Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Ama bu sefer

Ama bu sefer перевод на французский

1,976 параллельный перевод
Desteğiniz için teşekkürler ama bu sefer bırakmak zorundayım.
J'apprécie votre soutien, mais il faut que j'arrête.
- Bilmiyorum, ama bu sefer burada.
- Je sais pas, mais il est là, cette fois.
Ama bu sefer, konseptin o kadar zarif bir basitliği vardı ki bu sabah bir tane ürettik.
Mais avec un concept si simple et élégant, on en a fini une ce matin.
Elbette, ama bu sefer farklı şeyi kastediyordu.
Oui, mais pas là.
Şehir dışına çıktığında, hep gittiği yerden arardı ama bu sefer aramadı.
Il appelle toujours, en voyage, et il ne l'a pas fait, cette fois.
Ona tekrar ağaçta mahsur kaldığımı ama bu sefer bayağı bir arı olduğunu söyle.
Dis-lui que je suis dans l'arbre, mais que cette fois, il y a plein d'abeilles.
Bende onu kurtarmak için geri gittim, kurtardım da ama bu sefer de sen ve diğerleri öldü, Simon ve Kelly. Hepiniz öldünüz.
Donc j'ai remonté le temps à nouveau et je l'ai sauvé, mais sa signifiait que toi, et tout les autres, Simon and Kelly, vous étiez tous morts.
Tina bazen ilgi çekmek için yalan söyler ama bu sefer galiba ona inanıyorum.
Tina a tendance à mentir pour attirer l'attention, mais là, je la crois.
Ama bu sefer yemek kabı sıkıca kapalı.
Cette fois, il a bien fermé sa boîte à sandwiches.
Şimdi tam olmaları gereken yerdeler ama bu sefer de ateş hattında kaldılar.
Là, ils sont exactement au bon endroit, mais en plein dans la ligne de tir.
Ve sonra, beş ya da on dakika geçince,... yine yukarı çıkıyorlar ama bu sefer 275 metre uzağa ve onlara yaklaşabilmek çok uzun sürüyor.
Elles refont surface 5 à 10 minutes plus tard et sont à 300 m et ça prend un temps fou de s'en approcher de nouveau.
Ama bu sefer, çok da zevk almıyordum.
Mais cette fois-ci je ne m'amusais pas trop.
Ama bu sefer sevişsen iyi olur.
Mais tu ferais mieux de t'envoyer en l'air cette fois.
Ama bu sefer tek başıma yok edemeyeceğim onu.
Mais cette fois-ci, je ne peux le détruire seul.
- Ama bu sefer daha dikkatli ol.
Mais il y a du temps.
Tamam, ama bu sefer son olsun.
- D'accord, mais c'est la dernière fois.
Hergün olan şeyler, ama bu sefer benim başıma geldi.
Ne méritent ils? ! Il arrive tous les jours.
Hayır, ama bu sefer harbiden hastayım.
Non, mais cette fois, je suis vraiment malade.
İyi şanslar çocuklar.. ama bu sefer beni uzaklaştıramazsınız.
Bonne chance, mais ne vous mettez pas sur notre chemin.
Ama bu sefer doğruyu yapmalıyım.
Ned, c'est ma chance de recommencer ma vie mais de la bonne manière.
Ama bu sefer, gümüşleri evde bırak.
Mais cette fois, laisse l'argenterie à la maison.
Eğlenceni bozmak istemem, ama bu sefer olmayacak.
Navré de te décevoir, mais ce sera pas pour cette fois.
Ben genellikle hükümeti suçlarım ama bu sefer sorun hava.
D'habitude, je blâme le gouvernement, mais cette fois, c'est la météo.
Ama bu sefer ölü birinin adını verme.
Et pas quelqu'un de mort.
Bana yeniden iyi davranmaya başladı ama bu sefer kraliçeler gibi.
Il a commencé à me traiter à nouveau royalement, et cette fois comme une reine.
Ama bu sefer şaka yapmıyorum, Noreen. Tamam.
Je ne plaisante pas.
Ama bu sefer, gülümsemeyle.
Une autre avec le sourire?
