Beyin перевод на французский
9,422 параллельный перевод
Beyin dalgaları normalden farklı seyrediyor.
L'activité cérébrale est hors norme.
Uyandırabilir ama beyin dalgaları zaten yüksek bu, işleri daha kötü bir hale de getirebilir.
Ça pourrait mais avec son activité cérébrale déjà élevée, ça pourrait empirer les choses.
Ve beyin olmadan, vücut ölür.
Et sans le cerveau, le corps meurt.
Sonuçta beyin zarı senin.
C'est votre cortex cérébral.
Beyin fırtınası yaparak mı buldun yoksa tek başına mı düşündün?
vous en avez parlé ou tu l'as décidé seul?
Sonuçlara göre beyin fonksiyonların normal.
Vos résultats montrent que votre cerveau fonctionne normalement.
Böylece sana vereceğimiz ikinci beyin kusursuz olacak.
donc le prochain cerveau que nous vous donnons est sans imperfection
Beyin kan akım hızı normal fakat bilinci kapalı.
Son flux sanguin cérébral est normal, mais il ne répond plus.
Beyin faaliyeti minimumda.
L'activité cérébrale est minimale.
Beyin takımımda olmaya ne dersin?
Que diriez-vous de venir travailler dans mon groupe de réflexion?
Çubukta beyin.
Sucettes de cervelle.
Çubukta beyin alın.
Prenez une sucette de cervelle.
Beyin?
Cervelles?
Evet belki şimdilik ama o çarpışmada ciddi bir beyin travması geçirirsen... - Bu arada bedenleriniz burada kaza mankenleri gibi çarpışacak. - Sertleşme!
Et bien, peut être pas maintenant, mais disons que tu reçois une sévère blessure à la tête suite à l'impact.
- Muhtemelen beyin sarsıntısı...
Pas un geste!
Şu şey bir beyin parçası.
Un bout de cerveau.
Ön DNA testi kanın ve beyin maddesinin Steven Holowitz'e ait olduğunu doğruladı.
L'ADN confirme que le sang et le cerveau appartenaient à Steven Horowitz.
BİR HAFTA SONRA Beyin içine yuva yapan tombul yanaklı bebek tümörümüzün belli alışkanlıkları vardır.
Donc, notre bébé tumeur aux grosses joues qui a fait son nid dans ce cerveau, a ses petites habitudes.
Şu anda bebek tümörümüz dokuları ağ gibi sarmış durumda. Çok saldırgan. Neredeyse beyin yapısının tamamına dokunduğunu söyleyebiliriz.
Désormais, notre bébé tumeur est tellement répandue, invasive, qu'elle touche quasiment toutes les zones de son cerveau.
Tümörü, etrafını sardığı beyin dokularını yok etmeden nasıl çıkarırsınız?
Comment le retirez-vous sans endommager le cerveau?
Beyin fonksiyonların durmuş halde uyanmayacaksın.
Vous n'allez pas mourir. - ce qu'elle fait.
- Aynı beyni paylaşıyoruz gibi. - O beyin şu an kimde?
Je peux déjà entendre le "Hmmm" condescendant d'Andrew.
Bana tek etkisi bir beyin tümörü oldu anne.
La seule chose qui commence c'est la pousse d'une tumeur cérébrale.
Jackson Meydanı'nda beyin materyali çıkarabilmek için iki saat uğraştım.
Nous avons passé deux heures à ramasser de la la matière cérébrale sur Jackson
Beyin hasarı olan yüzlerce sporcuyu tedavi ettim.
J'ai traité des centaines de lésions cérébrales.
Dokuz sentlik deodorantın,... beyin lezyonu yaratacağını biliyordum.
Je savais que ce déo à 99 centimes allait me faire perdre la boule.
Markanın üstünde bir beyin resmi ve iyi değil yazısı vardı.
L'étiquette avait une photo d'un cerveau avec "No Bueno" écrit dessus.
