Alıma перевод на французский
6,055 параллельный перевод
- Eve dönmelisin. - Dönemem!
Dis à Ra's al Ghul de laisser ma famille.
Muktedir olsam, seni yanıma alırdım.
Si je le pouvais, je t'emmènerais ailleurs.
12'den vurmayı becerebildiğin gün at yarrağını ağzıma alırım Cleary.
Le jour où tu l'atteins, Cleary, je suce un cheval.
Kartımı al.
Prends ma carte.
Elijah benden alınana kadar hayatımın tamamını kapladığını fark edemedim.
Ce n'était pas le cas jusqu'à ce qu'Elijah, hum.. ne parte pour toujours et c'est là que j'ai réalisé comment il a été tissé dans le tissu toute ma vie.
O parayla bizim maaşlarımız mı ödenecek yoksa rapçi gofret kostümü mü alınacak? - Bu duyduklarıma inanamıyorum.
Et vous pensez que l'argent va être utilisé pour nos chèques de paie ou pour faire un autre costume de cacahuète rappeur?
Benim kamyoneti ve senin arabanı tanır, o yüzden Brian'ın arabasını alıyoruz.
Elle va reconnaître ma voiture et la tienne. Faut prendre celle de Brian.
Anneme bir şişe şarap götürürsek hoş olur. Talihsiz kurbanımıza da Jack Daniel's alırız.
Une bouteille de vin serait bien pour ma mère et du Jack Daniel s ( whisky ) pour la martyr.
Ve seni temin ederim oradan çürümeden çıkman çok ama çok zaman alır, bu yüzden benim sevgili karıcım, bundan sonra dediklerimi harfi harfine yaparsan iyi edersin.
Et je voudrais être sur, que tu périrais là pendant beaucoup, beaucoup d'années à venir, donc toi, ma bien-aimée épouse, ferait mieux de faire exactement ce que je vais te dire, dès maintenant.
Dostum, alınma ama, ne kadar az bilirsen, o kadar iyi olur.
- Ma vie, Raylan, qui, sans offense, le moins où je t'y vois, meilleure elle est.
CIA emirleri yönetimden alıyor ve o yönetime uymaya yemin ettiğimize göre memurun tekinden emir almak kanıma ne kadar dokunsa da evet, CIA'den emir alacağız.
La CIA reçoit ses ordres du gouvernement et l'armée ayant prété serment à ce même gouvernement, et bien que ça me peine d'obéir à des ronds-de-cuir, oui, on reçoit nos ordres de nos amis de la CIA.
Biliyorsun, teknenin tamire ihtiyacı var ve annenle takılmak zamanın büyük bir kısmını alıyor ve de sakal bakımım var.
Toujours des travaux à faire sur le bateau, et traîner avec ta mère prend pas mal de temps, et il faut que je m'occupe de ma barbe.
2. sınıftaki Delta Sig Redneck Balosu'ndan beri bu kadar kötü hissetmemiştim. Bunu al.
Je ne me suis jamais senti aussi depuis le bal country Delta Sigma, pendant ma première année d'université.
Al arabamın anahtarları.
Tenez, les clés de ma voiture.
Dinle ben, kız kardeşimin yapmış olduklarına fazlasıyla alışığım.
Je suis intimement familière avec les conneries de ma sœur.
Ancak başka bir ruh yerimi alırsa ruhum bu diyardan gidebilir.
Mon âme peut quitter ce royaume... seulement si une autre prend ma place.
Tezimde bütün bir bölümü bugünkü konuğumuzun ne kadar yanıldığını göstermeyi amaçlayan epey sert üsluplu alıntılara ayırmıştım.
Dans ma thèse, j'ai consacré un chapitre et demi à clamer avec véhémence que notre invitée avait tort.
Sonra da gişeden belli bir pay alıyoruz ve bir bakıma hissedar gibi oluyoruz.
Après, on touche une part des recettes. Comme des actionnaires.
Benim mahremiyetime saygı göstermenle ilgiliydi ve söylediklerimi geri alıyorum.
Je te reprochais de ne pas respecter ma vie privée. C'était pas mon intention, je retire ce que j'ai dit. Excuse-moi.
Hayatımın son üç yılını alıp ateşe verebilirsin.
En gros, ça revient à mettre le feu aux trois dernières années de ma vie.
Eğitim belgemi değil de diplomamı alacağım, ebeveynlik dersleri alıp kızımı alacağım.
Je vais avoir mon diplôme, pas de gestion électronique de documents, et prendre des cours parentaux et récupérer ma petite fille.
