğunu öğrenebileceğiz.
On saura s'il était dans la ruelle au moment exact où Abdul a été tué.
Abdül yetkililer için bilgi alıyordu.
Abdul rassemblait des informations pour les autorités.
Abdül vurulmadan önce ölmüş.
Abdul était mort avant le coup de feu.
Abdül'ün cesedindeki kesme kurşun senin silahından çıkmış, onun değil.
La douille retrouvée près du corps d'Abdul correspond à votre arme, pas à la sienne.
Bu Abdül'ündü.
Ça appartient à Abdul.
Başkan Cemal Abdül-Nasır.. geçtiğimiz akşam, saat 18 : 15'te, Hicri takvime göre 27 Recep 1390,
Le Président Gamal Abdel Nasser nous a quittés ce soir, à 18 h 15, le 27 rajab 1390,
Ya Abdül'dür, ya Şerif'tir ya da Malik'tir.
C'est Abdul, Sharif ou Malik.
Abdül.
Abdul.
Abdül İdris.
Abdul Dhris.
- Abdül ortağımdır. Onun payı da var.
Je vous avais dit de venir seul.
Sence onu Abdül Al-Fulani'nin doktoru mu tedavi etti?
Vous pensez que le médecin d'Abdel Foulani s'en est chargé?
- Abdül'ün doktoru.
- Le médecin d'Abdel.
Hem, Abdül bize "İstediğiniz zaman gelin" dedi.
Un deux-en-un.
Ya o ya da Kerim Abdül Jabbar.
Lui ou Kareem.
Teknik olarak Abdül hiçbir yeri aramamış.
- Si.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]