Kalp ritmi 133, beyin sıcaklığı 102.2.
Rythme cardiaque à 133, température cérébrale à 102,2.
Muayene yapmadan Brandi'de travma sonrası stres bozukluğu ya da travmatik bir beyin sıkıntısı ya da ikisinin birden olduğunu bilemezdim.
Sans examen, je ne savais pas si Brandi souffrait de TSPT ou d'un traumatisme crânien, ou des deux.
Dr. Shepherd'ın beyin tümörü ameliyatı için o kadar vakit harcadım ki diğer uzmanlık alanlarında geri kaldım.
J'étais tellement avec le Dr Shepherd sur cette tumeur que je suis à la traîne sur tout le reste.
Sadece baş ağrısını beyin tümörü sanan nevrotik bayanlardan biri.
Désolée. C'est juste une dame névrotique qui pensait que sa migraine était une tumeur du cerveau.
Beyin dokusu kendi kendini onaramıyor.
Les tissus du cerveau ne se reparent pas tout seuls.
Ben "içerisi" derken beyin kıvrımlarında evini elektrikli süpürgeyle süpürmek mi dolandı?
Quand j'ai dit "à l'intérieur", votre cerveau a pensé à quelque chose à l'intérieur de votre maison comme passer l'aspirateur?
Beyin, beyin, omurilik.
Le cerveau, le cervelet, la moelle épinière.
Artık Vernon'a, Ricky'e Gee'ye ve bilemiyorum, beyin hasarına falan takmayı bırakabilirsin.
Tu peux arrêter cette obsession avec Vernon et Ricky et risquer d'en tirer des dommages cérébraux.
Beyin!
Moi aussi.
Bay Figgis, yardımcı olabilir miyim? Evet. Bir kısaltma ışını olmadan normal bir beyin ameliyatı yapamıyor olmanızın bir nedeni var mı?
- Vous avez une raison de ne pas faire une opération du cerveau classique sans rayon rapetisseur?
Bu tatlı çocuğun kafasının içinde çok iyi bir beyin var.
Ce gamin a un bon cerveau coincé dans sa mignonne petite tête.
Tarçının içinde beyin işlevlerini artıran antioksidanlar var.
C'est un antioxydant et sa améliore les fonctions cérébral.
40 var gibisin. Bu da demek oluyor ki karnındaki her ne ise % 100 beyin hasarlı.
donc le machin là-dedans est complètement débile.
Beyin sıcaklığı normal ama kalbi hızlanıyor.
La température cérébrale est normale, son cœur bat vite.
- Beyin sıcaklığı 104.
- Température cérébrale de 104.
- Beyin faaliyeti normal dışı. - Neden ki?
Son activité cérébrale est éteinte.
Adli tabip beyin kanamasından olduğunu söyledi.
Le médecin légiste a dit que c'était un anévrisme.
Bundan sonra beyin oyununda ben de varım.
Je vais donc participer au jeu cérébral.
Henüz doktor olmadım ama beyin sarsıntısı falan geçiriyorsun gibi.
je ne suis pas encore docteur, mais on dirait que tu as un genre d'attaque.
Burası sana beyin gibi geliyor mu?
Ça ressemble à un cerveau pour vous?
Modern norolojinin araçlarından, fonksiyonal beyin görüntüleme ve EEG,
Les outils de la neuroscience moderne, l'imagerie cérébrale fonctionnelle et l'EGG confirment ce que dit Freud :
Alınmayın, Dr. Pierce, ama Beyin konusunda bir uzmansınız, teröristler hakkında değil.
Sans vouloir vous offenser, Dr Pierce, vous êtes un expert du cerveau, pas du terrorisme.
Alınmayın, Ajan Krueger, ama siz teroris uzmanısınız, beyin uzmanı değil.
Sans vouloir vous offenser, vous êtes un expert en terrorisme, pas du cerveau.
Beyin hasarı.
Lésion cérébrale.