Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Ablam

Ablam перевод на французский

1,658 параллельный перевод
Eniştem ve ablam korku romanlarındaki hayaletlere benziyorlar.
Beau-frère et sœur... il suffit de regarder comme les fantômes dans les fictions d'horreur.
Ama ablam bizi terk etmeden önce, yeni elbiseler hakkında epeyce konuşmuştuk.
Mais avant que ma soeur nous quitte, nous avions eu de nombreuses discussions sur de nouvelles robes.
Eğer ablamın erkek arkadaşlarından biriyse ablam telefonu çatı katına götürürdü.
Si c'était le petit ami d'une de mes grandes sœurs, elle prenait l'appel en haut.
Ablam ve ben de Bay Goddard'ın müşterileriyiz.
Ma soeur et moi sommes clientes de Mr Goddard.
Evde güvende olmam, ablamı geri getirmeyecek.
Rester en sûreté à la maison ne ramenera pas ma sœur.
- Ve ablamın çocuğu da Bayım.
- Ainsi qu'au fils de ma sœur. - Tout à fait.
Keşke bir ablam olsaydı.
J'aurais aimé avoir une soeur.
Ablam hala orda.
Et ma soeur est encore dedans.
- Ablam beni buraya getirecekti.
- Ma sœur devait m'accompagner.
Ablam nerede?
Où est ma sœur?
Ablam bütün arkadaşlarıma silahlı soygundan hapse atıldığımı söylemişti.
Ma sœur a dit à tout le monde que j'étais en prison.
- Ablam Debbie.
- Voici ma sœur, Debbie.
Ablamın düğününde.
- Moi non plus. Si, pour le mariage de ma soeur.
Stuart! Ablam 10 yıldır senin intiharın eşiğinde olduğunu söyleyip duruyor.
Stuart, ça fait 10 ans que ma sœur me dit que vous voulez vous suicider.
KiloVer için sloganlar yazıyorum. Ablamın sahibi olduğu zayıflama şirketi yani.
J'écris des slogans pour la société de régimes de ma sœur, Sans-Poids.
Ablam Rhonda onlara bayılır.
Ma sœur Rhonda les adorait.
- Bu ablam, Rhonda.
- Voici ma soeur, Rhonda.
- Bak, ablan olarak... - Yedi yaş büyük ablam.
- En tant que ta sœur aînée...
Ablamın evine.
Chez ma sœur.
Yarın, ablam Dwight D. Eisenhower'la evlendikten sonra...
quand ma sœur aura épousé Dwight D. Eisenhower...
Çünkü aslında Haziran, 1940'ta ablamı görmeye gidemeyecek kadar korkaktım.
Parce que, en fait, j'étais beaucoup trop lâche pour aller rendre visite à ma sœur en juin 1940.
Ablam Cecilia ile aramı asla düzeltemedim çünkü Balham metrosunun üzerindeki gaz ve su borularını tahrip eden bir bomba yüzünden 15 Ekim 1940'ta öldü.
Et je n'ai jamais pu m'expliquer avec ma sœur, Cecilia, parce qu'elle a été tuée le 15 octobre 1940, par la bombe qui a détruit les canalisations au dessus de la station de métro de Balham.
Ablam ve Robbie, uzun zamandır özlemini çektikleri ve hak ettikleri zamanı birlikte geçiremediler.
Ma sœur et Robbie n'ont jamais eu l'occasion de vivre ensemble ces instants qu'ils méritaient, et dont ils rêvaient tant.
Ablamı gizlice dinledim.
Je l'ai également trahie.
Ablamın erkek davranışlarıyla ilgili 10 kuralı vardır. Bunların dokuzu, unutmamaları gereken şeyleri unutmalarıyla ilgilidir.
Ma sœur aînée applique 1 0 règles de comportement des garçons, et neuf concernent l'oubli des choses.
Troy, dinle, bu kadar insanın gözleri önünde ablamın rezil olmasını istemem.
Troy, dis, tous ces gens, ce soir, je n'ai pas trop envie que ma sœur se plante devant tout le monde.
Biliyor musun hiç ablamın tipi değilsin.
Vous... Vous n'êtes pas son type d'homme. Pas du tout.
Evet, ablam Kit Batı Hollywood'da Planet'in sahibi.
Ma soeur Kit est propriétaire du Planet à West Hollywood.
Ablamı seviyor musun?
- Tu aimes ma soeur?
Ablamın arkasından bakıcıyı becerdiğin gerçeğinden bahsediyorum.
Je parle du fait que tu couches avec la nounou dans le dos de ma soeur.
Ne can sıkıcı bir ablam var ya!
Ma sœur est chiante quand elle s'y met!
Ablam gey.
Ma soeur... est gay.
3 tane ablam var...
J'ai trois sœurs aînées, alors...
Üç tane ablam var.
J'ai trois grandes sœurs.
Yanmış saç, ablamın kutusu altı haftadır şişede saklanan osuruk, sıçan plasentası aptal Goofy'nin teri.
Accidenté de la route, cheveux brûlés, boîte de l'appareil dentaire de ma soeur, six semaines de pets en bouteille, placenta d'opossum, sueur provenant d'un jogging.
Ben de ablamı kovdum ama hala konuşuyoruz.
J'ai renvoyé ma sœur, mais on se parle.
Ablamın başına gelenleri görmek çok zor. Ama belki... Biliyorum kulağa çılgınca gelecek.
Et c'est dur de voir que ça arrive à ma grande soeur, mais peut-être, ça va te paraître dingue,
Ablam bir katil değil.
Ma soeur n'est pas un assassin.
Oh, evet, ama henüz değil. Abim, ablam ve ben haftaya başlamayı umuyoruz.
Ouais... mais pas encore.
Ayrıca ablamı uyutmanın en iyi yolu da... Altyazılı film izletmek.
Je sais aussi que le meilleur moyen d'endormir ma soeur est de... lui faire regarder un film sous-titré.
Ablamı öldürdün.
Tu as tué ma soeur.
Ablam beni idare eder.
Ma sœur peut me remplacer.
Ablam beni hep idare eder.
Ma sœur me remplace tout le temps.
Ablam olabilir.
Ce doit être ma sœur.
Ablam üç ay içinde doğum yapacak.
Ma sœur accouche dans 3 mois.
O burada geçerli. Ayrıca ablamı buraya getirmeme izin vermeyişin...
C'est ici et si tu ne me laisses pas amener ma sœur...
Ablamı iyileştirdiğini söylemiştin.
Tu l'as dit. Tu as dit que tu soignerais ma sœur.
Hadi ablamı çuvala koyup onu nehire atalım.
Mettons la dans un sac et jetons là dans le rivière.
Yapacak bir şeyim yoktu bu yüzden ablamın tavsiyesi ile sörfe başlamıştım.
Ça n'a rien à voir avec ma sœur. Le problème... que ce soit le surf, que m'a conseillé ma sœur... ou celui qui occupe toutes mes pensées, je ne suis arrivée à rien du tout.
Ablam. Ayrıca, zamanımın çoğunu... Lainie, Fred ve çocuklarla geçiriyorum, onlarla takılıyorum.
Et vous savez, j'ai passé beaucoup de temps avec Lainie et Fred et les enfants, sortir avec eux, et vous voyez, j'ai commencé à sortir avec cette femme 2 fois par semaine, et elle est géniale.
Bir kaç arkadaş bize gelecek ve ablamızla tanışırsınız. Gelmek ister misiniz?
Ça vous dit?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]