Bahar перевод на французский
2,868 параллельный перевод
Cooper bize bahar tatilinde Fort Lauderdale'deki macerasını... -... anlatıyordu da... - Evet.
Cooper nous parlait de ses vacances à Fort Lauderdale...
Bahar tatilinde, Cancun'da aniden evlenmişler.
Ils se sont enfuis ensemble. À Cancun, pour les vacances de printemps.
"Ona her bahar şarkılar söyleyeceğim ve vücudunu saran pantolonunu hayranlıkla seyredeceğim."
"Je chante pour lui chaque printemps " et je vénère les pantalons qui lui collent à la peau. "
Bahar, çiçekler, ağaçlar, otlar kuşlar ve hatta insanların her şeyin hayat kazandığı mevsimdir
Le printemps est une saison où la vie éclot. Les fleurs, les arbres, oiseaux et même les gens.
Hepinize harika bir bahar tatili dilerim!
Je vous souhaite de merveilleuses vacances de printemps.
İrlanda'da genç bir kızken pejmürde bir adam her bahar yanında bir horozla gelirdi.
Quand j'étais jeune, en Irlande, un homme dépenaillé venait chaque printemps avec un coq nain.
Bahar şenliğimizi bugün başlıyor.
Petit rappel, la fête de printemps a lieu dans la cour.
Bu üniversiteli leziz oğlanlar, bahar tatili eğlenceniz için sizlere mükemmel bir şekilde geliştirdikleri vücutlarını takdim ediyor.
Ces charmants jeunes hommes de fac nous offre leur corps parfaitement sculpté pour votre spring break!
2010 Bahar Tatili!
Spring break 2010!
Bahar tatilini suçla.
C'est le spring break.
Daytona Beach'teki bahar tatilini hatırlıyorum.
Ca me rappelle mon spring break... à Daytona Beach.
Gençken bahar tatilinin hayatının en güzel zamanlarından biri olması gerekir, en kötü değil.
Quand on est jeune, le spring break est censé... être le meilleur moment de ta vie, pas le pire.
Yani bahar tatili.
C'est le spring break.
Bahar tatilin iyi geçiyor mu Courtney?
Vous profitez de vos vacances, Courtney?
Bahar tatili bunun içindir değil mi?
C'est fait pour ça, non?
Her sonun ardından yeni bir başlangıç gelir. Kışın ardından bahar gelmesi gibi.
Pour chaque fin apporte un nouveau depart, aussi serement que le printemps succ de a l'hiver.
Bizim için tam bir bahar temizliği oluyor.
C'est devenu une habitude.
- Sizin gibiler için evet, çünkü bu sizin için bir nevi bahar temizliği.
C'est devenu une habitude pour vous.
Barış hayat, şenlik, baloların tekrar yapılması bir nevi bahar anlamına gelir. Benim için yeniden doğuş demek!
La paix, c'est la vie, les fêtes, une sorte de printemps, une renaissance.
Küçük şımarık velet... 17'sinde hamile kalacak 18'inde kürtaj olacak bahar tatilinde belki terli bir oğlanla tanışıp ölene kadar diş temizleyen biri olarak çalışacaksın.
Une gosse de riche minable qui sera enceinte à 17 ans, avortera à 18, qui rencontrera un gentil garçon à la fête du lycée travaillera comme hygiéniste dentaire jusqu'à sa mort.
İngiltere'de bahar temizliğine öyle deriz.
Ce que les Anglais appellent "nettoyage de printemps"!
Bahar tatili için aşağıda bir parti vardı. 30 kişi.
Il y a avait une fête en bas pour les vacances. 30 invités.
- Bu bahsettiğiniz bahar tatilinden önceki gece mi?
{ \ pos ( 192,240 ) } C'était la nuit avant les vacances?
"Bahar Çıkartması 1918" tasvirimi tamamlamak için ona ihtiyacım var.
Je dois compléter ma représentation de "l'Offensive du Printemps" de 1918.
Marshall da bahar tatilinde beni ziyarete geliyordu.
Et Marshall venait me voir pour les vacances.
