Atarı перевод на французский
4,726 параллельный перевод
Eğer Bay Hauser'ın katilini belirlersem sms atarım. Tamamen tek başıma...
Je vous enverrai un message si j'identifie l'assassin de M. Hauser à moi tout seul.
Hayatımı senin için seve seve tehlikeye atarım. Aynısını benim için sen de yapmıştın.
Je risquerai volontiers ma vie pour toi comme tu l'as fait pour moi.
Muhtemelen televizyonu atarım.
Je vais surement jeter la télé.
Önce acımasızca bir tekme atarız.
D'abord je vais lui donner ue méchante droite.
Bizi bu duruma getiren bozuk soyları keser atarız.
Séparons-nous des lignées dégénératives qui nous ont menés là.
Kendine çeki düzen ver! Yoksa seni yüzde 25'inle beraber kaldırım kenarına atarım.
Arrête tes conneries ou je te fous dehors, toi et tes 25 % de merde.
Hayatım boyunca zar attım, yine atarım.
J'ai passé ma vie à prendre des risques. Je veux bien en prendre encore.
Beni yine teyze diye çağırırsan başka bir dosya daha atarım sana.
Ne m'appelle pas comme ça, ou je risque de te jeter quelque chose.
İndiğimde sana mesaj atarım.
Je te texterai en arrivant.
... uyuduğun yerde bunları keser atarım.
- Il n'arrivera rien. ... je t'arrache les couilles pendant ton sommeil.
Adresi sana mesaj atarım, gelir sen bizimle buluşursun.
Je vais te texter l'adresse. Tu viendras nous rencontrer ici.
Şuan bunların hepsini kırıp atarım,...
Je les coupe tous, maintenant...
Ama bebeğim. - Sana mesaj atarım.
- Je t'enverrai un SMS.
Ben cirit atarım.
Je lançais le javelot.
Ne gibi? Karaoke gecesi de de Suratına bir yumruk atarım.
Si tu dis karaoké, je t'en mets une.
Bir ; Ağzının ortasına bir yumruk atarım, sen de polisi ararsın.
Je t'envoie un coup de poing et tu me dénonces à la police.
Saçmalamayı bırak yoksa boğazına bomba atarım.
- Ferme-la ou je te fais avaler une grenade.
Kalırsam hepinizi tehlikeye atarım.
Je vous mets tous en danger si je reste ici.
Adresi mesaj atarım.
Je t'envoie l'adresse.
Bu işte çok iyisin. - Ben mesaj atarım sana, üç beş dakikaya falan. - Tamam.
Je te textote dans... 5mn?
Çöpü senin için atarım Gracie.
Je sors votre poubelle.
Dil-atarı hazırla.
Prépare la "langapulte".
Ve belki hafif bir şaplak atarım.
Et peut-être, la tapoter?
Evlat, çeneni kapamazsan, seni şu köşede arabadan atarım.
Gamin, si tu ne te tais pas, je vais t'abandonner ici sur ce coin de route. qu'est-ce que tu en dis?
Listeyi mesaj atarım.
Je t'envoie les infos.
Çarşamba, adresi sana mesaj atarım.
Mercredi, je vais te texter l'adresse.
Normalde saat dokuz yönüne doğru dikiş atarım ama her şey ters olduğundan saat üç yönüne doğru dikiş atmalıyım.
Normalement je suture vers la gauche, mais puisqu on travaille à l'envers, je vais suturer vers la droite.
Resmi bulamadım. Bulduğumda e-posta atarım.
Je ne l'ai pas trouvà © e. Je vous l'enverrai par courriel.
Dame Judes bana sürekli mesaj atar.
Dame Judes m'envoie tout le temps des messages.
Eğer konuklarını memnun etmezsem... Bay Macratty beni sokağa atar...
M. Macratty il me jette à la rue si je ne satisfais pas ses invités.
"Jim, o zencilere iyi davranmanı istiyoruz." dese Jim Clark her ikisinin de ağzına birer tane çekip nezarethaneye atar.
"Jim, il faut que tu sois gentil avec ces nègres." Jim Clark les passerait à tabac et les mettrait en taule.
Giderken çöpü de atar mısın?
Peux-tu sortir les ordures en partant?
Ve yatırımımızın geleceğini tehlikeye atar.
Ça mettra en danger l'avenir de notre investissement.
Para gönderirsin çekmeceye atar. Çamaşır makinesi bozulur, para harcamaz. Çamaşırhaneye gider.
Elle garde l'argent que j'envoie, et si la machine casse, elle préfère aller à la laverie, raconter à tout le monde qu'elle est ma mère.
Hangi mal götünü silipte tuvalet kağıdını dışarı atar?
Qui s'essuie les fesses et jette le papier à côté?
Başka hangi sporda birisi her raundun her saniyesi hayatını risk e atar ki?
Dans quel autre sport, à chaque seconde, le sportif risque littéralement sa vie?
- Sana elemanımın bilgilerini mesaj atarım.
Je te texte son numéro.
İlk kasanı açacağın zaman kalbin öyle atar ki tıkırtıları duyamazsın.
Quand on s'attaque à son premier coffre, le bruit du c ur couvre les clics.
Benim için makineye bir tane daha turta atar mısın?
Hé, jette moi une autre tartine, tu veux?
O zaman beni de onunla birlikte nezarete atar mısınız?
Alors vous m'enfermeriez avec elle?
Bu tür bir gelir Rahibe Teresa'yı bile sikip atar.
Mère Teresa péterait les plombs devant tant de pognon.
Ona neden atar yapıyorsun?
Pourquoi tu lui prends la tête?
Bunu anlamayan her kimse bu gemiyi tehlikeye atar.
Ceux à qui ça ne plaît pas mettent ce navire en danger.
- Şimdi atarım sonra sıkıntı olmaz işte.
- Comme ça, ce sera fait.
Arabadan inmek için çığlık atar.
Elle te supplieras de la laisser sortir de cette voiture.
Hala bazı geceler çığlık atar.
Ca lui arrive encore, la nuit.
Helena sigara içmek için, gergin bir şekilde bacak bacak üstüne atar
Helena croise nerveusement les jambes, prend une cigarette.
Akşamları telefonda konuşurken de böyle volta atar.
Il fait toujours les cent pas, le soir.
Başkası atar mı bilmem ama ben atmayacağım.
Si t'y vas toi, moi je ne t'embarque pas. Tu l'embarques?
Canlı bir donörden nakil yapmak en çok donörü tehlikeye atar.
La plupart des risques lors d'une transplantation de foie sont du côté du donneur.
Askerler sahilde fink atar.
Les soldats vont attaquer la plage.