Aileler перевод на французский
1,832 параллельный перевод
Aileler sizi görmeye gelmiş.
J'ai refait la décoration. - Non! - Mon mari veut parler.
Aileler geliyor!
Je vais t'apprendre à être insolent! Tu vas rabattre ton caquet!
Aileler nerede?
A droite!
Aileler geliyor. Hadi!
- Ils arrivent! Ils arrivent!
- Aileler hiç anlamıyor, değil mi?
- Je sais. - Ils comprennent pas.
Burada aileler yaşıyor.
Y a des familles ici.
Yani kaybetmeniz durumunda birçok kişi ölecek, aileler parçalanacak... ve bütün cumhuriyetçi hareketin cesareti kırılacak.
Donc si ça échoue, il y aura des morts, des familles déchirées, et tout le mouvement républicain démoralisé.
Merak ediyordum da... Aileler toplantısı ne zaman?
Je me demandais : c'est quand, la fin de semaine des parents?
Modern eşcinsel insanlar genç çiftler genç aileler.
Des couples gais branchés, des jeunes couples, des jeunes familles...
Teorim aileler verdiği...
"Ma théorie est..." Um... "On donne aux parents..."
Teorim aileler boşandığı zaman, bir tür öğüt veriyorlar.
"Ma théorie est que" "quand les parents divorcent, on leurs donnent une plaquette."
30 yılı aşkın bir zamandır aileler sünnet edilmeyen kızlarının temiz olmadığına gerçekten inanıyor. Çünkü bacaklarımızın arasındaki şey temiz değil.
Depuis plus de trois mille ans, les familles croient sincèrement qu'une fille qui n'est pas excisée n'est pas propre, parce que ce que nous avons entre les jambes est sale.
Aileler berbattır.
Les parents, c'est horrible.
Aileler bunu içindir, değil mi?
C'est pourquoi la famille est la, non?
Aileler affetmesini bilir.
Les familles peuvent se pardonner.
Bebekler ailelerini seçer, aileler bebeklerini değil.
Les bébés choisissent leurs parents et pas le contraire.
Elbette herkesin mükemmel aileler planladığına dair hikâyeler duyarsınız ama işin aslı, çoğu bebek içkili gecelerin ve doğum kontrol yoksunluğunun sonucu doğar.
Bien sur, vous entendez toutes ces histoires selon lesquelles, les gens prévoient de fonder une famille mais en vérité, la plupart des bébés sont le fruit de soirées arrosées et de problèmes de contraception.
Yani, aileler ellerinde ne var ne yoksa dökerler. İşte sana skor.
Les parents dépenseraient tout, peu importe les chances, et ça, c'est payant.
Aileler orada...
Nos parents sont...
Bu insanlar, bu aileler.
Ces hommes, toutes ces familles.
Ben büyürken aileler çocuklarıyla nadiren bu tür ilişkiler yaşardı. Ben...
Quand j'étais jeune, parents et enfants n'avaient pas ce genre de rapport.
Yani kaybetmeniz durumunda birçok kişi ölecek, aileler parçalanacak... ve bütün cumhuriyetçi hareketin cesareti kırılacak.
- Oui. Une défaite signifie beaucoup de morts. Des familles déchirées.
Yığınla insan aileler gittiği zaman kırıp, girmek için zaman kolluyor.
Beaucoup de gens guettent les obsèques pour savoir quand frapper.
Neden aileler bu kadar karmaşık olmak zorunda?
Pourquoi la famille, c'est si compliqué?
Aileler bizi evlere çağırdı - fırça çekmek için.
Nos parents nous ont invités... pour nous réprimander.
Onlar, 35 yıl önce farklı aileler tarafından Milwaukee'de alındı.
Elles ont été adoptées par 2 familles différentes.
Sayın misafirler, aileler, dostlar, size Princesa Rosalinda Marie Montoya Fiore'yi sunuyorum, Costa Luna tahtının varisi.
Très chers invités, membres de la famille et amis, voici la princesse Rosalinda Marie Montoya Fiore, héritière du trône de Costa Luna.
Evet aileler.
Les parents.
Aileler bunun içindir değil mi?
La famille, c'est fait pour ça.
İnsanlar, aileler bunlar gerçek.
Les gens. Les familles. Ça, c'est réel.
Bütün bu Çiftçiler, bu Aileler...
Tous ces agriculteurs, ces familles...
Aileler gibi değil.
- C'est pas comme les parents. Dommage.
Bazen aileler uyguladıkları baskının farkına varamıyorlar.
Parfois les parents ne réalisent pas la pression qu'ils ajoutent.
Aileler böyle şeyleri halletmek için bir çözüm yolu bulurlar.
Les familles trouvent des moyens de régler les choses.
Aileler eski kafa mı yani?
La famille, tu trouves ça vieux jeu?
Aileler birleşmelidir.
Réunir des familles.
O aileler için üzgünüm.
Je suis peiné pour ces parents.
Ben polisken, aileler çocuk kaçırma ile ilgili günde 10 kez ararlardı.
Exact. En tant que flic, je recevais beaucoup d'appels pour des enlèvements d'enfants.
Bu takım bir aile gibi ve aileler liderlerinin izini takip ederler.
Cette équipe est comme une famille. Et les familles prennent les traits de leurs meneurs.
Aileler tarafından çağırıldığını söyledi.
Qu'il a été invité par les familles.
Başka aileler ve onların sevdikleri hakkında.
Mais d'autres familles et de ceux qu'ils aiment.
Aileler güvenilir olamaz.
Les parents n'ont pas de crédibilité.
Aileler ve arkadaşlara bunu sorduğumda,
Nous avons demandé à la famille et aux amis. Et...
Koruyucu aileler oldu ve bitiremediğim okullar, Ve... Bazı şeylerle savaşmayı öğrendim.
Il y a eu les foyers d'accueil, et les études que je n'ai pas pu terminer, et... j'ai appris à me battre pour les choses
Aileler neden polise gitmiyor?
Ils ne vont pas voir la police?
Oğulları bekar olarak ölen aileler.
Leur fils était mort célibataire.
Aileler, yaşlılar ve yozlaşmış kumarbazlardan oluşan bir grup insanla birlikteyim.
Je suis avec un groupe de gens...
Tüm aileler tuhaftır.
Comme toutes les familles.
Aileler yani.
Familles.
Sen aileler hakkında ne bilirsin ki?
Que savez-vous de la famille?
Bütün aileler böyle düşünür, biliyorum ama Greg için, bu doğruydu. Hayır.
- Non.