Birdenbire перевод на французский
2,362 параллельный перевод
Evet. Shirley birdenbire ortaya çıktı ve sonra sürekli oradaydı, her zaman.
Elle est juste apparue, et après elle était là tout le temps.
Öyle olmayan, yani tamamen normal görünen bir kişi sonra bir gün birdenbire bir psikopat hâline geliyor.
Une personne comme ça ne peut pas être tout à fait normale et puis un jour, elle deviennent folles, tu sais?
Sonra o adam yine birdenbire ortaya çıktı.
Et cet homme est encore apparu de nulle part.
- Sana göre Andrew birdenbire mi bu ültimatom fikriyle, çıkıp geldi?
- Pensez-vous qu'Andrew ait tout d'un coup, comme vous l'avez dit, décidé de vous poser un ultimatum?
Acinin birdenbire kesildigi ana kadar zorladim.
Je l'ai surmontée jusqu'à ce qu'elle disparaisse... d'un coup.
- birdenbire bir yetişkin oldu.
- tout à coup, c'est une adulte.
- Bu birdenbire mi oldu?
- C'est arrivé par hasard?
Birdenbire annenin kendisini nasıl hissettiğini anladım.
Je comprends soudainement ce que votre mère doit ressentir.
Şu herifle. Birdenbire ortaya çıktı.
Il est apparu de nulle part.
Birdenbire grip olmuş öyle mi?
Il se levait juste.
Birdenbire oldu.
J'ai peut-être craqué.
Birdenbire komutanımız yanıt vermeyi kesti. İrtibat kesilmişti.
Soudain, on a réalisé que l'officier ne réagissait pas, on avait perdu le contact.
Ve ona doğru koştum, bir koridordaymışcasına, sonra daha fazla ve daha da fazla aydınlandı sonra birdenbire şu kapılar vardı şu büyük sedefli kapı ve şu yaşlı moruk vardı ve bana çok yaramaz bir çocuktun dedi.
Je courais vers le fond du couloir, elle brillait de plus en plus Tout à coup j'ai vu ces portes... Enormes et nacrées, et un vieil aigri m'a dit : "Tu as été un vilain garçon".
Arama iznine ihtiyacım mı? Birdenbire?
Tout à coup, j'ai besoin d'un mandat?
- Hem de birdenbire, bu arada.
- Tout à coup, d'ailleurs. - Souvent... transparente...
Caddeler Buğday biti kaynıyor, birdenbire ortaya çıktılar.
Les rues sont remplies de Weevils, ils sont sortis de nulle part.
Birdenbire ne kadar ölmek istediğimi farkettim.
Et là, j'ai compris comment je voulais mourir.
Hayır, bir tırtıl dövmesi yaptırmanın hoş olacağını düşünmüştüm. Ve sonra birkaç hafta geçince birdenbire...
Non, j'ai juste pensé que ça serait cool d'avoir une chenille en tatouage, et puis quelques semaines ont passé, et soudain...
Daha sonra, dizüstü bilgisayarım birdenbire kendiliğinden açıldı.
Et, tout à coup, l'ordinateur s'est allumé tout seul.
Her neyse. Sonra birdenbire çalıştı. Boyutlar çökmeye başladı.
Tout à coup, ça s'est mis à marcher et les dimensions ont commencé à s'effondrer.
Birdenbire neden kendimizi botanik bahçelerinde bulduk?
Pourquoi est-on soudain au Paradis?
Birdenbire oldu.
C'était pas... C'est arrivé comme ça.
Birdenbire, bir kadın belirdi.
Et soudain, cette femme surgit de nulle part.
Birdenbire patladı sanki!
On dirait que ça vient d'exploser.
Birdenbire onun hayatına girip kendi ahlak anlayışını benimsetemezsin.
Tu peux pas entrer dans sa vie et lui imposer ta propre moralité.
