Besbelli перевод на французский
733 параллельный перевод
Besbelli birileri yakın, profesyonel ilişkimizi kıskanmış.
Apparemment, quelqu'un est jaloux de notre merveilleuse relation professionnelle.
Bu besbelli ki portakal ağacı fidanı.
Ceci est de toute évidence un jeune oranger.
Besbelli ki sizin için Madame Rochelle'in sevgisinikaybetmek önemli değil..
Vous n'aimez pas Madame Rochelle.
Kızla keçi birlikte hareket etmişler, besbelli.
C'est clair qu'iIs étaient complices.
Besbelli ki alem yapmış.
Il s'est de toute évidence soûlé.
Besbelli.
Évidemment.
Kaçış kompleksi besbelli.
- Syndrome de l'évadé.
Sevmediği besbelli.
- Elle ne l'aime pas, ça se voit.
Birbirimizi görmeye devam etmemizin karısına haksızlık olacağını söyledi ; çünkü... Besbelli ki bu tür şeyleri fazla ciddiye alan bir kızım.
Il a dit qu'il serait malhonnête vis-à-vis de sa femme de continuer à se voir, car D'après lui, je suis le genre de fille qui prend ce genre d'histoire trop à cœur.
Katedralin yapılması gerektiği için mi? Besbelli.
- parce qu'il faut bâtir la cathédrale?
Annesinin özlemi gözlerini doldurmuş besbelli.
Qui essuie ses larmes. Sa mère lui manque.
Kim kıydı? Odasında yatanlar, besbelli.
- Les gens de sa chambre, à ce qu'il semble.
Ve bu aptal hizmetçi de besbelli ki ona aşık ve Tanrı bilir onun hakkında neler düşünüyor!
Quant à cette vieille fille, il est clair qu'elle l'aime et s'est imaginé Dieu sait quoi.
Hasta sandım. Besbelli, zavallı kadın sizi anlamamış.
Apparemment, elle ne pouvait vous comprendre.
- Besbelli.
- Vraiment?
Besbelli.
Vraiment?
Besbelli öyle Pepe, ama onlara ulaşamadık.
Très certainement, Pepe, mais on ne peut pas les atteindre.
Bir kişi daha gördük... ama besbelli ölmüştü.
On a vu un autre homme mais je suis certain qu'il était mort.
Besbelli içinde başkaları da vardı.
Il devait y avoir d'autres hommes à bord, aussi.
Hoş biri besbelli.
Je suis sûre qu'il a le c ur sur la main.
Besbelli gözlüğe ihtiyacın var.
Vous avez besoin de lunettes, à mon avis.
Kabadayı oldukları besbelli.
Ils ont la tête de l'emploi.
Besbelli değişmişsin.
Tu as bien changé.
Besbelli, Doktor Sherlock Holmesçuluk oynamayı seviyor.
Il aime jouer à Sherlock Holmes.
- Evet, grev işte. Besbelli.
- Il faut faire la grève.
- Bir çamur parçası yakınlarda gelen bir ziyaretçiden besbelli...
- De la boue. Il a eu un visiteur tout récemment.
Bununla çok eğleneceğim besbelli.
Je crois que je vais bien m'amuser avec ça.
Anlıyorum, o zaman, şu besbelli Bayan Purdy, bu delikanlıdaki seni etkileyen şey neyse çok iyi gizlemiş olmalı.
Je vois. De toute évidence, Mlle Purdy, ce que vous voyez dans ce jeune homme doit être profondément caché.
Benimle evlenmeye neden bu kadar heveslisin? Oysa benim sana ve bana sağlayabileceğin adına çıkar dedikleri her şeye karşı kayıtsız olduğum besbelli.
Pourquoi vouloir m'épouser, alors que vous m'êtes indifférent avec tous les avantages que vous offrez?
Besbelli, etrafı iyi kolaçan etmişsin.
De toute évidence, vous avez une bonne vue sur les environs.
Bu besbelli.
Je le sais.
Ve Elsa, besbelli ki kızgın olmanın onun için neredeyse imkansız olması durumundan hoşnuttu.
Et elle semblait tant s'amuser qu'on avait peine à se mettre en colère.
Ortada besbelli bir ihmalkarlık var.
C'est un cas de négligence sans appel.
Doda yazıyor, besbelli.
C'est Doda, voyons!
Besbelli sarhoş!
Tu vois bien qu'il est ivre.
Şimdi bu... çocuklar besbelli ki uzman bakımına muhtaçlar sence öyle değil mi?
Ces enfants requièrent manifestement des soins professionnels, vous ne croyez pas?
- Walter Brown'u onun öldürdüğü besbelli.
Il a tué Walter Brown, c'est évident!
Besbelli ki niyeti mutluluğumu bozmaktı.
Il voulait ruiner mon bonheur.
Besbelli ki Beaumont yardım etmiş.
Beaumont l'a aidé. C'est évident.
- Besbelli.
- Evidemment.
- Besbelli ki tribbleler çok kavrayışlılar.
- Les Tribules sont très perceptifs. - A l'évidence.
Öyle çok basit olmadığı da besbelli.
- Un simple humanoïde. De toute évidence, pas si simple que ça.
Bayan Eaton, bana güvenmediğiniz besbelli. Arkadaşlarınızın size söylediklerinden sonra hiç şaşırmadım.
Il est clair que vous vous méfiez de moi, et après ce qu'ont dit vos amis cela ne me surprend guère.
- Besbelli.!
Evidemment que si.
- Ve, o nu öldürmek istemiş... - - Besbelli... -
Et qu'il voulait le tuer pour de bon.
Bir hastayla özel olarak ilgilendiğin besbelli bana göre.
Il est évident que tu recevais une malade.
- Besbelli.
Évidemment.
Besbelli, bu kız alelade biri değildi.
Ce n'était pas une touriste.
- Besbelli.
- Vous préférez attendre?
Macbeth geliyor besbelli! Selam sana Macbeth!
Salut, Macbeth!
- Besbelli öyle, ben getiririm makbuzları.
Je m'occuperai moi-même des factures.