Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Alligator

Alligator перевод на французский

489 параллельный перевод
Doğuda buna timsah armudu diyorlar, bir servete mal oldu.
Ça s'appelle aussi "poire alligator".
Çantamın içi hala boş.
L'alligator a le ventre vide.
- Tabii ki oldu hayatım. Talaş gibi saçlarım ve timsah gibi kısa bacaklarım olsaydı bu parayı vermezdi herhalde.
Je ne crois pas qu'il me les aurait donnés... si j'avais eu des cheveux comme du crin et des petites jambes d'alligator.
Burası Alligator 1.
Ici Alligator 1.
Alligator 1, burası Zero Zero.
Alligator 1, ici Zéro Zéro.
Yarı at yarı timsahımdır.
Mi-cheval, mi-alligator!
Yoksa hâlâ timsah zırvalarını mı anlatacaksınız?
Ou pensez-vous toujours que c'est un alligator?
Doğduğum günden beri elimde bu kamçıyı tutuyorum, ben.
Ma mêre était un alligator et mon pêre, un taureau.
Yarı yarıya at sayılırım. Vrr! Ve yarı yarıya timsahımdır.
Je suis moitié cheval et moitié alligator.
Belki sonra da timsahımı onarabilirim, fakat... güzel akvaryumumu mahvettiğin kesin.
et raccommoder l'alligator. Mais l'aquarium est en miettes.
Bergdorf'ta güzel timsah derisi çantalar var.
Ils ont de beaux sacs en alligator chez Bergdorf's.
O bir timsahtan kötü değil.
n'est pas plus le diable qu'un alligator.
Ben yarı at, yarı gator ve bir deprem hareketiyim.
Moitié cheval, moitié alligator, un grain tremblement de terre.
Bir gün, nadir bir türden tuhaf bir küçük timsahın derisini yüzüp,... içini doldururken, yarım düzine dikkatli yerli izleyicinin işlemi gözlediğini farketmem beni kendime getirdi. "
Un jour, j ´ ai ramené un curieux petit alligator d ´ une espèce rare, que j'ai pelé et bourré de paille, à l'amusement des Indiens, une demi-douzaine ont regardé fixement et attentivement l'opération. "
Bu bir tür tümsah.
C'est un alligator.
Sonra görüşürüz.
A plus alligator.
Gator!
Alligator!
Karpuz, buğday ve yulaf ekmeği timsah pirzolası ve domuz kuyruğu
De la pastèque, de la bouillie, des galettes de maïïs Des côtes d'alligator Des queues de cochons
Biraz karpuz, yulaf ekmeği, timsah pirzolası
Des tripes, de la pastèque De la bouillie, des galettes de maïïs Des côtes d'alligator, des queues de cochons
Dinle beni, Menajer Bernie. Neden Timsah Arnie'ye merhaba demiyorsun?
Bernie, dis donc bonjour à Arnie, l'alligator.
İçeri girince bırak da ben konuşayım.
"Motel de l'Alligator" Quand on y sera, laisse-moi parler.
Hey, baba, şu koca, çirkin timsaha bir bak.
Hé, papa, regarde ce gros et affreux alligator.
Timsah Ally, Bambi ve orangutan Oscar.
Ali l'alligator. Bambi et Oscar les orangs-outans.
Timsah sadece yaratılışına uygun davranıyor.
L'alligator a suivi son instinct, c'est tout.
- Al bakalım dostum, Bay Timsah.
- Tiens. Salut, M. Alligator.
Timsahlı hendek.
Une douve avec alligator.
Timsah derisi cüzdan.
Un portefeuille en peau d'alligator.
Ben korkacağımı sanmıyorum, ama sen bir tane görmüş olabilir misin? Bir timsah ya da ayı?
Pas peur, mais as-tu pensé en voir un comme un alligator ou un ours?
Okuduğuma göre, Dünya'daki en büyük timsah derisi ayakkabı oradaymış.
J'ai lu qu'il y avait les plus grandes chaussures en alligator du monde.
Timsah.
Alligator.
"Timsahı boğazlamak istiyorum".
"Je veux étrangler l'alligator".
"Timsahı boğazlıyorum".
"J'étrangle l'alligator".
Timsahı boğazlıyorum.
J'étrangle l'alligator.
Timsah ya da yer lahanası olduğu için mi etki altında olduğumu düşünüyorsun?
Croyez-vous que je la prends pour un alligator ou un rutabaga?
Timsah 4, burası Kırmızı Başlık 6.
Alligator quatre, ici Red Gap six.
Bir de bakacaksın ki bize kaplumbağa boku ve timsah aleti yedirecek.
Bientôt, il va nous faire manger de la merde de tortue... et des zobs d'alligator.
Sonra görüşürüz, timsah, Ha-ha!
Ne perds pas le nord, alligator.
"Potansiyel yem" deyin.
Dites : "appât d'alligator."
Yaşlı Bessie nasıl, Timsah? Mick!
Et tu l'as tirée, ta vieille Bessie, "Alligator"?
Seni tekrar görmek güzel, Timsah.
Contente de vous revoir, "Alligator"!
Aman dikkat arkadaş!
Alerte à l'alligator!
Metaforu bağışla, otoyolda timsah avına benziyordu.
C'était comme de tuer un alligator sur la route, pardonne la métaphore.
Timsah istiyorum!
Je veux un alligator!
Kızımın doğum günü. Timsah istiyor.
Ma fille veut un alligator.
Babası boynuna timsah dişleri takardı ve her yanında dövmeler vardı.
Son père portait des dents d'alligator autour du cou, il avait des tatouages.
Tuzaklarına yakalanan herşeyin, kaplumbağa, timsah, sıçan ne varsa midelerini kesip açar, içine bakar, geleceği söylerdi.
Quoi qu'il prenne dans ses pièges... tortue, alligator, opossum. Il leur ouvrait l'estomac, pour voir ce qui était dedans, et prédire l'avenir.
Tabii ki bir timsahın gülümsemesini yakalamak anneninkini yakalamaktan daha kolay.
Bien sûr, c'est plus facile d'avoir un sourire d'un alligator... que d'en avoir un de ta mère.
Timsahı tuvalete atıp, sifonu çektik, gitmedi.
On a mis l'alligator dans les WC mais il est coincé.
Alligator 1'den 209'a.
Alligator 1 à 209.
Timsah.
On m'appelle Alligator...
Timsah.
De l'alligator.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]