Michael, Sarah'ın oksijen alışı ve kalp hızı birdenbire arttı.
Michael, Le rythme cardiaque de Sarah Et sa respiration viennent soudainement d'augmenter
"Birdenbire biri ışığı açtı."
et soudain elle s'allume.
Birdenbire buralarda popüler olması bu şekilde açıklanabilir.
Ça explique pourquoi elle est toujours ici.
Zamanda sıçrama gibi bir şey. Oğlu, kadın ve araba birdenbire yok olmuş.
Comme un bond dans le temps et son fils, la femme et la voiture ont disparu.
Birdenbire benle ilgilenmeye başladın.
Tout à coup, je t'intéresse.
Diğer Daedalus gibi uzayımızda birdenbire belirmedi.
Il n'a pas sauté dans notre réalité comme l'autre Daedalus l'a fait.
Sonraları bu gelenek, Kuzey Avrupalılar tarafından içselleştirildi ve birdenbire sözde Noel ağacına dönüştü.
Plus tard, les Scandinaves se sont approprié cette coutume qui a fini par devenir le fameux sapin de Noël.
Sindirim sorunu çektiğimi belirtmem gerek eğer birdenbire izin istersem, paniğe kapılma.
Tiens, je remarque que j'ai des troubles digestifs, donc si je m'excuse abruptement, n'en sois pas alarmée.
Kâr oranları birdenbire yükselmiş.
Leurs profits ont explosé.
Sorun şu ki, Jillian denen kişiyi önceden hiç duymamıştım ama birdenbire en samimi arkadaşın oldu sanki.
Je n'avais jamais entendu parler de cette Jillian, et la voilà soudain ta meilleure amie.
Birdenbire neden hayatıma geri girdiğin netlik kazandı.
J'ai soudainement compris pourquoi tu étais revenu dans ma vie.
Neden birdenbire çıkageldi?
Pourquoi réapparaît-il maintenant?
Çok heyecan verici. Reklamlar, ve dağıtıcılarla olan toplantılardan sonra, birdenbire, Harvest bağlarından bir çiftçiyle telefondasın.
C'est tellement excitant, tu sais, tu passes de... la publicité aux réunions avec les distributeurs, et puis tout d'un coup, tu es au téléphone avec un viticulteur à propos des vendanges.
Veya her zaman yanınızda olan adamın nasıl birdenbire alıp götürüldüğünü.
Pourquoi celui qui a toujours été là pour lui... disparaît soudainement.
Birdenbire iflası önlemek için mi yapıldı?
On était nus. Nus à Central Park?
Birdenbire oldu, ahbap!
Tout va si vite!
Bak, bunlardan bir sürü bir araya getiriyorsun, onları kendin için yarıştırıyorsun ve birdenbire ruh ikizini buluyorsun.
Écoute, tu prends une pelleté de ces femmes, tu les fait s'affronter pour savoir laquelle sortira avec toi... tu as une âme sœur.
- Birdenbire mi?
- Juste comme ça?
Kıvama getirmiştim ki, birdenbire kapattı. Oh.
Je l'avais bien accrochée, et puis soudain, elle m'a raccroché au nez.
Ya birdenbire, yapamaz olursam?
Et si tout un coup, je pouvais plus.
Benim gibi birdenbire buraya gelen başkaları da oldu mu?
Il y a déjà eu quelqu'un comme moi, par ici?
Ve oradaki kutuya bir adım attı ve birdenbire büyük bir ışık çıktı.
Et il est entré dans cette boite là et soudainement, il y a eu un gros flash de lumière.
Ve sen birdenbire onunla konuşmaya başladın.
Et tu t'es mise à lui parler.
Sonra birdenbire.
Et puis soudainement...
Birdenbire kapımda belirmesini istemedim.
Je ne voulais pas qu'il débarque chez moi.
Chase'in izini sürmeye çalıştık, ama birdenbire- -
- Disparu? - Oui.