Altında перевод на французский
36,411 параллельный перевод
Bu UFO görülmesiyle aynı zamandaki bazı ihbarlara göre su altında bir atom bombası patlamış.
J'y viens! Des témoins ont aussi signalé une détonation sous-marine d'une bombe nucléaire!
Zaman Efendilerinin görevini üstlenmek çok büyük bir sorumluluk, Sara ve bence ekibimiz yetersiz kal... Gideon, saldırı altında mıyız? Olumsuz, bir zaman depreminin oluşturduğu şok dalgasından etkilendik.
Remplacer les Maitres du Temps est une énorme responsabilité, et je crains que notre équipe ne soit pas assez équipée... générée par une secousse temporelle.
Ve bu 270 dakikanın altında olabilir.
Et ce serait en moins de 270 minutes.
Otuz yıl boyunca fahiş fiyat uygulamasının verebileceğini hasarı gördüm o yüzden aşımızı pazar değerinin altında sunuyoruz.
Pendant trois décennies, Je l'ai vu les dégâts que les prix abusifs peut faire, de sorte que nous offrons notre vaccin au-dessous de la valeur de marché.
Enerjisini oku. Güçlü bir koruma altında.
Vérifie son aura, il a une puissante protection.
Karımla aynı çatı altında yaşamak istiyorum.
Je veux vivre sous le même toit que ma femme.
- Durum tamamen kontrol altında.
La situation est bien en main.
Douglas ve 80. Sk. kesişimindeki binada gözetim altında.
Elle est surveillée dans un immeuble sur Douglas et la 80ème.
Tüm kariyerim şu an saldırı altında.
Ma carrière entière est attaquée.
Kardeşinin adına da yapabilirdim, ama o şu an Venezuela'da sul altında birşeylerin peşinde.
Je mettrai bien le nom de ton frère, mais il est occupé avec une affaire au Venezuela.
Kariyerim, itibarım, sizin yüzünüzden ayaklar altında.
Ma carrière, ma réputation, tout est à risque à cause de vous.
Hayır, Pennsylvania Barosu yemin altında yalan söyleyen birini size söylemem gerektiğini söylüyor.
Non, le bar de Pennsylvanie m'oblige à vous informer de cette parjure.
Polis az önce göz altında bulunan kişinin, Charles Mahoney olduğunu açıkladı.
La Police vient de confirmer que l'identité du suspect en détention provisoire est, en fait, Charles Mahoney.
Hedefimiz Japon Arşivleri, şu anda Henan'ın koruması altında. Kıyıdan üç kilometre dışarıda devriye geziyor.
Notre objectif est les Archives Japonaises actuellement sous la protection du Henan, qui est en train de patrouiller à 3 kilomètres des côtes.
Sizin yönetiminiz altında, ne panik ne de isyanlar vardı.
Sous votre direction, il n'y avait pas de panique, pas d'émeutes.
Durum kontrol altında.
La situation est sous contrôle.
Erkeklerle nerede ve hangi koşullar altında tanıştınız?
Où avez-vous recontré ces garçons..... et dans quelles circonstances?
Mahkeme Rajvir Singh'i 354. bölüm altında yer alan kadın iffetini zedelemekten suçlu bulmuştur.
La Cour reconnait Rajvir Singh coupable en vertu de l'article 354 d'atteinte à la pudeur d'une femme.
Oranın altında ne var biliyorum.
Je sais ce qui est là-bas.
Özelliklerini bizim yazılıma programlayarak ona yer altında ne aradığımızı söylüyoruz.
- Ouep. En programmant leurs propriétés dans notre logiciel, nous lui montrons quoi chercher sous terre.
Orduda, duygularını kontrol altında tutmayı öğrenirsin ne lazımsa yapman gerekir... ama zamanı geldiğinde bu duyguları kabullenmen ve hazmetmen gerekir yoksa seni canlı canlı yerler.
Dans l'armée, vous apprendrez à tenir vos émotions- - vous devez rester fort- - mais quand c'est le bon moment, vous devez reconnaître et traiter ces sentiments, ou ils vous bouffent vivant.
Kasırga toprağı 1.5 metre derinliğe kadar eşeleyecek altında kalanları yok edecek, onları 30 km uzaklığa saçacak ve hiç bitmeyecek, kimse huzura ermeyecek.
Ce twister va déchirer la terre de cinq pieds de profondeur, détruire les restes, disperser jusqu'à 32 kilomètres, et il ne se termine jamais, personne ne reçoit la fermeture.
Farklı şartlar altında bu, heyecan verici olabilirdi.
Dans des circonstances différentes, ça pourrait être une vraie excitation.
Hepinizin Galaktik Yönetim altında mahkemede yargılanmanızı istiyorum.
J'ai l'intention de vous mener au procès sous la juridiction de l'autorité galactique.
Hiç 20 metrenin altında kaldın mı?
T'as déjà été submergé par 4 m d'eau?
