Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Allison

Allison перевод на французский

3,466 параллельный перевод
Ayrıca, ne kadar çabuk bu davayı bitirmene yardım edersem o kadar çabuk sana nasıl kendini kontrol edeceğini öğretebilirim.
Et plus tôt je t'aiderais à résoudre ce cas, plus tôt je pourrai t'apprendre à lâcher prise. Allison était une jeune femme si adorable.
Allison, çok önemli bir müşterimizdi.
Voyez-vous, Allison était une cliente favorite,
Allison gibi kadınlar epey seçici oluyorlar.
Les filles comme Allison... n'ont aucun mal à se faire choisir.
Son iki gecede, Allison, tek birini bile seçmedi.
Aux deux dernières sessions, elle n'a coché aucune des cases.
- Ne aradığımızı biliyoruz. - Allison'ın, öldüğü gece yattığı biri olduğunu biliyoruz. Ama nasıl bulacağız?
On sait ce qu'on cherche, mais comment les trouver?
O gece, Allison adında bir kızla tanıştın, değil mi?
Tu as rencontré une Allison, ce soir là, non?
Allison'ı kimin öldürdüğünü biliyor musun?
Tu sais qui a tué Allison?
Allison, senin için anlamını ve elektromanyetik kalkanı tekrar ayarladığımızdan haberin olmadığını biliyorum.
Vous vouliez bien faire, vous ignoriez qu'on modifiait le bouclier.
Allison.
Allison.
Rebeka ve Allison'da...
Rebekah et Allison...
Cheryl, Allison, bize katılmaz mısınız?
Cheryl, Allison, vous vous joignez à nous?
- Harika. Belki ben de onlara Allison'ın küçük reçete arkadaşlarını anlatırım. Onları kullanınca,... çocukla araba kullanmamalısın değil mi Ally?
Super, et je leur parlerai peut-être des petites prescriptions d'Allison qui n'est pas censée conduire sous médicament avec un enfant, pas vrai?
Selam, Allison. Nasıl hissediyorsun?
- Alyson, comment te sens-tu?
Allison, seyahatin için en sevdiğin kurabiyelerden yaptı.
Hé. Allison t'a préparé tes biscuits préférés.
Allison, bu evde kadınlar erkeklere hizmet etmez.
Allison, dans cette maison, les femmes ne servent pas les hommes.
Allison, sana da günaydın.
Bien le bonjour à toi aussi, Allison.
Allison'u cebe atmak istiyorsan biraz adım atmalısın onun vajinasına doğru.
Si tu veux te faire Allison, tu dois te bouger les fesses. Passe à l'offensive.
Allison ile ilgili gelişme var mı?
Du nouveau avec Allison?
Bugün büyüleyici Allison'a hamlemi yapma günü.
En fait, ce matin, je vais tenter une approche avec la ravissante Allison.
- Allison, ben sana mail atmadım.
- Je ne t'ai rien envoyé. - Alors, c'est quoi, ça?
Allison, Oxford'ta sınıf birincisiydim ;
- Pourquoi? J'étais premier de ma classe à Oxford.
Allison, düzeyli bir ilişkinin tek yolunun seks olmadığına inanıyor.
Allison pense qu'on ne doit pas commencer une relation par le sexe.
Yine de Allison işleri kestiğinden beri biraz sinirlisin.
Quand bien même. Depuis qu'Allison te prive de sexe, tu es un peu... énervé.
Beni mi görmek istediniz? Evet, Allison.
- Vous vouliez me voir?
Timmy hakkında konuşmak istiyordum.
- Oui, Allison. Je voulais te parler de Timmy.
Ben Allison.
- Je m'appelle Allison.
Tutuklunun adı Allison Scott'mış. Uyuşturucu bulundurma suçlamasıyla tutuluyormuş.
Détenue pour possession de drogue.
Allison Scott da aynı zamanda O'Devlin'in barında barmenmiş.
Allison Scott était aussi serveuse au O'Devlin.
Ve müdürün dediğine göre Parisi'nin vurulduğu gece Aliison'a fazlasıyla samimi davranan iki gürültücü, üniversiteli genç varmış.
Et le gérant dit que la nuit du meurtre de Parisi, deux étudiants chahuteurs étaient très amicaux envers Allison.
Allison onu kaldırımda, ölmek üzereyken bulmuş.
Allison l'a trouvé mort sur le trottoir.
Allison'ın birilerini suçlaması gerekmiş.
Allison avait besoin de quelqu'un à blâmer.
Allison Scott ne yaptığını çok iyi biliyormuş.
Allison Scott savait exactement ce qu'elle faisait.
Kesinlikle haklısın. Allison, bu oldukça trajik bir olay.
Vous avez absolument raison, c'était une terrible tragédie.
Hayır Allison, onlar yapmadı.
Non, Allison, ils n'ont rien fait.
Tanrı aşkına Allison, tek istedikleri çocuklarıyla vedalaşabilmek.
Tout ce qu'il veulent c'est lui dire au revoir.
Allison ile çıktığım için alay etmeniz beni sizden biri yaptı bence.
Être taquiné, car je sors avec Allison me donne l'impression d'être comme vous.
Allison bunları duymak istemiyordur bence. Hayır, istiyorum.
Allison ne doit pas vouloir entendre ça.
- Allison ile cevap bekliyoruz.
Allison et moi, on attend une réponse.
senin kadınsal organları kadınların kontrolünde olmasıyla ilgili cümleni Allison'a söyledi.
M. Un des gars ici présent a répété tes propos sur le contrôle par les femmes, à Allison.
Sonra görüşürüz.
D'accord, au revoir, Allison.
Sanırım, en yakın arkadaşım Allison ile bağlantımın kopması.
Probablement avoir perdu de vue ma meilleure amie Allison.
Allison'ınki böyle değildi.
Ce n'est pas de cette façon qu'Allison est morte.
Hızlı buluşmadakilerden biri değil anlaşılan.
On sait qu'Allison a couché avec quelqu'un la nuit de sa mort. Il semble que ce ne soit pas un des speed daters.
Allison'ın öldüğü geceden fotoğraflar.
Des photos de filles de cette nuit-là.
Allison, seninle bir dakika bir şey konuşabilir miyiz?
Puis-je vous parler un instant?
Sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, Allison.
C'est difficile à dire.
Aslında, Allison'dan etkildendiğimi itiraf etmem lazım.
Quelque chose m'attire chez Allison.
Allison değil mi?
Allison?
Ben sadece Allison'u istiyorum.
Je ne veux qu'Allison.
Evet.
- Le nom de la détenue est Allison Scott.
- Merhaba, Allison.
Salut, Allison.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]