Teddy'nin gelip örümcek ağlarını temizleyecek ve evine biraz bahar havası getirecek birisine ihtiyacıı var
Teddy a besoin de quelqu'un pour nettoyer les toiles d'araignées et lui redonner un petit coup de jeune.
Mesela bu delikanlı uzun kış uykusundan uyandığında ve karnını doyurmak için barınağından dışarı çıktığında bu işaretler baharın geldiğini gösterebilir.
Oui, certains signes sont clairs, comme ceux qui annoncent le printemps. Quand l'ado se réveille d'un long sommeil d'hiver et sort de son hibernation pour faire des provisions.
Baharın ilk Sosyal Yetenek gösterisine hoş geldiniz.
Tu n'auras plus à y aller.
Bahar da gelmek bilmiyor bir türlü
* Et le printemps a pris son temps avant d'arriver *
Ben Kaptan Jack ve bu da PV Pirate Radio, bahar tatili varış noktanız.
Je suis Captain Jack et vous êtes sur PV Radio Pirate, votre destination vacances.
Bu saatte bahar temizliği...
Au programme d'aujourd'hui...
Sonunda seni sevince hayatımın baharı geldi.
Le printemps a commencé quand je suis tombée amoureuse de toi.
İşte bu yüzden yeni şirket politikasını başlattım. - South Padre'de bahar şenliğinde sanıyorsunuz kendinizi, gerizekalılar. - Öyle mi?
C'est la raison pour ce nouveau règlement.
Geçen bahar, "Visualize" a gitmeye başlamış ertesi gün, bir üyenin arabasını ön camına doğru uçuyormuş.
L'an dernier, il a dénoncé Visualize et le lendemain il est passé à travers un pare-brise.
Ama onarılması gereken bir evim bana taşınmak istemeleri muhtemel çocuklarım ve sonsuza kadar süreceğini sandığım ama bahar sonu bitecek bir de işim var.
Mais j'avais une maison, les gosses qui pourraient vouloir y revenir, un boulot que je pensais éternel, mais qui maintenant n'était plus que jusqu'au printemps.
Sıcak bir bahar sabahıydı...
Par une chaude matinée de printemps...
Biraz bahar temizliği yapsam sakıncası olur mu?
Je peux faire un nettoyage de printemps?
Kelly Archer, Suzy Whitley'in erkek arkadaşına... Ben niye bahar tatilinde ailesinin teknesine binemiyor muşum?
Le copain de Suzy Whitley l'a trompée avec Kelly Archer et je ne suis pas censée passer les vacances sur son bateau?
biz Sloan'lara bahar erken gelir.
Les Sloan sont précoces.
Bahar arasında uçurumdan atlıyorum.
Je saute d'une falaise à Pâques.
Neredeyse bahar zamanı.
C'est presque le printemps.
- Ama bahar döneminde iyiydin değil mi?
- Mais ça a bien marché en juin? - Ouais.
"Çocuğun Felaket Uçuşu" innonihayetinde " bahar döneminde yayınlanacak.
Panique à bord sera innoventuellement diffusé.
Tek başına seyahat ediyorsun öyle bir çıkageliyorsun ki sanki 300 yıldır bahar tatilindeymişsin gibi.
Tu voyages seul, tu te pointes ici comme si t'étais en vacances depuis 300 ans.
O bahar, Royce diye bir kızla çıkıyordum.
Ce printemps-là, j'avais commencé à sortir avec Royce.
Bahar şarkısı için sizin yardımınıza ihtiyaç duyabiliriz.
Vous nous seriez utile pour le concert du printemps.
Gordon, bir dönüm noktası aradığımızı biliyorum, ama ben bahar sezonuna çok güveniyorum.
Je sais qu'il faut un revirement, mais attendons la ligne de printemps.
- Bahar aylarında yapılan şu senkronize yüzmeyi bilmiyorum.
La natation synchronisée est celui qui me vient à l'esprit. Mais vous devez avoir raison.
Ama sonra mucizevi bir şekilde... 2006 yılının bahar aylarında Los Angeles'a gittim.
Et puis, miraculeusement...
Bahar tatili beyler.
C'est le spring break.
Bahar tatilin kutlu olsun bebeğim!
Spring break!