Ama bu sefer, uğratmayacağım. Bu sefer uğratmayacağım, söz veriyorum.
mais cette fois je ne le ferais je te le promet.
Oluyor gibi ama bu sefer iltifatların biraz daha ince olsun.
Ce n'est pas mal, tu vas y arriver. Essaie encore. Mais plus doux et sexy.
Genellikle sen haklısındır ama bu sefer Simon'la aynı fikirdeyim.
D'habitude, tu as raison. Mais là, c'est Simon.
Ama bu sefer, kamplardan geri dönmelerine izin vermeyeceğiz.
Mais cette fois, Ils ne reviendront pas des camps.
Ama bu sefer de gidersen bu iş biter.
Mais si tu nous quittes à nouveau, on est perdus.
Ağzını zorla açmak zorunda kalırdık ama bu sefer de ısırırdı.
On devait la forcer à ouvrir la bouche et elle savait mordre.
ama bu sefer, Prost bitiremezse, Ayrton şampiyon olacak.
Seulement, cette fois, le retrait de Prost assurerait le titre à Senna.
Ama bu sefer hata bende değil!
Mais ce n'est pas ma faute, cette fois.
Ama bu sefer yanıldın.
Mais tu as tort.
Ama bu sefer, o kadar da kolay değil.
Mais ce sera pas aussi simple cette fois.
Son defa öfke ve kızgınlık içinde köpürdüğünde acı verici bir boşanmaya sürüklendiniz ve ikiniz de hiçbir zaman gerçekten toparlayamadınız ama bu sefer harika gideceğinden eminim.
La dernière fois, ça a tourné en rancœur et en rage, menant à un divorce douloureux dont tu n'es toujours pas remis. Mais cette fois, tout ira bien.
Hiç çıkmıyorsun ama bu sefer değdi.
Tu sors jamais, mais là, ça vaut le coup.
- Aslında evet. Ama bu sefer, hüsrana uğrayan sen olacaksın.
Oui, cette fois, je viens pour toi.
ve geçmişte yalan söylediğini biliyorum Ve aile sorunları olduğunu söylemişti, ama... Bu sefer gerçekten var.
Je sais qu'elle a menti dans le passé, et dit qu'elle avait des problèmes familiaux, mais... cette fois c'est vrai.
Ve sizi bilmem ama, çocuklar, bu sefer bundan kaçmaya hiç niyetim yok.
Je ne sais pas pour vous, mais je ne compte pas me défiler.
Evet ama aklına hangi çıIgın fikir geldi bu sefer?
Oui. Je crains le pire. Quelle est ton idée de génie?
Ama hatırlatayım, bu sefer elektrik açık olacak.
Mais n'oubliez pas : cette fois-ci, l'électricité doit être branchée!
Bu sefer değil, ama bu da bazı şeyleri açıklıyor.
Pas à l'époque, mais ça explique certaines choses.
şampiyonluğu kazanamadım ama onu birdaha pistlerde görürsem bana yanlış yaparsa bu sefer onu kenara fırlatırım.
Je ne peux pas gagner le championnat, mais si je le trouve encore sur la même trajectoire je le pousse hors-piste.
Ama size bu sefer saldırdığında karşılık vermediniz.
Mais cette fois, vous n'avez pas pu vous défendre.
Biliyorum, hep nankör olmuştur ama sanırım bu sefer ki şu küçük kitapçıların kapanmaması için çok önemli, ne dersin?
Il ne te remercie jamais, mais c'est important d'aider les petits libraires.
Belki bu sefer değil, ama bir dahaki sefere, sanırım yaparlar.
Peut-être pas cette fois... mais la prochaine fois, je pense qu'ils négocieront.
Bu sefer detayları sana bırakacağım, ama işin özü şu - önümüzdeki altı hafta Miami'ye gelen giden bütün özel uçuş bilgilerini çalacaksın.
Je te laisse t'occuper des détails cette fois-ci, mais voici l'idée. Tu vas chiper les données de vol de tout avion privé... qui se pose à Miami et en décolle les six prochaines semaines.
Kusura bakma şef ama "bana güvenmelisin" bu sefer işe yaramayacak.
Désolée, il va me falloir plus que ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]