- Annemin adını bir daha ağzına alırsan- -
- Répétez le nom de ma mère et...
Kişisel hayatımı alıp...
Il s'est servi de ma vie privée- -
Bence yoğun bakıma alınması gerekiyor.
Il devrait être en soins intensifs.
- Seni omuzlardıma alırdım ve... - Seni şu şekilde kaldırıp şöyle derdim.'Haydi cehenneme gidiyoruz!
Je te prendrais sur mes épaules, je t'attacherais, et je dirais "allons vivre l'enfer".
Ben para alıyorum ama ben de benim kız alma edildi.
Je prenais l'argent, mais je prenais aussi ma copine.
Şansıma bütün bunlardan önce epey alıştırma yapmıştım.
On a de la chance, j'ai fait des travaux pratiques.
- Kızınızı emniyete alırım!
- Pas sans ma fille. Je m'assurerai de sa sécurité.
Onu bir bakıma reddeden kişilerden intikam alıyor şu an.
Il prend sa revanche sur ceux qui l'ont rejeté.
Rhib botlar ve sualtı taşıma araçları için yakıt alıyoruz.
On charge les RHIBs et les sous ) marins SDV.
Lütfen kamarama gidip raftan bir kitap alıp gel. Rusça olan.
Dans ma cabine, rapportez-moi l'un des livres de l'étagère, celui en russe.
- Aklımı başıma alıyorum.
- Je commence a comprendre.
Seni o tarlalardan alıp evime getirdim.
Je t'ai enlevée de ce domaine, pour t'amener dans ma maison.
Burada olmamın tek sebebi payımı alıp ailemi bir araya getirmek.
A qui vais-je parler? Je suis ici pour une raison c'est d'obtenir ma part, de réunir ma famille,
Annemin arabasını alırım.
J'emprunterai la voiture de ma mère.
Kaptan Joyce'un ölümüyle ilgili mesele ele alınacaktır. Ancak şimdiki önceliğim garnizonun güvenliğini sağlamaktır.
La question de la mort du capitaine Joyce sera traitée, mais ma priorité est de protéger cette garnison.
Hayatım gerçekten göz alıcı.Şimdi annemle yemek yemek için eve gitmeliyim.
Ma vie est vraiment palpitante.
Annemin, bana kendimi iğrenç hissettirme gibi bir alışkanlığı vardı.
Ma mère avait l'habitude de me faire me sentir très nulle.
Peki, benim arabayı al, tamam mı?
Okay, bon, prends ma voiture, okay?
Alınma ama, en son irlandalı ve senin çetenin olduğu depoya giren ailemden hiçbiri oradan canlı çıkamadı.
La dernière fois que ma famille est entrée dans un entrepôt avec les Irlandais et ton club, personne n'a survécu.
Ailemin bir parçası yaptım, ve şimdi sen onları benden alıyorsun.
Je t'ai fait entrer dans ma famille, et maintenant tu me l'enlèves.
Şimdi de hayatımı alıyorsun.
Maintenant tu prends ma vie.
Tamam, kuzenim Fareeda'yı güvenlik için yanımıza alırız.
On prendra ma cousine Fareeda...
Her sayfasında benim alın terim ve emeğim var.
Chaque page est faite de mon sang et ma sueur.
Karımı da alıp eve gitmenizi istiyorum.
J'ai besoin que vous rentriez et que vous rameniez ma femme avec vous.
Max, grip broşürünü alıp ayağıma yelpaze yapar mısın?
Max, peux-tu prendre le pamphlet sur la grippe et m'éventer le pied?
Yapardım ama onun için hayatımı askıya alıp on yıl boyunca senin gibi saklanmazdım.
Je ne mettrais pas ma vie en attente pour elle en me cachant pendant dix ans. comme tu l'as fait.
CIA'in kokainimi bu yüzden alıyor sanıyordum.
- Non, non, c'est pour ça que la CIA achète ma cocaïne.
Partilerde annem her zaman beni alıp hangi mezede ceviz var diye kontrol etmeye götürür.
Aux fêtes, ma mère est toujours autour de moi en train de vérifier s'il n'y a pas de noix dans les hors d'oeuvres.
Bilmiyorum. Tarağımı alıp neden geri vermedin ki?
Pourquoi tu m'empruntes ma brosse et que tu la rends jamais?
Alınma ama senden isteyeceğim son şey ilişki tavsiyesidir.
Sans vouloir t'offenser, la dernière chose que j'attends de toi c'est des conseils sur ma relation.