Best перевод на французский
855 параллельный перевод
Ödül olarak Almanların çok satan kitaplarından birinin sahibi olurlar.
En récompense, ils reçoivent un exemplaire du best-seller en Allemagne.
# Canlı olmanın dışında
And here is the best part
Bu da Komiser Best.
Sergent Best.
Evet Best.
Oui Best.
Little Arnie, Seymour's Darling ve Best Seller arkalarında.
Little Arnie suit. Seymour's Darling et Best Seller.
Seymour's Darling ve Best Seller da takipte.
Seymour's Darling et Best Seller.
Yayımcım kitabımın en çok satanlardan biri olabileceğini düşünüyor.
Mon éditeur pense que mon livre sera un best-seller.
Çok satan bir kitaptaki her şey var ha, peder?
Tous les ingrédients d'un best-seller.
Kitaplarınız en çok satanlar listesinde olduğu sürece buna gücünüz yeter.
Votre livre étant un best-seller, vous pouvez vous le permettre.
Haydi, bayanlar, bunu görmek istemezsiniz.
Best watched using Open Subtitles MKV Player
Bu akşamki programda konuğumuz Monsenyör Edward Gay Somerset Teoloji Fakültesi'nde misafir piskoposluk görevlisi ve inanç hakkında pek çok kitabın yazarı. Bunlardan sonuncusu ise en çok satan Tanrım.
Ce soir, nous recevons Monseigneur Edward Gay, émissaire pastoral invité du Collège de Théologie de Somerset et auteur de nombreux ouvrages sur la croyance, le plus récent étant le best-seller, Mon Dieu.
Northampton'da Georgie Best'in altı golünü de attığını gördün mü?
As-tu vu le meilleur match de la Georgie ces six buts à Northampton?
Bir ay önce o kitabın sinema haklarını satın aldı.
Le mois dernier, il a acheté les droits d'un livre. Un best-seller.
Ve en çok okunan oldu.
et un best-seller.
Beş en iyi satanların yazarını kaybetmek ister misin?
Qui voudrait perdre l'auteur de cinq best-sellers?
Onu bulduğumda Pasadena News'a ölüm ilanları yazıyordu, ve ben tek başıma onu en iyi satan bir yazar yaptım.
Il était à la rubrique nécrologique du Pasadena News quand je l'ai trouvé et c'est moi qui en ai fait un best-seller.
Allen onu yüzüstü bırakmak üzereydi, birlikte en çok satan bir kitabı götürmüştü.
Alan allait le quitter avec un best-seller en poche.
Günümüzün çok satan romanı, yılın televizyon olayı.
L'actuel n ° 1 des best-sellers... est l'événement télévisuel de l'année.
Henüz kurgulamadığımız müthiş kitabımızla..
"Le best-seller de l'année si j'arrive à m'en sortir."
- The Best of Playboy kitap değil.
– Playboy n'est pas un compte-rendu.
Eccentrica Gallumbits tarafından, büyük patlamadan beri en iyi patlama olarak tanımlanan ve yakın zamanda evrendeki en kötü giyinen bilinçli kimse seçilen Beeblebrox, yedinci defadır kaçıyor...
"le Best-Baiseur depuis le Big-Bang", récemment élu l'être le plus mal fagoté de Tout l'Univers Connu pour la septième fois consécutive...
Kitabın 12 haftadır, en çok satanlar listesinde.
Ténèbres est un best seller depuis 12 semaines.
- Tüm bu detektiflik işleri sıkıcıdır bu sıkıcılıktan sıyrılıp, keyfini çıkartırsan o zaman en çok satan yazarlardan oluverirsin.
C'est toujours barbant. Mais si tu enlèves..... les parties ennuyeuses si tu écris le reste..... c'est un best seller!
Peki ya "Best Of Jerry" albümümü sana vermeme ne dersin?
Et la fois où je t'ai filé mon dernier album, Les plus grand succès de Jerry?
"The Best of Rupert Pupkin."
Place au meilleur de Rupert Pupkin.
En iyisini biliriz biz.
parce qu'on est le "best".
Mike Best'i halletmenin bir tek yolu var...
T'es cinglé. Avec Madden au cul, tu peux serrer les fesses.