En azından arka bahçede ay ışığı altında çıplak hâlde ulumuyor.
Au moins, il n'est pas nu dans le jardin à hurler à la lune.
Deniz aygırı dişi satımı ciddi denetim altında şu an, yani ya eski yasaklanmış bir parça ya da karaborsa, değil mi?
La vente d'ivoire de morse est fortement réglementé maintenant, donc soit c'est une pièce qui date d'avant l'interdiction soit c'est du marché noir.
Akustik analizden yola çıkarak, Bu kayıtın Honolulu Havaalanı uçuş rotasının altında yapıldığını düşünüyorum.
Basée sur l'analyse acoustique, je pense que l'enregistrement a été fait plus bas que les voies aériennes de l'aéroport d'Honolulu.
Onların altında hava oldukça soğuktu.
Il faisait clairement plus froid en-dessous.
Hayır, bu mekân 24 saat açık lokantası olmasıyla meşhurdur ben de düşündüm ki ay ışığı altında terasta oturup geç bir yemek yiyebiliriz.
C'est juste que, cette place est connue pour ses 24 heures de salle à manger, donc j'ai pensé que nous pourrions avoir un dernier repas, assis sur la terrasse au clair de la lune.
USS Hawthorne, USS Crittinden Corbett ve Rooney hacker kontrolü altında.
USS Hawthorne, USS Crittinden, Corbett, and Rooney, tous sous le contrôle de hackers.
- Çocuklar, Walter ateş altında.
Les gars, Walter est en train de se faire tirer dessus.
- Sol iticinin altında alfa sabitleyici var.
Sous le propulseur gauche se trouve le stabilisateur alpha.
Bir düşünsenize tarihin en dengesiz anlarından birinde Reagan ve Gorbache aynı çatı altında.
Penses-y, Reagan et Gorbachev sous le même toit dans l'un des moments les plus tendus de l'histoire?
Bu arada, yeni başkan aradı. Başka şartlar altında bunu harika bulabilirdim ama bizimle görüşmek istiyormuş.
Le nouveau président a appelé, ce qui aurait été cool en d'autres circonstances, mais elle veut nous rencontrer.
Yani dünya tehdit altında olmadan.
Je voulais dire sans que le monde ne soit menacé.
Dünya tehdit altında olmasa biz ne yapardık?
Si le monde n'était pas menacé, que ferions-nous?
Aslında Capone'un hükmü altında Chicago tam bir ahlaksızlık yuvasıydı.
Chicago sous Capone était un lieu de péchés.
Hızı Mach 3'ün biraz altında.
La vélocité est en dessous de Mach 3. Pouls à 100.
Hayatımın kontrol altında tutabildiğim tek kısmı o.
Ne t'inquiète pas pour ça. C'est une partie de ma vie que je peux contrôler.
Alchemy'nin, Wallace'ın aklına girmesine engel olamıyoruz ama onu boru hattına kapatırsak durumu kontrol altında tutabiliriz.
Nous ne pouvons pas arrêter Alchimie en entrant dans la tête de Wallace, mais nous l'avons enfermé et repris le contrôle à ce moment.
Yapamazsın çünkü tüm o soğuğun altında hâlâ aynı kişisin.
Tu ne peux pas, Parce que sous tout ce froid, tu es toujours toi.
Hub City'de her mafya liderini öldürüp kendi altında süper güçlü bir çete kurmak istedi.
Et bien, il fallait que ce soit Church. À Hub City, il a tué chaque patron du crime, il a donc pu réunir tout le monde en un seul super-gang à ses ordres.
Keşke farklı şartlar altında olsaydı.
J'aimerais que ce soit en d'autres circonstances.
Bu şartlar altında biraz içebiliriz diye düşündüm.
J'ai pensé qu'on pourrait en avoir besoin vu les circonstances.
Federallerin evimi gözetim altında tuttuğundan.
C'est parce que les Marshalls ont mis ma maison sous surveillance.
Kontrolü altında.
Il a les choses en main.
Sheldon'la yağmur altında kalmış mıydın hiç?
Tu es deja restée sous la pluie avec Sheldon?
Wilcox'un ailesi evlerini kaybettiğinde, ailesi dağıldığında hayatı sonsuza kadar alt üst olduğunda her yerde çok özel bir sayı vardı... 115.586 Dolar tamı tamına evinin satıldığı rakam.
Lorsque la famille de Wilcox ont perdu leur maison, quand sa famille est tombé à part, quand sa vie a basculé pour toujours, il était sur une très spécifique number- - 117.586 $, le montant exact sa maison a été forclos pour.
Ya da altına sıçtığında.
Ou nettoyer ton pantalon.
Altı saat boyunca bir ameliyat masasında yattım, bir grup doktor benim iç organlarımı seçip sana verilecek hayati bir organ çıkarırken.
"6 heures". J'ai passé 6 heures sur la table d'opération pendant qu'une équipe de docteurs me touchait les entrailles et ont pris un organe vital pour te le donner.