Bağırmayın перевод на французский
216 параллельный перевод
Lütfen bağırmayın Kaptan. Bütün polisi buraya getireceksiniz.
Ne faites pas de scandale.
Tabii ki, o. Ama bağırmayın, sağır değilim.
Bien sûr, mais ce n'est pas la peine de crier.
- Evet, fakat bağırmayın öyle.
- Oui, mais ne parlez pas si fort.
Hücum diye bağırmayın!
Ne chargez pas!
Bağırmayın, hepiniz bineceksiniz.
Ne poussez pas. - On montera tous.
- Bağırmayın.
- Ne criez pas.
- Sam, Sam. - Bağırmayın bir şey olduğu yok.
Vous faites un scandale pour rien.
Tanrım, Bay Bryne! Bana bağırmayın!
Ne criez pas après moi.
Lütfen bağırmayın efendim.
Ne hurlez pas comme ça, mon ami.
Sadece postamı istiyorum. Bana bağırmayın efendim!
Inutile de me crier dessus, Sir Oliver.
- Bağırmayın, Bayan. Bağırmayın.
Ne criez pas, mademoiselle.
- Gel buraya, sen de hoşlanacaksın! Bağırmayın lütfen, bu gizli ve hassas bir mesele!
Inutile de crier, c'est une affaire délicate.
- Bağırmayın.
- Ne criez pas!
- Bağırmayın!
Venez avec moi!
- Bağırmayın!
- N'élevez pas le ton!
- Bağırmayın, salaklar!
- Mettez-la en sourdine, alors!
- Bağırmayın!
Silence!
Bağırmayın! Lütfen!
S'il vous plaît, ne criez pas!
Bağırmayın, çocuğu uyandıracaksınız.
Zut, doucement, tu vas réveiller l'enfant.
Bağırmayın.
Restez calme.
Bana bağırmayın, Bay Warrick!
Ne criez pas sur moi, M. Warrick!
- Bağırmayın böyle!
Ah, ne hurlez pas coome ça! Ah, Rabier!
- Bana bağırmayın bayan.
- Ne criez pas, madame.
Bağırmayın Yojimbo... efendim.
Ne crie pas, Yojimbo.
Lütfen bana bağırmayın.
Qui est-ce? Par pitié, ne criez pas.
- Lütfen bağırmayın.
- Ne criez pas.
Ama sakın bağırmayın.
Mais vous cessez de hurler!
Ve böyle de bağırmayın.
Alors, cessez de gueuler!
Lütfen bağırmayın.
Ne criez pas.
Eğer biri vurulursa, acele etmeyin ve bağırmayın.
Si quelqu'un est blessé, on serre les dents et on bouge plus.
Onlarla aynı anda bağırmayın.
Ne criez pas en même temps.
Öncelikle bana bağırmayın, bu benim hatam değil.
Pour commencer... Ne me crie pas dessus, ce n'est pas de ma faute.
Bağırmayın Glaude çünkü çok iyi olduğu için tehlikeli bulundu!
Ne criez pas, Le Glaude! C'est justement parce qu'elle est bonne, qu'elle est dangereuse!
Ay, bağırmayın.Bir kadının bağırmasından nefret ederim...
Je déteste voir pleurer une femme... Hey!
Bağırmayın!
Recherche et meurtre sont incompatibles!
Kesin bağırmayı. Nerede olduğunuzun farkında mısınız?
Savez-vous où vous êtes?
- Böyle bağırmayın...
- Ne criez pas, s'il vous plaît.
Hey, bırakın artık şu pencerelerden bağırıp çağırmayı.
Et cessez de crier par les fenetres. C'est vulgaire.
- İtalyan domuzlar gibi bağırmayı kessin. - Haklısınız.
Ils crient, ces ltaliens!
Bağırmayın!
Ne pousse pas, Alfie, t'en auras.
Beni bağırttırmayın!
Ne me faites pas crier!
- Bağırmayın.
Ne criez pas.
Bağırmayı kes, evdeki herkesi uyandıracaksın.
Ne criez pas! Vous voulez réveiller les voisins?
Bağırmayın ya da...
Ne criez pas.
Söyle de bağırmayı kessinler çünkü bir işe yaramaz.
Empêchez-les de crier, ça n'avance à rien!
Bağırmayı bırakın ve ateş edin.
Arrêtez de crier et tirez!
İnsanlara bağırmayı sevmem. Sinirlerim bozulur.
Je n'aime pas crier, ça me rend nerveuse.
Lütfen bağırmayın.
Je vous en prie, ne criez pas, Rav Tevye.
Bana bağırmayın.
Ne criez pas.
Çok fazla bağırmayın, efendim.
Soyez discret, Sire.
Lütfen, lütfen bağırmayın.
Ne criez pas, je vous en prie. N'ayez pas peur.