Altıma перевод на французский
3,856 параллельный перевод
Altıma yapacağım.
Je vais me pisser dessus.
Altıma sıçtım.
Je viens de chier en pétant.
Bu sefer, sıçmakla kalmadım, altıma da işedim.
Cette fois-ci, je me suis pissé dessus en plus d'avoir chier en pétant.
Hemen altıma ederim!
Je vais chier dans mon froc sur le champs!
Altıma sıçacağım sandım.
Je croyais que je devais en couler un.
Gün gelecek ben de öyle bir arabayı altıma çekeceğim.
Tu sais, un jour, je roulerais aussi dans une belle caisse.
- Heyecandan altıma işerim ben.
Je crois que je vais me pisser dessus.
Yolculuk boyunca, sen Harry Callahan gibi sessizlik içinde araba kullanacaksın ve ben de burada altıma mı sıçacağım?
Ça va être comme ça... Tu conduis tranquillement tel Harry Callahan pendant que moi je me chie dessus?
Dal'in altındaki su dolu dünellerin birinde, sipariş ettiğim Guinness sonunda geldi, ve iki sentor bir kadının üzerinden mi girmişler?
Un des tunnels sous le Dal est inondé, ma commande de guiness est finalement arrivée, et deux centaures se sont battus à propos d'une femme?
Arabam alt katta.
J'ai ma voiture en bas.
Birisi oteldeki odamın kapısının altından bu adreste oturan kişinin oğlumun katili hakkında bilgi sahibi olduğuna dair not attı.
Quelqu'un a glissé un papier sous la porte de ma chambre d'hôtel, disant qu'une personne à cette adresse a des informations sur celui qui a tué mon fils.
Ben tüm kariyerimi "alt tarafı kıyafet" dediğiniz şeylerin üzerine kuruyorum.
Il se trouve que je vais baser toute ma carrière sur "juste des vêtements."
Hayatımın son 15 yılını dışarıda güneşin altında geçirdim.
J'ai passé les 15 dernières années de ma vie dehors, à rôtir au soleil.
Ben, hayatımdan bu hâliyle zevk alıyorum. Ve hayatımın bu tür işlerle alt üst edilmesini istemiyorum.
Mais, j'apprécie ma vie comme elle est et je ne veux pas la chambouler avec ça.
Okulda benden kaçıyor ve kolayca etki altında kalan dalkavukları çevresine topluyor.
A l'école elle évite ma compagnie et à la place elle s'entoure de lèche-bottes facilement impressionné.
Sana söylemeye çalıştım ama olmadı. çünkü her şey alt üst olmuştu ve benim hatammış gibi geliyordu hadi... yumrukla beni ya da başk bir şey yap. Hak ediyorum...
Et j'ai essayé de te le dire, mais je ne pouvais pas, car je savais que ça ruinerait tout, et que tout est de ma faute, donc vas-y et frappe moi, ou n'importe quoi, car je le mèrite.
Ve ayakkabımın altına, sakız yapışmıştı, sen de onu kredi kartıyla çıkardın.
Et j'avais un bout de chewing-gum accroché sur le bout de ma chaussure. et tu l'as enlevé avec une carte de crédit.
Baba, nasıl oluyor da hizmetçilerle yiyemeyecek kadar üst ama aileyle yiyemeyecek kadar alt tabakadan biriyim?
Comment mon rang peut-il être trop haut pour dîner avec les domestiques et trop bas pour dîner avec ma famille?
" Son altı yıldır hayatımı mahveden...
" Le pit-bull... du FBI empoisonne ma vie...
Bütün o öfkesinin altında ne olduğunu öğrenmek için YAM tekniğimi kullanıyorum.
J'ai commencé le processus d'utilisation de ma méthode. pour voir ce qu'il y a dessous... Toute cette colère.
O, barışçıl bir Tanrı değil ve altıncı buyruğa inanmak benim için bir iki yüzlülük olurdu tıpkı Hristiyanların inanıp da Fransa'da birbirini katletmesinde olduğu gibi.
Ce n'est pas un dieu pacifique et il serait hypocrite de ma part de me fier au sixième commandement comme c'est hypocrite, pour les Chrétiens, d'y croire pour ensuite aller s'entretuer en France.
Ve tüm hayatımın alt üst olduğu gerçeği de geçecek mi?
De voir ma vie foutue en l'air? Du jour au lendemain?
Altıma işedim.
Je me suis pissé dessus.
Benim çatımın altındaysan, benim kurallarıma uyacaksın.
Aussi longtemps que tu vivras sous mon toit, tu vivras selon mes règles.
Gözlerimin altında torbalar var... ki beni hayatım boyunca eroin bağımlılığıyla savaşmışım gibi gösteriyor.