Yangın musluğu olduğunu düşün ve üzerine işe. - Onu dinle.
Y a qu'une façon de te venger de Best.
Kitabım en çok satanlar listesine girdi.
Mon livre est devenu un best-seller instantané.
Sen futbol takımının kilit oyuncususun ve yanlız bir adamsın.
"Best-seller" le quarterback d'une équipe de football peut être un homme seul.
Komik şeyleri yazararak çok satanlar listesine girmesi ve bir adamın hayatını değiştirmesi komik.
C'est drôle comme être en tête de la liste des best-sellers... peut changer la vie d'un homme.
Ona olta atarım, banka kasasından para çalarken yakalatırım kahraman olur, seks skandalı yaratır, rezil olarak emekli olurum çok satacak bir kitap yazar, kendi TV programımı sunarım.
On baise, je lui prends son job quand il se fait piquer à voler... célébrité, scandale sexuel, disgrâce... j'écris un best-seller et j'ai ma propre émission de télé.
- Ve sonra ellerine bir en çok satan aldın.
- Alors vous avez un best-seller.
Bu yüzden kitabı en çok satan yazar sizsiniz sanırım.
On ne dirait pas. Vous avez écrit un best-seller.
Ama hiç yazı bilmeyen bir tip hücresinde oturuyor ve çok satan bir kitap yazıyor.
et qu'il y a un type dans sa cellule, nul en orthographe, qui écrit un best-seller.
En iyisini babalar bilir'deki Robert Young mı yoksa Dr. Welby'deki Robert Young mı?
Le Robert Young de Father Knows Best, ou Robert Young, le Dr Welby?
Kitabın çok satıyor, kazancın arttı.
Ton livre est un best-seller. Ton revenu grimpe.
Saplantılı davranış rehberi Driven'ın yazarının tüm servetini dolandırıcılara kaptırdığını mı?
Que l'auteur du best-seller Hantise, Guide du comportement obsessif... a filé sa fortune à un arnaqueur?
Sahip olduğun tüm güzel şeylerden vaz mı geçeceksin?
Renoncer à ton confort? Tu perdras ton best-seller, ce cabinet de médecin.
Şuanda kitabı en çok satanlar listesinin başında yer alıyor. "Kitabının adı yanan ateş"
Mesdames et messieurs, l'auteur du best-seller "Un feu brûlant".
- En çok satanlar listesi mi?
- Auteur du best-seller?
Margaret Donner en çok satan kitaplar listesinde ilk sırada yer alan "yanan ateş" adlı kitabın yazarıydı.
Elle est l'auteur célèbre du best-seller "Un feu brûlant".
Ayın yazarı ve altı haftalık en çok satan kitaplar listesine girmem an meselesi...
Je suis sur la liste des best-sellers, le livre du mois.
Yodelin Andy'nin en iyileri.
Best of Yodelin'Andy.
Gelecek sömestr kitabım en çok satanlar listesinde olacak ve biz de istediğimiz kadar kaliteli viski içebileceğiz.
Le prochain semestre, j'écris un best-seller et on se cuite au Dewars.
Erkeksi Oscar. Kesinlikle... iri, sakallı, mala vuran, sevişken Oscar, bayanların korkulu rüyası. 114 gayri meşru çocuk sahibi, dünya ağırsiklet boks şampiyonu, ve en çok satan kitap yazarı,
Tout juste... ce colosse barbu, ce tringleur paf-au-vent, terreur des dames, père de 1 14 bâtards, champion du monde poids lourd et auteur du best-seller Moi j'aime les Gonzesses...
Mary Fisher, güzel, zengin ve zayıf. Ve aşka dair en güzel kitapların yazarı.
Mary Fisher est jolie, riche... et mince... et écrit des best-sellers sur l'amour.
# Dar görüşlü olmayı
" And here is the best part
Ne okuduğunu kastettim.
Quelque Shose de banale, frivole et déSadente, the best of everything,
Ben okudum.
- C'est un best-seller, je l'ai lu.
Yine de bu görüşler, bu konuyu
Mais cela n'empêcha pas Oolon Colluphid de se faire une petite fortune quand il utilisa ce thème dans son dernier best seller