Annabel перевод на французский
310 параллельный перевод
Biri Annabel Lane adlı güzel bir yaratıktı.
L'une était la belle Annabel Lane.
Terry'nin kısa notunu aldığında, Lila ile sahne arkasındaydım, notta ona Annabel ile evleneceğini söylüyordu.
j'étais en coulisses avec Lila quand elle a reçu ce mot de Terry, qui disait qu'il allait se marier avec Annabel.
Önceleri Annabel'in adını ağzına almayan Lila, çocuğa karşı sevgi duymağa başladı.
Lila, qui refusait d'entendre le nom d'Annabel, s'est pris d'affection pour l'enfant.
Yani, Terry O'Bane, Lila Gordon, Annabel, Jeannie... Hepsi rol müydü?
Je veux dire, Terry O'Bane, Lila Gordon, Annabel, Jeannie... inventé?
Ben de Annabel Herringbone.
Et moi, Annabel Herringbone.
Annabel'e sorsana.
Demandez à Annabel.
Maisie serisi, Trudie serisi ve de Annabel serisinde olduğu gibi.
Tout comme la série Maisie, la série Trudie et la série Annabel.
Onları yöneten nedir, sence? Çok sayıda Aliceler, Trudieler, Maisieler, Annabeller var, ve araştırmama göre,
Il y a de nombreuses Alice, Trudie, Maisie, Annabel, et, d'après mes recherches, des séries Herman et Oscar.
- Ev arkadaşım Annabel'i almam lazım.
- Je récupére Annabel, ma locataire.
- Yerine Annabel geliyor.
- Et Annabel emménage.
Annabel de mutfakta romlu kahve hazırlıyor.
Et Annabel est dans la cuisine, elle prépare des cafés au rhum.
- Annabel, kahveler hazır mı? - Şimdi yumuşak ve duygusal bir parça. Tobie ve Annabel için.
- Voilà un morceau doux et sentimental pour Tobie et Annabel.
ANNABEL LEE'ydi adı ;
Du nom d'ANNABEL LEE ;
Benim adım Annabel Andrews.
Je m'appelle Annabel Andrews.
Annabel!
Annabel.
Herkesin bildiği gibi anneler tatlıdır ve kibardır ve sevecendir ve hassastır ve... Annabel!
Tout le monde sait que les mamans sont gentilles, attentionnées et...
Annabel, nereye gidiyorsun?
Où tu vas?
Sağlıklı olmanı istiyorum. Hepsi bu, Annabel.
Je veux que tu manges bien, c'est tout.
Annabel, Nutuk çekmek istemiyorum. Yine de çocukluk insan hayatının en iyi zamanıdır.
Je ne veux pas te sermonner mais l'enfance est la meilleure période de la vie...
Annabel. Bekle bir dakika. Annabel!
Attends un peu.
Annabel için söylenebilecek hiçbir şey yeterince övücü değildir.
On ne peut rien dire de positif sur Annabel.
Annabel'in akademik gelişimindeki eksiklikleri tartışmak için görüşme talep etti.
Il m'a convoquée pour discuter du bulletin d'Annabel.
"Annabel," dedim. " Büyüdüğün zaman, kimse gelip sana ne yapacağını söylemez.
J'ai dit : "Nous les adultes, personne ne nous dit ce qu'on doit faire."
Bu Annabel'in sesi.
C'est celle d'Annabel.
Sen iyi misin, Annabel?
- Ça va, Annabel?
Annabel?
- Annabel?
Bu Annabel'in eli.
C'est celle d'Annabel.
Annabel'in bedeninde benim zihnim var.
Je suis dans le corps d'Annabel.
Ben Annabel'im.
Je suis Annabel.
Annabel, bir şey söyle.
Dis quelque chose.
Annabel, sen misin?
- Annabel, c'est toi?
Annabel, kes şunu! Ben sana göre "Bill" değilim!
- Ne m'appelle pas Bill.
Annabel, lütfen, eğer bu bir tür oyunsa...
Écoute, si c'est un jeu...
Annabel.
- Annabel.
Hadi, Annabel, çıkalım burdan.
On se barre.
Bildiğiniz Annabel'den tamamen farklı biri görüyorsunuz şu anda.
Je suis différente de l'Annabel que vous connaissez.
Ben Annabel değilim.
Je ne suis pas Annabel.
Müthişsin, Annabel.
- T'es très bonne.
Ne dedin sen? - Bu doğru, Annabel.
- Que dites-vous, mademoiselle?
Geliyor musun, Annabel?
Tu viens?
Bu Annabel'in şeker kaplamalı kıtır gevreği.
C'est à Annabel!
Annabel senin bu şeker kaplamalı kıtır gevreklerini yemeni istiyor.
Annabel veut que tu manges ses Snappy Krackles.
Annabel'in ortalıkta yalın ayak dolanmasına şaşmamalı.
Pas étonnant qu'elle soit toujours pieds nus.
Şu saç olayında haklısın Annabel.
Tu as raison pour tes cheveux.
- Acı bana. - Hadi, Annabel.
- Pitié, non!
Eh, Annabel'in çamaşırda yardım etmesine izin verirsen böyle olur.
Voilà ce qui arrive quand je laisse Annabel me donner un coup de main.
Annabel, mesele nedir?
- Annabel, que se passe-t-il?
! Annabel, ha?
- Annabel?
Annabel! Nerde olduğunun farkında mısın?
Tu sais où tu es?
Ve, şey, kişisel bir bilgi olarak, kızım Annabel gösterinin baş yıldızı.
Et, si je puis me permettre, ma fille Annabel est la vedette du spectacle.
Oh, yo. Sorun ne, Annabel?
C'est pour aujourd'hui.