J'ai des cernes sous les yeux qui me donnent l'air d'avoir combattu toute ma vie une addiction à l'héroine.
Yapabilirim, çünkü ev benim evim, sen de benim çatımın altında...
- Je peux le faire, car c'est ma maison et tu vis...
Benim çatımın altında yaşıyorsan, benim kurallarıma uyacaksın.
Aussi longtemps que tu vis sous mon toit, tu vis selon mes règles
Benim çatımın altında yaşadığın sürece benim kullarıma uyacaksın.
Aussi longtemps que tu vivras sous mon toit, tu respecteras mes règles.
Şu an gerçekten büyük bir anlaşma gibisin, Ama Amerika'ya iade edildiğinde, Ayakkabımın altından temizlediğim
Vous avez l'air très important pour le moment, mais lorsque vous serez condamné et de retour aux USA vous ne serez plus que la merde de chien que j'ai enlevé un jour sous ma chaussure.
Şu su altı kaynağı yapan hatunla yatıyoruz.
Et je m'amuse avec ma soudeuse sous-marine.
Bu adam, bu yabancı onun gibi birini öldürdükten altı ay sonra neden kızımın arkasında duruyor?
Pourquoi cet étranger se tient il derrière ma fille six mois après qu'il ait tué quelqu'un juste comme elle?
Biliyor musun, eskiden hayatta en çok sevdiğim şey geceleyin ay ışığının altında gölde yüzmekti.
Tu sais, ma chose préférée au monde c'était de nager de nuit dans le lac avec la lumière de la pleine lune.
Ben tüm hayatımı Mübarek'in adaletsizliği altında yaşadım.
J'ai passé ma vie entière sous l'ère injuste de Mubarak.
Kız kardeşimin emri altında mı çalışacağım?
Travailler pour ma petite soeur?
Altı kişilik ailemi nasıl besleyebilirim?
Comment vais-je nourrir toute ma famille?
Altımı temizlemediler.
Aucune n'a nettoyé ma merde.
Ölümüm için nasıl dua ettiklerini beni yerin altında görmeye ve papalık tahtına İspanyalı birini getirmemeye nasıl yemin ettiklerini duydum.
Ils ont tous prié pour ma mort, et ont juré de me voir enterré, et qu'on ne voit plus d'Espagnol sur le trône papal.
Biraz altın vereyim, tacımı.
De l'or? Ma couronne?
"Şu anki olduğu gibi altımdan hava geçip gitsin daha iyi." "O iğrenç şeylere bakacağıma."
"Je préfère avoir juste de l'air en bas plutôt que de regarder cette merde."
Annem akşam altıya kadar gelmeyecek.
Ma mère revient à 6 heures.
Burada, Hogwarts'ta kızımın karman çorman talimatları altında otura otura soyumuzun harika kadınları gibi olamazsınız.
Vous ne serez jamais de dignes femmes de votre clan si vous restez assises ici à Poudlard à suivre l'enseignement confus de ma fille.
Sence Stevie oyunlarımı yürütmenin altından kalkabilir mi?
Crois-tu que Stevie est capable de mener ma partie?
- Benim gözetimim altında hastalanamazsın.
Tu ne tomberas pas malade sous ma surveillance.
Nasıl olduysa bileğim vücudumun altında kaldı.
Je débarque quelque part avec ma cheville sous mon corps
Yatağın altında bunu buldum ve hiç benim tarzım değil.
Je l'ai trouvé sous notre lit, et ce n'est pas ma marque.
Altı ay boyunca, hiç kimse kız kardeşim ve onun nedime ordusu hariç kimse beni bir kez bile görmedi.
Pendant six mois, personne sauf ma sœur et son éternel troupeau de dames ne m'a vu même un jour, une semaine.
Eğer öfkemi kontrol altına almama yardım ettiysen, hayır.
Pas si tu voulais m'aider à recentrer ma rage.
Hayatımın kontrolü benim altımda.
Je prends pleinement ma vie en charge.
Sadece bir işaret bekliyorum. Yerin bir mil altında bu enkazın içinde korkuyla beklerken yanlış yaptığıma dair bir işaret.
Je demande seulement des conseils car je suis à 500 mètres sous la surface de la terre, dévasté par la peur de faire une erreur. "
Vurulduğum zaman, o altı ay boyunca her gün hastaneye yanıma geldi.
Quand on m'a tiré dessus, elle était... à l'hôpital, chaque jour pendant 6 mois.
Baba da ilk karşılaştığımızda bana aynı şeyleri söyledi. O zamanlar toplumun alt tabakasındandım.
Ton père m'a dit la même chose à notre première rencontre, quand j'étais un paria dans ma propre communauté.