Bitecek перевод на французский
3,236 параллельный перевод
Üç kötü gün geçirdikten sonra bitecek.
Trois mauvais jours, puis c'est fini.
Millet, 90 saniye sonra bitecek.
Très bien, les gars. Tout ceci sera fini dans 90 secondes.
Artık bu husumet bitecek!
Cette animosité doit cesser.
Merkeze fırlatacak, birinci base'den geçecek, oyun ikinci base'de bitecek.
Le jeu se termine double jeu
İki dakikacık. Sonra işin bitecek.
et ce sera fini.
Bu iş nasıl bitecek biliyor musun?
Vous voulez savoir comment ça se termine?
Sonra bitecek mi?
Et j'aurai terminé?
Beni öldürünce her şey bitecek mi sanıyorsunuz?
Tu penses que si tu me tues, ce sera fini?
Bu yaptırımlar ortaya çıkardı ki ülkenin petrol rezervleri bir kaç hafta içinde bitecek.
Les critiques des sanctions ont indiqué que le pays sera à court de pétrole dans quelques semaines.
Karın zaten ölü. Ve bu iş burda bitecek.
Ta femme est déjà morte.
Yakında bitecek.
Ce sera bientôt fini.
- Yani, ismi alıncaya kadar... bu gösteri bitecek, çocuklar.
Donc, le show est terminé... Jusqu'à ce que j'ai un nom, les gars.
Sanırım turne birkaç haftaya bitecek.
Je pense qu'ils auront fini dans quelques semaines.
Tanrıya şükür, kısa zaman içinde bitecek. Bende, Benim olması gereken hayatı Madison'ın yaşamasını izleyeceğim.
Merci mon Dieu ça va bientôt être fini, et je ne vais pas devoir regarder Madison vivre la vie qui aurait pu être la mienne.
Yakında her şey bitecek. Kızma. " Siktir.
Oh, merde.
Bak, benden nefret ediyorsun biliyorum. Ancak ilişkimiz burada bitecek değil.
Ecoute, je sais que tu me déteste, mais... ce n'est pas la fin de notre histoire.
ve yarın, tüm bunlar bitecek?
Et demain, tout ça sera terminé.
Ve bu durum yakında bitecek.
ce sera bientôt fini
Ve bunların hepsi çok kısa bir süre sonra gerçekten bitecek. Şimdi geldiğim yere dönmek zorundayım.
Et tout ça sera bientôt terminé, et nous nous retrouverons comme avant.
Yarın sabahki kahvaltıda bitecek olan türden.
Le type qui dure jusqu'à demain matin juste avant le petit-déjeuner?
Ya kuşatma bitecek, ya da sen biteceksin!
Ce siège prend fin maintenant, ou c'est toi.
Bu bitecek.
C'est fini.
Bir dakika içinde bitecek.
Ça va être fini dans une minute.
- Yakında bitecek.
Ce sera fini bientôt.
Bak, her şey salıya kadar bitecek demiyorum.
Écoutez, je ne dis pas que cela se fera du jour au lendemain.
- Benim seçeceğin şekilde bitecek, senin değil!
Ça se termine à ma manière, pas à la tienne.
Sizce bu iş nasıl bitecek?
Comment pensez-vous que ça va finir?
Benzininiz bitecek.
Vous tomberez en rade.
Yarından sonra ikisiyle de işim bitecek.
Après demain, je serai avec les deux.
Bitirmek istiyordum ama şarkının sonu hüzünlü bitecek gibiydi.
Je voulais la finir, mais je sentais toujours que la fin serait triste.
Çabucak bitecek.
Chut. Je serai court.
Peki ne zaman bitecek?
Et ça finit quand?
Hepimizin sonu silinmeyle bitecek.
Chacun de nous va pour finir effacé.
Bu iş burada bitecek yoksa seni ortalıktan kaldırırım.
Parce que je te le dis, tout ça prend fin maintenant, ou c'est toi qui va disparaître.
Belki bunun sonu hüsranla bitecek.
Tout ca finira peut être dans les larmes.
Durum ne olursa olsun tüm bunlar kötü bitecek.
Quoi qu'il en soit, d'une façon ou d'une autre, tout ça, va mal se finir.
Hepsi bitecek.
Tout ça va finir.
Mermi bitmediği sürece, ki o oda birazdan bitecek.
Pas avant que je sois à court de munitions, c'est-à-dire dans une minute. Comment ça avance, Sam?
Bu şey ne zaman bitecek?
Quand est-ce que tout ça se terminera?
Bu gün nasıl bitecek bilmiyorum.
Je ne sais pas comment je pourrais passer au travers de cette journée seule
En mutlu anımda merak ediyorum, "Bu mutluluk ne zaman bitecek?"
Plus nous sommes heureux, plus j'ai peur que ce bonheur s'arrête à n'importe quel moment.
Vardiyan ne zaman bitecek?
À quelle heure finis-tu?
10 dakika sonra çekildiğini söyleyecek ve her şey bitecek.
Dix minutes, elle fait l'annonce et c'est fini.
Seyahati kontrol etmeye başladığında, korku bitecek.
Quand tu contrôleras le voyage, la peur s'arrêtera.
Gabriela yaptığın bu çakma sosyal sorumluluk derhal bitecek.
Gabriela, cette... croisade dans laquelle tu t'es lancée, ça se termine maintenant.
Ve bu giydiklerim ve o tarz bir bar onu harekete geçirmezse, bu iş burada bitecek.
Et si l'endroit et cet accoutrement ne font pas avancer la charrue, ça ne se passera jamais.
Bitecek.
Il faut que ça s'arrête.
Louise'le çalışmayı bırakacaksın, bu apartmandan taşınacaksın ve bitecek.
Tu vas quitter ton job avec louise tu vas quitter cet immeuble et ca sera fini
- 10 dakika sonra bitecek.
Et pourtant, tu ne bouges pas.
- Kevin. Kızı bırak beni al ama bu iş bitecek.
Moi pour cette fille.
Bu trafik çilesi nasıl bitecek yahu?
Ça roulait mal.